Taeyong

460 55 50
                                    

Herkes Taeyong'un neden bu kadar iyimser veya saf olduğunu merak ediyordu.

Onu çoğu kez bu özelliğinden dolayı kullanmışlardı. Taeyong kullanıldığını bile anlamıyordu bazen. Öyle zamanlarda da Jaemin ve Mark olaya el atıyordu.

Neden böyle olduğunu Taeyong'a sorsanız cevap dahi veremezdi. Fakat bir psikoloğa sorsanız kesinlikle annesinden dolayı olduğunu söylerdi.

Taeyong'un babası o daha üç yaşındayken trafik kazasında hayatını kaybetmişti. O günden sonra annesi her şeyi bırakıp Taeyong'a odaklanmıştı. Aslında tek istediği çocuğunu en iyi şekilde büyütmekti fakat ona zarar gelmesi korkusu neredeyse bir hastalığa dönüşmüştü. Taeyong başkalarının ailesini görmediği ve kendini bildi bileli annesi aynı olduğu için annesinin yaptıklarını garipsemiyordu.

Küçüklükten bugüne kadar kısaca bazı örnekler verecek olursak; okula başlayacak yaşa gelene kadar sokakta oynamasına izin vermemişti, okula başladığında onu öğle arasına kadar yemek yememesini tembihler öğle arasında kendi gelip yedirirdi (başta her teneffüs geliyordu fakat öğretmenler uyardığında sadece öğlen gelmeye başlamıştı) , ortaokula geçtiğinde onunla annesi yüzünden dalga geçen çocuklarla kendisi değil annesi tartışmıştı, bir kafeye gittiklerinde yiyeceğini annesi seçer parayı annesi öderdi, liseye başladığı ilk zamanlarda bu davranışları devam ediyordu fakat Mark ile tanışıp annesiyle de tanıştırdığında annesi bir miktar durulmuştu. Mark'dan her gün ona sahip çıkacağına dair söz alıyordu. Yine başta Mark ile buluşmalarına kendisi de katılıyordu ama Mark'ı tanıdıkça güvenmiş ve sadece ikisinin buluşmasına izin vermeye başlamıştı. Mark, annesinin sadece modern bir anne olduğunu ve oğluyla gezmeyi seven biri olduğunu düşünüyordu çünkü diğer yaptıklarından haberi yoktu. Daha önce evlerine bile gitmemişti.

Daha sonra Taeyong üniversiteye başladı ve Mark daha liseden mezun olmamıştı. Ne olduğunu tahmin etmeniz pek de zor değil sanırım.

Evet, annesi yine okula gelmeye başladı. Tabii bu sefer ortaokulda geçilen dalgadan daha fazla geçilmeye başlanmıştı. Ne de olsa kocaman çocuk hâlâ annesiz okula gelemiyordu onların gözünde. O zamanlarda Taeyong annesine ilk defa karşı çıkmıştı (buna karşı çıkmak denmese de) "Anneciğim," demişti, hep öyle seslenirdi annesine "bence artık büyüdüm ben. Acaba okula tek başıma gidebilir miyim?" Annesi tabii ki ilk başta kabul etmemişti bunu. Fakat Taeyong ikna etmek için çok uğraşmıştı ve başarmıştı da.

Üniversite de hâlâ ezik bir tip olarak görüldüğü için hiç arkadaşı yoktu ama zaten Mark ona yetiyordu. Daha sonra da Mark onu Jaemin ile tanıştırmış ve üçü çok yakın dost olmuşlardı.

Çok kısa zamanda instagramda popüler olmuştu ama nasıl olduğunu bilmiyordu. O sadece her zamanki gibi gözüne güzel gelen fotoğraflarını paylaşıyordu. Şaşırmayacağınız üzere annesi buna da karışmıştı fakat bu sefer kısa sürmüştü. Oğlunun ne kadar sevildiğini gördüğünde çok mutlu olmuş ve onu desteklemişti. Tabii hâlâ gelen kötü yorumlarla kavga ediyordu o ayrı konu.

İnsanlar Taeyong'un annesi yüzünden özgüvensiz ve kendi işini halledemeyen biri olacağını düşünse de o tam tersi oldukça özgüvenli ve çoğu şeyi tek başına halledebilen biriydi. Sadece birazcık saftı ve herkesi kendi gibi iyi biri olarak görüyordu.

Birazdan Hyuck ile buluşacaktı. Onunda iyi biri olduğuna dair inancı tamdı. Zaten Taeyong'un gözünde kötü insan yoktu sadece hata yapan insan vardı. Hyuck da bir hata yapmıştı ve şimdi pişman olduğunu söyleyip özür diliyordu. Bu hatayı kendisine yapsaydı çoktan affederdi Taeyong, ama arkadaşı Mark affetmiyordu.

Love MattersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin