3.8

52 7 2
                                    


Medyadaki müzikle dinleyebilirsiniz 

******

Pikniğe Atatürk Arboretumu'na gelmiş önce yemek yemiş sonra doyasıya oyunlar oynamamıştık. Yakar top, istop, yakalamaca, şimdi de yorulduğumuz için herkes kendi haline geçmişti Deniz, Dicle için topladığı çiçeklerden taç yapıyordu, Dicle'de yanında oturmuş onu izliyordu. Beren abla ve Boran abi kızlarıyla ilgileniyordu evet onlar da yolda bizi aramışlardı bizde pikniğe gidiyoruz isterseniz gelin dediğimizde Bade hanımla gelmişlerdi. Ela ve Çakır sofra bezinde oturuyorlar ara ara bakışıp sohbet ediyorlardı, bizde hamakta oturmuş sallanıyorduk. Sessizliğimizi Burak Yiğit bozmuştu

"Yürüyüş yapalım mı biraz Gül Çiçeği?"

"Yapalım Ruh-u Revanım."

Burak bizimkilerim yanına gidip yürüyüş yapacağımızı söyledikten sonra elimi tuttu, beni hamaktan kaldırdı ve sessizce yürümeye başladık.
Su kenarından yürüdüğümüz için suyun sesi, kuşların sesiyle keyifli yürüyüş oluyordu. İlerdeki banka gidip oturduk, kafamı omzuna yaslayıp kolarımı beline sardım. Huzurlu hissediyordum gerçekten huzurlu hissediyordum sessizliğimizi Burak Yiğit bozmuş ve bana güzel sesiyle yeniden bir şiir okumaya başlamıştı

"Sana bir sevda sunsam
Yüreğimin en güzel pınarından
Öyle bir sevda ki, içilesi
Öyle bir sevda ki, kendinden geçilesi
İçer misin?
Kendinden geçer misin?

Sana sevmeyi anlatsam
Bana sevmeyi anlat desem
Dinler misin?
Anlatır mısın?

Kanat taksam bakışlarıma
Nağme yazsam, göz bebeklerimle
Yollasam gözlerine
Okur musun?
Cevaplar mısın?

Cana canan lazım desem
Yüreğime sen lazım
Sana beni versem
Seni senden istesem
Beni alır mısın?
Seni verir misin?

Aşk desem
Biz der misin?

Seviyorum desem
Bende der misin?

Ya sen, ya ölüm desem
Ölme der misin?

Sensiz yaşayamam desem
Bende der misin?

Anlatsam, anla artık desem
ANLAR MISIN?

Uzatsam yüreğimin ellerini
Yüreğinin elleriyle tutar mısın?"

Dolan gözlerimle gözlerine baktım, onu ilk gördüğüm günden bu güne çok güzel şeyler olmuştu ama hayatımda yaptığım en güzel şey kesinlikle Burak Yiğit'e yazmaktı.

"Seni çok seviyorum Burak Yiğit Alaca"

"Verda'm, Gül Çiçeğim, bunu konuşmak için erken biliyorum ama konuşmak istiyorum. Hayatıma girdiğin andan beri hayatımı daha güzel hale getirdin, seninle geçen her anım, her günüm daha güzel daha bi anlamlı oldu. Ben hayatımın sonuna kadar her günümün anlamlı, güzel, neşeli olmasını istiyorum. Benim hayatımın sonuna kadar yanımda kalır mısın, benimle yaşar, benimle yaslanır mısın? Bu evlilik teklifi değil sadece hayatımın her anında yanımda olur musun? Hayatının her anında yanında olmama izin verir misin?"

"Burak Yiğit Alaca Ruh-u Revan kelimesi ruhun akışı, ruhun ferahlığı anlamına geliyor bunu okuduğumda çok hoşuma gitmişti, seni ilk gördüğümde içimdeki tarifsiz heyecan kıpırtılar olmuştu, sonra seni düşündüğüm her anda aynı kıpırtıları hissediyordum kalbimde bende bu hissi çok sevmiştim. Seni böyle kaydettim çünkü hayatımın akışında, hayatımda bir yerde olmanı istedim. Belki mantıksız, bağlaştıramadın bile ama o an öyle hissetmiştim şimdi hissettiklerimi anlatan bir kelime olduğunu sanmıyorum. Hayatının her anında yanında olmak istiyorum, sınavların için sabahlarken, mezuniyetinde, iş bulduğunda, ondan önce işsiz kaldığında...Aynı zamanda benim hayatımın her anında yanımda olmanı da istiyorum. Üniversite sınavına girerken, sonuçlara bakarken, üniversite zamanlarında, mezuniyetimde, bu sefer benim işsiz kaldığım ve iş bulduğum zamanlarda...Ben senin hayatının her anında yanında olmak istiyorum sende benimkinde olur musun?"

Ruh-u Revanım / Yarı Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin