11

20.6K 2.3K 1.9K
                                    

Haiii, ben geldiiim. Ay yine gecenin bir vakti bölüm yazıyordum ve klasik yazmışken salayım dedim durunamayıp. Gece kuşlarıma selam olsun bu arada. Aaaaa bir de bu bölüm Eun Woo kuşumu da getirdim fice ehehe.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"İncinirsem beni iyileştirmek için geleceksin, değil mi? Çünkü kahramanım bey sen, gerçekten benden hoşlanmaya başladın..." Başımı omzuma doğru eğerken ona kirpiklerimin arasından, kısılan kuşkulu gözlerim eşliğinde baktım.

Ellerini ceplerinde hafifçe oynatırken , sözlerim ona rahatsızlık vermiş gibi huysuzca kıpırdandı dikildiği noktada. Omuzları hafifçe sarsıldı.

Gözlerimden kaçırdığı bakışları, gözlerimle orta yolda çarpıştığında dudağının tek kenarı milimlik yukarıya doğru kıvrıldı.

"Bile isteye kendini incitecek misin, sırf seni iyileştirmek için gelip gelmeyeceğimi kontrol etmek için?" Benden hoşlanmaya başladığını istikrarla kabul etmeyip, üzerine soruma soruyla karşılık verdiğinde histerik bir şekilde güldüm.

"Kendime durduk yerde neden bile isteye inciteyim kahramanım bey? Ben olsam, birinden hoşlanıyorsam çekip öper ve bunu kabul ederdim. Sen öpmesine öpüyorsun, ama kabul etmiyorsun. Garip bir kaplansın, ama neyse."

Başımı sallayarak ofladım. "Gitmeliyim artık, hoşçakal." 

"Hoşçakal küçük şey." Arkamı dönüp Hoseok'un yanına yürürken sesi kulaklarımda uğuldadı.

**

"Sana bir şey diyim mi? O kaplan sana feci vurulmuş!" Hoseok, elindeki çatalı bana doğru salladığında gözlerimi devirdim.

"Vurulsa kaç yazar, kabul etmiyor ki. Hayır gerçekten yakışıklı ve hoşlandığını kabul etse ben de ona adım atmaya hazırım." diye mırıldandım huysuzca limonata bardağımı elime alıp oflarken.

Çatalını gürültüyle pasta tabağına bıraktığında düşüncelerime daldığım için irkilerek yerimden sıçradım.

Elimdeki bardak çalkalanırken üstüme dökmekten kıl payı kurtulurken kaşlarımı çatarak Hoseok'a baktım.

"Kabul etse de sen oralı olma! Ağırdan sat kendini, daha dünden razıymış gibi dibin düşmesin hemen. Aaaaa olmaz böyle." dedi onaylamaz bir şekilde başını sallayıp cıklarken.

"Selam Jungkook." Eun Woo'nun sesiyle birlikte, pipetini ısırmaya başladığım limonata bardağından uzaklaşıp öksürerek tepemize dikilen Eun Woo'ya çevirdim başımı.

"Selam." dedim ağzımı şapırdattıktan hemen sonra. "Bu gece, ormanda parti veriyor bizimkiler. Benimle gelmek ister misin, senin evine de yakın hem?"

Limonata bardağıma uzanmak üzere olan elim havada kalırken ağzım bir karış aralandı. "Ne partisi?"

"Eğlencesine, içip dans edeceğiz. Moonbin geçmiş doğum günü partisi verecekmiş, değişiklik olsun diye mekanı orman olarak seçmiş. Hem şikayet etmezler, rahat rahat eğleniriz." dediğinde gözlerim Hoseok ile Eun Woo arasında mekik dokudu.

"Geliriz geliriiiiz." Hoseok aniden atıldığında kaşlarım çatıldı. Taehyung'un evi ormanın içerisindeydi ve ben o ormana bir daha gitmeyeceğimi söylemiştim. Tanrı aşkına yaşadıklarımdan sonra orman fobim oluşsa yeriydi!

"Yok yok, ben gelmesem çok daha iyi." dediğimde, Hoseok masanın altından ayağıma sağlam bir tekme geçirdi.

İnleyerek ayağıma uzanıp tutarken ona kızgın bakışlarım eşliğinde baktım. "Eun Woo, biz biraz düşünelim. Sana haber versek az sonra olur mu?" diye sorduğunda Eun Woo tatlı bir şekilde gülümsedi, gözleri kısıldı.

SASSY BUNNY • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin