"Buyrun gelin, Baekhyun da sizi bekliyordu." Baekhyun'un annesi yüzünden gülücüklerini eksik etmeden misafirliğe gelen karşı komşularına kapıyı açmıştı.
"Hem de dört gözle bekliyordu." Baekhyun üst kattaki odasından çıkmış merdivenlerden annesine bakıyordu. Annesi ise Baekhyun'u sinir etmek istermiş gibi misafirlere sanki sır veriyormuşçasına fısıldamıştı.
"Chanyeol da çok heyecanlı bir şekilde bekliyordu bir görsen." Chanyeol'un annesi gülerek içeri girdiğinde Baekhyun merdivenlere daha da yaklaşmış içeri girenlere bakıyordu. Chanyeol'un annesinde sorun yoktu ama annesinden sonra içeri giren kişiyi görünce yüzünü buruşturdu.
Chanyeol Baekhyun'un annesine gülümseyerek içeri girmiş ardından merdivenlerde duran çocuğa bir bakış atmıştı. Bu öyle bir bakıştı ki şu an Baekhyun Chanyeol'un yüzüne merdiven korkuluklarını fırlatmak istiyordu.
Tamam her şey kendi başının altından çıkmıştı ama nereden bilsin annesinin böyle yapacağını? Hangi anne çocuğunun karşı komşusunun oğluna platonik olmasına bu kadar coşkulu bir tepki verirdi ki!
"Baekhyun misafirlerimize merhaba desene." annesinin sesini duymasıyla oflayarak merdivenlerden inmeye başladı Baekhyun. Hayır deyip itiraz etmek ve olay çıkartmak isterdi ama annesinin misafirler gittikten sonra onu öldüreceğini bildiğinden sesini çıkartmamıştı.
Merdivenleri yavaş yavaş ve sinirli bir şekilde indikten sonra salonda oturan insanlara doğru yöneldi. Sinirli yüz ifadesinin üstüne 'çok mutluyum yaşasın, gökkuşağının sonundaki altın kazananı buldum' maskesini takmıştı ve hiç de sahte durmuyordu. Eh tabii muhtemelen bir tek Chanyeol anlayacaktı.
"Baekhyun yavrum nasılsın görüşmeyeli?" Chanyeol'un annesi imalı imalı konuşup gülümsedikten sonra Baekhyun dişlerini sıktı.
"Görüşmeyeli son 2 saattir çok iyiyim Young-mi teyzecim." tabii ki alttan alttan dürtecekti ama kimsenin anladığını düşünmüyordu.
"Annem hadi tabakları ve tatlıları getir sen." Baekhyun'un annesi ellerini çırparak mutlulukla konuştuğunda Chanyeol'un annesi de ona eşlik ederek Baekhyun'a gülümsedi. "Chanyeol da yardım etsin sana." Chanyeol annesinin onu sırtından bıçaklamasının üstüne iç çekip Baekhyun'un arkasından mutfağa yürüdü.
Baekhyun oflaya poflaya çatalları çıkartırken arkasından gelen Chanyeol'a bakıp göz devirdi.
"Buraya gelmem benim isteğimmiş gibi tavır yapma." Chanyeol söylenip Baekhyun'un yanına geldiğinde Baekhyun ona öldürücü bakışlar attı.
"Konuşma da şu raftan tabakları çıkar." Baekhyun'un sözleri üstüne Chanyeol söylenen raftan tabakları almaya başladı.
"Çok kindarsın sen." Chanyeol tabakları tezgâha koyarken Baekhyun elindeki bıçakla Chanyeol'a döndü. "Bıçaklarım seni bulaşma bana." Chanyeol oflayıp Baekhyun'a doğru bir adım attı ve elindeki bıçağı kapıp çekmeceye geri koydu.
"Oyalanma da tatlıları koy artık." Baekhyun bu sözlerin üstüne çatalları kenara koyup tatlıları tabaklara yerleştirdi. Chanyeol da onu yavaşça takip edip tatlı koyduğu tabaklara çatalları yerleştirdi.
"Yardım edip şu iki tabağı al." Chanyeol onu başıyla onaylayıp iki tane tabağı aldı ve Baekhyun'u takip ederek tekrar salona gitti.
Baekhyun salona girdiğinde annesi ve Chanyeol'un annesinin yüzündeki ifadeyi görünce elindeki tabakları kendi kafasında kırmak istedi. Çünkü şu an tam olarak ikisi de ellerini yanaklarına koymuş, gözleri kısılana kadar gülümseyerek onlara bakıyordu. Baekhyun annesinin çevresinde uçuşan sevinç çiçeklerini görebiliyordu. Birazdan mutfağa dönüp çakmak alacak ve bütün çiçekleri yakacaktı.
"Yarı yarıya mı bölüştünüz tabakları? Ne kadar da sevimlisiniz öyle." Baekhyun annesinin söylediklerini duyunca göz devirdi, dört kolu yoktu nasıl 4 tabağı taşıyacaktı zaten?
Annesine aldırmadan tabakları ortadaki büyük sehpaya yerleştirdi ve Chanyeol'un da yerleştirmesini bekledi.
"Her şey bittiyse ben odama çıkıyorum anne." Baekhyun sorusuna cevap beklemeden hızlı adımlarla merdivenlere yürüdü.
"Chanyeol evladım sen de git peşinden, bizimki pek nazlı." Chanyeol duyduklarının üstüne yerde tepinerek kahkaha atmak istiyordu çünkü Baekhyun'un annesi de Baekhyun'u evlilik aşamasındaki nazlı gelin gibi görüyordu.
"Gideyim madem." Chanyeol onlara veda ettikten sonra yavaşça merdivenlere yürüdü. Buraya geldiği için pişman falan değildi hatta çok da iyi olmuştu. Baekhyun ilk kez Chanyeol'un işine yarar bir şey yapmıştı. Chanyeol yüzündeki gülümsemeyi bozmadan eliyle arka cebini kontrol etti, her şey çok eğlenceli olacaktı.
...
"Baekhyun kapıyı açar mısın çok sıkıldım." Chanyeol oflayarak kapıyı tıklattığında Baekhyun onu bir kez daha umursamadı.
"Siktir git dedim sana dimi?" Baekhyun öfkeyle konuştuğunda Chanyeol sıkıntıdan patlayacaktı.
"Bak daha fazla kapıyı çalma kedimi üstüne salarım." Baekhyun kapının tekrar tıklatıldığını duyduktan sonra söylenmişti.
"Hangi kedi?" Chanyeol gülerek sorduğunda Baekhyun hızlıca yerinden kalktı ve etrafına bakındı. Lan kedisi neredeydi?
"Bihter neredesin?" Baekhyun eğilip yatağın altına baktı ama kedi orada değildi. Neredeydi bu kedi? Bir dakika Chanyeol az önce gülmüş müydü? Baekhyun aklına gelen düşünceyle kapıya koştu ve hızlıca anahtarı çevirdi. Kapıyı öyle hızlı açmıştı ki az daha duvarı delecekti.
Baekhyun kapıyı açtıktan sonra karşısındaki bedene baktı. Chanyeol ve Chanyeol'un kucağında mırlayarak kendini sevdiren Bihter'e ihanete uğramış yüz ifadesiyle baktı.
"Teşekkürler." Chanyeol Bihterle birlikte içeri girdikten sonra Baekhyun sinirle kapıyı kapattı.
"Sana git dedim dimi?" Baekhyun yatağına oturan Chanyeol'a dik dik bakarken Chanyeol Bihter'i yavaşça kucağından indirdi.
"Dedim ya annemler beni buraya postaladı diye." Chanyeol onuncu defa aynı açıklamayı yaptığı için bunalmış hissediyordu.
"Kapının önünde bekleseydin içeri girmek zorunda mıydın?" Baekhyun yatağına rahatlıkla oturan çocuğa doğru tereddütsüz bir adım attığında yaşanacak şeyleri önceden bilebilseydi eğer kesinlikle geriye adımlardı.
Chanyeol Baekhyun'u kolundan tutup yatağa çekmiş ardından ise Baekhyun'un üstüne çıkarak ellerini başının üstünde birleştirmişti. Her şey o kadar hızlı gelişmişti ki Baekhyun şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı.
"İçeri girmeseydim eğlenemezdik ki?" Chanyeol sırıtırken elini arka cebine atmış ve Sehun'dan ödünç aldığı kelepçeyi çıkartmıştı. Baekhyun'un gözleri kelepçeyi görünce baykuşların gözleri gibi kocaman açıldı. Tepinmek ve kurtulmak için uğraştı ama üstündeki dev onu ve ellerini çok sıkı bir şekilde tutuyordu.
Baekhyun daha fazla uğraşamadan Chanyeol onun ellerini yatak başlığına kelepçelemişti bile. "Ne yapıyorsun lan?" Baekhyun sinirle konuştuğunda Chanyeol yüzünü onun yüzüne yaklaştırıp çenesinden tuttu.
"Ben sadece intikam alıyorum Baekhyun, minik bir intikam." Chanyoel fısıldayarak konuştuktan sonra Baekhyun'un üstünden kalkmıştı, Baekhyun ise arkasından bakarken keşke şu kelepçe olmasa da yüzünü parçalasam diye düşünüyordu.
Chanyeol oldukça keyifli bir şekilde Baekhyun'un masasının üstündeki bilgisayara doğru yürüdüğünde Baekhyun Chanyeol'un amacını sonunda anlayabilmişti.
"Bakalım Baekhyun fotoğraflarımı nereye saklamış?" Chanyeol gülerek söylediğinde Baekhyun yutkundu.
Evet şu an tam olarak sıçmıştı.
...
Selaam, öncelikle özür dilerim bu bölüm çooook geç geldi.. Ancak yazmayı bitirebildim. Bu yüzden bugün 2 bölüm birden yayımlayacağım, 2. bölümü akşama doğru atarım güllerim♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Omegle? | ChanBaek
Short StoryBaekhyun can sıkıntısından omegle yüklemişti, tek amacı biraz eğlenmekti. Ancak karşısına gelen Chanyeol'un amacı tamamen farklıydı. "Çek lan şu koca penisini ekrandan!" Texting ⋆ 20.04.22