9

21.3K 2.4K 1K
                                    

Haiii, ben geldiiim. İyi bayramlar bayram şekerlerimm, size bayram hediyesi olarak yb getirdim :) Bayrama özel ekstra uzun tuttum bölümü. Xx

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim <33

**

Gözleriyle gözlerimi esir aldıktan sonra yeniden konuşmak için nemli, kiraz dudaklarını araladı.

"Mutlaka görüşelim..." dedi hırıltılı bir sesle, gecenin sessizliğine uyum içerisinde.

Afallamış bir şekilde gözlerimi kırpıştırarak kirpiklerimin arasından ona bakarken, çenemi okşayan parmakları salyasıyla ıslattığı dudaklarıma kaydı.

Tek eli ise hâlen daha belimdeydi. Parmaklarının uçlarıyla ıslak dudaklarımı sıvazlarcasına dürttüğünde sertçe yutkundum.

"Yaralı değildim... Bu öpücük ne içindi kahramanım bey?" Kafa karışıklığımla, baskılayamadığım merakımı doğrudan yansıtan soru dudaklarımın arasından döküldü.

Parmaklarını dudaklarımdan çekmediği için her bir kelimede dudaklarımın sıcak parmaklarına sürtünmesi kaçınılmaz oldu.

"Veda için." diyerek geçiştirmeye çalışır gibi geri çekildiğinde kısık bir sesle kıkırdadım. Parmaklarının yerini hava sarmalamıştı geri çekildiği anda.

"Benden pek hoşlanmadığını zannetmiştim kahramanım bey, ama gerçekten de hiç göründüğün gibi değilsin. Veda öpücüğüymüş." diyerek omzumu umursamaz bir tavırla silktim.

"Öpücük için teşekkür etmemi beklemiyorsun sanırım? Ah her neyse hoşçakal, evime gidip yemek yemeliyim." diyerek ona göz kırptım.

Arkamı dönmek için hamle dahi yapamadan bileğimden yakalayıp beni durdurduğunda, kaşlarım çatıldı.

"Öpmek istedim ve öptüm, oldu mu?" diye sıktığı dişleri arasından tıslarken, alnını alnıma yasladı.

Sıcak nefeslerimiz birbirine karışırken, çatık kaşlarım şaşkınlıkla havalandı. Siktir, kabul etmişti.

"Dudaklarımı öpen kim olursa vazgeçilmezi haline geliyorum. Ve sanırım bu senin için de artık geçerli kahramanım bey." diyerek keyifle kıkırdadım.

"Sen çok bilmişlik taslıyorsun ama, küçük şey. Hadi evine git artık,üşüteceksin." dediğinde ağzım şokla açıldı. Onun kaba ve yontulmamış bir odun gibi sergilediği o tavırlardan sonra bu sözleri beni şok etmişti.

"Kaba ve yontulmamış odun mu?" diye soluduğunda dişlerimi sıkarak geri çekildim. "Aooo, ben kaçıyorum artık kahramanım bey."

Bileğimi bırakınca, sırıtarak geriledim. Ardından kayan eşofmanımı çekiştirip düzelttikten sonra önüme döndüm.

Onu gerimde bırakıp hızlıca ilerlerken, aklıma gelen söyleyeceklerimle bir kez daha duraksayıp ona doğru döndüm.

"Ben bir daha bu ormana geleceğimi zannetmiyorum kahramanım bey, o yüzden sanırım görüşemeceğiz." dedim ellerimi iki yanımda açarak.

"Ben seni her türlü bulurum. Senin gelmene gerek yok, küçük şey." dedi kendinden emin bir sesle.

Aa beni mi takip edecekti evime kadar yoksa? Nasıl bulacaktı ki beni her türlü?

"Takip etmeme gerek yok, kokunla bulurum." dedi ve benim başka bir şey söylememi dahi beklemeden ormanlık yola geri dönüp uzaklaşmaya başladı.

***

Ertesi gün|

Hoseok ile sabah sabah yürüyüşe çıkmıştık. Kapıma dayanıp beni zorla yatağımdan çıkarmıştı. 1 saattir yürüyorduk.

SASSY BUNNY • TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin