Berzan Karaylı
Derinliklerimde gizlediğim merhametim ve sevgimden zerre nasibini almayacak olan Alina yüzünden yıllardır yakalanmadığım devlete şimdi kendi elimle düşmüştüm. O aptal kızın sadakatini ve zekasını öğrenmek için uyguladığım oyun elimde patlamıştı.
Alina bir yana Göktuğ'un bu işin içinde olması canımı daha da çok sıkıyordu. Yıllar önce yollarımız ayrılmıştı ve bir daha görüşmemiştik. Bugün ise birdenbire kaşımda beliriyor Alina'yı elimden alıyordu. Kızın normal olmadığını en başından beri anlamam gerekiyordu. Babamın en büyük tedarikçisi ve ortağı olan Kerem, kızını gelip bize satıyordu. Utanmadan, arlanmadan. Bir baba nasıl olur da kızını satardı? Üstelik üstün güçleri olan biri iken.
Babası da kızı gibi aptaldı. O adamı hiç sevmiyordum ve hiç sevmeyecektim de. Polislerin elinden kurtulduğum an ilk uğrayacağım kişi bizzat kendisi olacaktı ve hiç normal bir ziyaret olmayacağı aşikâr.
''Berzan Karaylı!'' diyerek içeriye adımını attı Ali Müdür. Beni tutukladıklarında yüzündeki mutluluk kısmen solmuştu ama tamamen bitmiş değildi. Keyifle dosyaları masaya attığında karşımdaki sandalyeyi gürültülü bir şekilde çekip oturdu. ''Derlerdi ki erkeğin iki zaafı vardır; kadın ve silah. Doğruymuş. Seni hiç tutuklayamıyorduk, babanı da ama basit bir oyuna geldin,'' zayıf yaşlı yüzündeki sorgulayıcı gözleri gözlerimden ayrılmıyordu ben ise ne konuşmaya ne de rahatsız olamaya niyetliydim, ''Sınır ötesi silah satışı yapanlar sizler misiniz, kaç adet ve ne sattınız?'' cevap bekliyordu vermeyeceğimi çok iyi bilmesine rağmen...
Dakikalardır sorduğu sorulara karşı cevapsız kalmam karşısında sakin kalmaya çalışan bir tarafı olsa da yüzündeki gerilme apaçık ortadaydı, ''son operasyonda on iki şehit verdik'' gözleri kararıyordu ve çenesi geriliyordu. Burun delikleri genişlemiş, soluğu sıklaşıyordu, ''biri daha dün baba oldu!'' işte beklediğim buydu. Öfkesi kontrol dışıydı. Bir elini masaya vurarak olabildiğince yüksek sesle bağırıyordu. Profesyonel biri olduğunu bilmeseydim birazdan yakama yapışıp beni yumruklayacağına emindim ama Ali Şimşek yıllardır polisti ve oldukça profesyoneldi. Söz konusu şehitler olmasaydı daha sakin olabilirdi, biliyordum.
Sandalyesi geriye düşmüş şu an karşımda volta atıp duruyordu. Çok öfkeliydi belki de bu şekilde öfkesini kusabileceğine inanıyordu. Elleri belinde soluklanıyordu ama bir türlü yerinde duramıyor sürekli ağzı doluyor ama tek söz bile etmiyordu. Artık çok net bir şekilde anlamıştım ve oyunumu oynamam gerekiyordu... kendisi durulmaya çalıştığı anlarda gözlerimi ona diktim ve hafifçe sırıttıktan sonra durup bana baktı. Görevi başında bir memur olmasaydı çoktan belindeki silahla beynimi dağıtmıştı ama yapamayacağını ikimiz de biliyorduk. Lakin gözlerinde bunu arzuladığını çok net görebiliyordum.
''Serbest kaldığını biliyorsun değil mi?'' derin soluklarla bana sorduğunda dudaklarımı yanlara doğru genişlettim ve burun deliklerimi açabildiğimce açtım, ''içeriye girdiğiniz andan beri'' dedim kısmen yalan söyleyerek. Başım dikti ve ağzımdan laf almaya çalışan ama artık mümkün olmadığını bilen Müdür gözlerini yumup derin bir nefes alıp verdi. Ellerini belinden alıp sertçe bacağına vurduğu anda profesyonel bir küfür ederek sorgu odasından çıktı.
...
''Neden bu kadar geç kaldın?'' soruyu soran Özlem'i es geçerek aracıma bindim. Özlem'in de binmesini bekledikten sonra şoföre, ''Kerem Demir'in evine'' dedim.
''Oraya gitmeden önce babana uğrasaydın daha iyi olurdu''
''Birilerinden akıl almayı on yedi yaşındayken bıraktım.'' O benim en yakınımdaki kişiydi. Doktorumdan çok ablamdı. Onunla tanıştığım günden beri değişmeyen tavrı ve bende uyandırdığı güven duygusu sayesinde artık etle tırak gibiydik. Seviyordum, yanımdan hiç kopmasın istiyordum. Ama her erkek kardeşin duyduğu o korkuyu bende duyuyordum, Özlem'in elbet bir gün benden kopacağını biliyordum. Nasıl ve ne zaman olacağını bilmesem bile gidecekti ve çok zamansız olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bayan Göz
Teen FictionHenüz bir çocukken gördüğüm rüyanın hayatımı değiştireceğini ve kaderim olacağını bilemezdim. Tanrının öptüğü gözlerimin açılması kimileri için nimet iken benim için işkenceydi. Üç şeytanın bermudasında savrulurken beni bulan bir meleğin kollarına...