Lizzy soğuk yatakta uyandığında şaşırdı. içindeki umut kırıntısı Rafe'i görmeyi bekliyordu. yastığın üzerindeki kağıda uzanıp aldığında üzerindeki yazıyı okudu.
günaydın Elizabeth. erken çıkmam gerekti. çıkmadan mısır gevreği yedim, senin için de biraz ayırdım. dün gece için teşekkür ederim.
Lizzy çocuğun mükemmele yakın yazısına bakıp gülümsedi. telefonuna uzanıp aklındaki soru işaretleriyle rehberini açtı. Rafe'in sesini duyunca istemsizce gülümsedi. "selam, günaydın." Rafe'in sesi karşıdan geldi. "günaydın. arayacağını düşünmemiştim." Lizzy de arayacağını düşünmüyordu doğrusu. cevap verdi. "kahvaltı için teşekkür edecektim." Rafe'in şu an tek eli cebinde yürüdüğünü hayal edebiliyordu. "sorun değil. dün gece için teşekkür ederim." Lizzy aklındaki soruyu çok düşünmeden çocuğa yöneltti. "şey.. bu gece de gelecek misin?" Rafe'in sert sesi kulaklarında yankılandı. "gelmemi istiyor musun?" Rafe, Lizzy'nin ona kendinden emin bir şekilde gel demesini istiyordu. Lizzy bir şeyler geveledi. "şey... ev çok büyük. güvensiz hissediyorum." bu saçma bahane ağzından döküldüğünde Lizzy utandı.
Rafe birkaç saniyeliğine duraksayıp konuştu. "bahane üretmeyi kes. gelmemi istiyor musun?" Lizzy'nin sinirleri bozuluyordu. ona böyle kaba davranmasından hoşlanmıyordu. bu tartışmaya girmek istemediğini fark ettiğinde itiraf etti. "evet, gelmeni istiyorum." Rafe'in karşıdan gülümsediğine emindi. çocuk eğlenmiş bir ses tonuyla konuştu. "geleceğim." Lizzy gülümseyerek cevap verdi. "akşam görüşürüz o zaman." Rafe kafasını sallasa da Lizzy bunu göremedi. kız telefonu kapatıp derin bir nefes verdi. bu çocuk bütün dengesini alt üst ediyordu. yastığının tamamen Rafe gibi kokuyor olması onu istemsizce gülümsetti. ayağa kalkıp mutfağa indiğinde bir kase içerisinde birkaç kaşık mısır gevreği, yanında da süt buldu. gülümsemesi aptalca bütün suratına yayıldığında çevresine baktı. bulaşık makinesinin boşaltılmış olduğunu gördü. gülümsemesini engelleyemeyerek masaya oturup sütü kaseye döktü. yemeğini yerken aklının sürekli çocukta olması onun sinirini bozmuştu. hayatından çıkaracağı birine böylesine alışması sinir bozucuydu ama ona ciddi anlamda alışmıştı. o yokken bir parçasını eksik hissediyordu. Lizzy için bunlar yeniydi çünkü yıllar boyunca ondan nefret etmeye alışkındı. bu geceyi iple çektiğini sonunda kendine itiraf etti.
Lizzy üzerindeki dünden kalma kıyafetleri çıkarıp başka bir şeyler geçirdi. hem kafasını dağıtmak, hem de arkadaşlarının şüphelenmesini engellemek için arabasını Şato'ya doğru sürdü. arkadaşlarını verandada gülüşürken bulduğunda bütün neşesiyle konuştu. "selaaammm!!!" John, Jj ve Pope'u otururken gördüğünde şaşırdı. Sarah ve Kiara'yı da yanlarında görmeyi bekliyordu. "oh, kızlar nerede?" Pope konuştu. "markete gittiler." Lizzy kafasını sallayıp kendini koltuğa attı. Jj konuştuğunda kafasını sarışın çocuğa çevirdi. "dün gece gelirsin diye düşündük." Lizzy dudak büzdü. "işim çok geç bitti. o saatte sürmek istemedim." kızın cümlesi biter bitmez arkadaşları ellerinde poşetlerle bahçeden içeriye girdiler. Kiara kıkırdadı. "oh Lizzy, yolu hatırlamışsın." Lizzy göz devirdi. "biraz geciktim diye abartmıyor musunuz? uyanamadım." Sarah telefonda biriyle konuşurken göz devirdiğinde Lizzy konuşmaya devam etti. "buna ne oldu?" Kiara poşetlerden şişe çıkarıp arkadaşlarına uzatırken cevap verdi. "Wheezie ile konuşuyor."
Sarah birkaç dakika sonra aralarına gelip oturduğunda derin bir nefes verdi. sinirli görünüyordu. "Tanrım, bu kız beni delirtecek." John, sevgilisine bakıp sordu. "sorun ne?" Sarah bıkmış bir şekilde cevapladı. "Wheezie. dün gece evde bir şeyler olmuş ve her ne bok olduysa Rafe evden çıkıp bir daha dönmemiş. onun için endişeleniyor." Jj nefret kusarcasına tepki gösterdi. "koskoca herifi gittiği her yere takip edecek değilsiniz ya..." Lizzy'nin meraktan içi içini kemiriyordu. durum her neyse Rafe için özel olduğunu biliyordu. eğer dün gece anlatmak istese anlatırdı zaten. çocuğun özel hayatına burnunu sokmadı. Sarah'nın endişelenmesini engellemek adına konuştu. "arayıp sormaya ne dersin Sarah?" Sarah hafifçe kafa salladı. "Wheezie'ye aramasını söyledim. onu daha çok insan yerine koyuyor." bu itirafla Sarah'nın yüzü düştüğünde John, kız arkadaşının omzuna kolunu attı ve kendine doğru çekti. birbirlerini yüz ifadeleriyle anlıyor olmaları çok tatlıydı. Lizzy istemsizce gülümsedi. Sarah konuşmaya devam etti. "dün geceyi beraber geçirdiği kızın Tanrı yardımcısı olsun. tek diyebileceğim şey bu." Lizzy yanaklarının kızardığını hissettiğinde ayağa kalktı. "su isteyen var mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dress// r.c. +18
FanfictionKalabalık bir odadaki gizli anlarımız Onların sen ve ben hakkında hiçbir fikri yok Bedeninde tırnak izleri var Bende izini bıraktın, altından bir dövme adeta Tüm o sessizlik ve sabırla bekleyiş, burnumda tütüşün ve beklenti Ellerim senden uzak kalma...