12

19.2K 2.2K 1.3K
                                    

Haiiii, ben geldiiim. Yahu ben yeni bir bebeğe daha başladım. Angst son olmayacak bir fic, lakin konuyu okuyunca hemencecik angst zannediliyor. Biraz melankolik bir fic,dram ağırlıkta ama angst son olmayacak dediğim gibi. BLEEDING WOUND ficin adı, profilimden ulaşabilirsiniz. Taehyung, babası yüzünden sevgilisi Jungkook'tan ayrılıp başkasıyla evlenmek zorunda kalıyor. Şimdi gidip yb yazacağım jajajaj Destek olursanız sevinirimmm <3

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım Xx

**

Sonra onun gök gürültüsüyle yarışacak kadar gür olan, müziğin sesini bile bölen derin sesi kulaklarımda çınladı.

"Sen kimi öptüğünü zannediyorsun lavuk!"

Onu geriye çekerek çevirdi ve Eun Woo'nun yüzünün tam ortasına sağlam bir yumruk geçirdiğinde ağzım şokla açıldı. Hasiktir! Bu... Bu kadarını beklememiştim!

Eun Woo aldığı darbeyle yüzünü tutarak geriye doğru tökezlerken, hızla araya girerek Taehyung'un önüne geçtim.

"Jungkook, onu tanıyor musun?" Eun Woo'nun arkamdan gelen sesiyle Taehyung beni ezip geçmek ister gibi atak yaptığında, omuzlarından tutarak onu durdurmaya çalıştım. "Kahramanım bey ne oluyor sakin ol!" dedim telaş içerisinde.

"Tanıyor! Kahraman beyi oluyorum ben!" diye hırçınca kükredi, benimle bir an bile göz teması kurmaksızın, beni duymazdan gelip Eun Woo'nun sorusunu benim yerime cevapladı.

Bileğimden yakaladığı gibi arkasını dönüp bizi izleyen kalabalığın içerisinden sıyrılırken beni de peşinden çekiştirdi.

Adımlarına ayak uydururken, Hoseok'u kalabalığın içinde aramaya çalışsam da bulmayı başaramadım.

Taehyung parti ortamından ve insan topluluğundan uzaklaşmak istese de, ne kadar ilerlesekte açık alanda ses yankılanması nedeniyle müziğin sesi kulaklarımızı terk etmedi.

Beni çekiştire çekiştire yürümeye devam ederken, "Kahramanım bey nereye gidiyoruz?!" diye soluk soluğa bağırdım, omzumun üzerinden epeyce uzaklaştığımız ve görüş alanımdan çıkan kalabalığın bulunduğu tarafa bakarak.

Tam o sırada duraksadı ve beni büyük bir ağacın gölgesi altına çekip beni önüne aldığında bileğimdeki tutuşu belime kaydı.

"Neden vurdun çocuğa kahramanım bey?" Yeni bir soru sorduğumda dişlerini kırmak istercesine sıkmaya son verip burnundan sert bir nefes çekti içine. Ardından konuşmak için araladı dudaklarını yavaşça.

Tek eli belimde sabit dururken, diğer eli önüme tırmandı.

"Onu parçalamamak için zor duruyorum, bu dudakları öptü..." Parmaklarının uçlarıyla dudaklarımı dürtercesine okşadığında sertçe yutkundum.

Eun Woo'nun beni öpmesi hiçte hoşuna gitmiş gibi görünmüyordu.

"Öpebilir, hem belki ben öpmüşümdür? Sorun ne kahramanım bey? Benden hoşlanmadığını söylemiştin." diye homurdandığımda kaşları gözleriyle birleşecek raddede çatıldıkça çatıldı.

Bel boşluğumdaki elini orada sabit tutmaya devam ederken, beni aniden ağacın gövdesine çarptıracak şekilde ittiğinde nefesim tekledi.

Aniden gerçekleşen çarpışmanın etkisiyle genzimden boş bulunduğumu doğrudan lanse eden bir inilti yükseldi.

"Kıskandın mı kahramanım bey?" diye sordum yüzüme çarpık bir gülümseme asılırken. Kaşlarım merakla havalanırken, sorgulayıcı bakışlarım devreye girdi.

Ciddi ifadesini koruyup öfke dolu bakışlarıyla gözlerimi delip geçmek istercesine sert bakarken seslice yutkundum.

Bel boşluğumdaki elini çekti ve ellerinin ayalarıyla arkamda kalan ağaca sertçe vurdu arka arkaya.

Sırtımın ardındaki ağacın sarsıldığını hissederken, ağacın yaprakları ve dalları hırçınca çalkalanırcasına sallandı.

Göğsüme abanarak birbirine dayadığı vücutlarımızın ayrılmasını sağlayacak şekilde geri çekildi.

Tek kelime dahi etmeden ellerini iki yanında yumruk haline getirip yanımdan geçtiği gibi uzaklaşmaya başladı.

Partinin yapıldığı yönün aksine, hiddetle yürürken yaslandığım ağaçla olan temasımı koparıp arkasından bakakaldım.

"Kahramanım bey! Benden hoşlandığını kabul etmeyecek misin?!" Sesim kulaklarımda aksederken, bana geri bir karşılık vermedi.

Durmadı da. Dönüp arkasına bakma zahmetinde bile bulunmadı. Sadece aramıza hırslı adımları eşliğinde mesafe açarak uzaklaşmaya devam etti.

"Şimdi durmazsan yine gidip onu öperim!" Dudaklarımdan benden habersiz, aniden kelimeler dökülüverdiğinde adımları yavaşladı.

Başını iki yana çevirerek kıtlattı. Bir an duracağını düşündüm, ama yine durmadı.

Adımları yavaşlasa dahi ilerlemeye devam etti.

"Gidip öpeceğim! Şimdi gidip öpeceğim ve çok daha fazlasını yapacağım çünkü neden olmasın değil mi?!" Ona blöf yapmayı kesip topuklarımın üstünde arkamı döndüğüm gibi az önce uzaklaştığımız insan kalabalığının olduğu yöne doğru adımlamaya başladım.

"Neden olmasın! Öpmemek için hiç bir sebebim yok çünkü-" Bileğimden sertçe tutulup hışımla arkamı dönmemi sağladığında sözlerimin devamı havada asılıkaldı.

Hava yutmakla yetinirken çakmak gibi parlayan gözleriyle karşı karşıya kaldım. Burun burunaydık. Sıcak ve keskin nefesleri doğrudan dudaklarımı sıyırıp geçiyordu.

"Öpemezsin!" diye hırladı dudaklarını dudaklarıma sürterek. "Neden kahramanım bey?"

"Çünkü..." dedi ve duraksadı. Kalçalarımdan yakaladığı gibi beni aniden kucağına aldığında gözlerim faltaşı gibi açıldı, nefesim tekledi.

Bacaklarım refleksle beline sıkıca dolandı. Ellerim geniş omuzlarından destek alırcasına tutunurken, bedenimi çevirerek bize en yakın olan ağacın gövdesine sırtımı bir kez daha çarptırdığında genzimden derin bir inilti fırladı.

"Çünkü ne?" diye fısıldadım gözlerimi kırpıştırarak kendime geldiğim evrede.

Burnundan sert bir nefes çekip gözleriyle gözlerimi esir aldı.

Gözlerimin içine baka baka, "Çünkü bu dudaklar benim!" diye kükredi ve ben sözlerini hazmedemeden dudakları dudaklarımın ortasına sertçe kapandı.

**

Bölüm sonu :) Dıdırıfdıf jajajja Taehyung kaplansı nazlar sergiledi ama en sonunda kabul etti ehehehe. Yani etti sayılabülüü :D

Umarım sevmişsinizdir. Bir önceki bölüm fazlasıyla uzundu bir önceki bölümlere nazaran. Bu bölüm olması gerektiği uzunlukta oldu:)

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, sağlıcakla kalın. Seviyorum sizi <33

Instagram: Sevvyniz & Sevvy97 / Tiktok & Twitter: Sevvyniz

-Şevval



SASSY BUNNY • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin