11.'Negatif' bir zihinle 'Pozitif' bir hayat yaşayamazsın.

9.9K 184 5
                                    

SİYAHIN YAKUTLARI'na bu kadar hızlı büyüdükleri için teşekkür ederim. Ben yazdım ve siz okudunuz. Sizin hakkınızı ödeyemem.

Şarkı;BoyEpic-Wicked

*

Geniş hol ve geniş odalara sahip olan bu saçma ceza evinden bir an önce kaçmak istiyordum. Ayaklarım yere basmıyordu. Ve ben çılgına dönmek üzereydim. Başım zonkluyor,konuşmamın etkisi ağrı olarak geri dönüyordu.

Pişman mıydım? Belki.

İçimdeki ağlayan tanrıçayı susturarak arabama doğru yürüdüm. Dar kaldırımların üzerinden atlayarak geçtim ve Yeşil jip Porche'ye ulaştım. Hızla bindiğimde eve gidip dinlenmeye karar verdim. Yol öncekinden uzun sürdü. Terliyordum. Bu olan neydi? Hüzün? Acıma? Ah hayır... Geniş villaların arasındaki yokuşlu yollardan geçerken iç çektim. Kavhverengi çatılı kocaaman ev gözler önüne serildiğinde kapısına sürdüm. Ve park ederek hızlı bir şekilde küçük merdivenlerden çıkmaya başladım.

Zili çaldım. Ama kimse açmadı. Tekrar çaldım ve tekrar kimse açmadı. Kolumdaki çantaya elimi atarak anahtarımı bulmaya çalıştım. Demir anahtarı kapının anahtarlık deliğine yerleştirdiğimde hafifçe ittirdim.Büyük demir kapı aralandığında salonun sonundaki büyük yemek masasında Serenay ve Mavi ile yemek yiyen babamı gördüm.Ben kapıdan girdikten sonra o gülümseyişi silinmişti. Doğrudan gözlerime bakıyordu. Neden bu kadar ciddi olmak zorundaydı ki? Masaya yürüdüm. Ortadaki sandalyeyi çekerek Mavi ile karşılıklı oturdum.

''Oraya oturamazsın.''dedi Mavi.Kafamı salladım.

''Çünkü oraya sadece ödeyecek bedelleri olmayan insanlar oturmalı.''kafamı eğdim. Sonra geri kaldırdım ve Babamı işaret ettim. Mavi gözlerini devirdi.

''Nasılsın Yakut.''Serenay söze başladığında kafamı ona doğru kaldırdım. Ve yine kafamı salladım.Yemeğe odaklanmaya çalışıyordum fakat herkesin gözleri üzerimdeydi.

''Kalk.''dedi Mavi yinelercesine.Kafamı 'hayır' anlamında salladım.Yumruğunu masaya vurdu. Babam önce irkildi. Sonra ise gözlerime odaklandı.

''Bazen..''dedi söze başlarken. ''Neden diyorum.''sözünü tamamlamadı. Ve sonra tekrar kafasını kaldırdı.

''Neden milyonlarca sperm arasından sen? Diye soruyorum kendime. Sen hiç bir şeysin. Olmayansın sen. Benim gözümde gözükmeyensin sen. Katilsin sen.''Kafasını iki yana salladı.

''Annenle o geceyi yaşarken ne düşündüğümü bilmiyorum ama senin gibi bir şey çıkmasını istemezdim.Sen.. sadece bir hatasın. Sen aldırılmış olmalıydın diyorum bazen. Yok olmalıydın. Sen.. kimsin? Nesin? Bilmek istemiyorum.Fakat sana yarım gramlık bir değer bile vermiyorum.O yüzden oğlumun dediğini yapsan iyi olur.''

Sorun değil dedim kendi kendime ama yutkunmam 10 saniyemi aldı. Sindirmekte zorlandım. Tahta masadan yavaşça ayaklandığımda Mavi gülümsedi. Bu muydu yani? Hasta olsam bile sevilmeyecek miydim? Son kez babama baktım. Bana bakmadı. Ne fark ederdi ki zaten? Adımlarımı geri geri atarken Serenay ile gözlerimiz buluştu. Bana acı bi gülümseme fırlattı. Tek üzülen oydu sanırım. Arkamı dönüp uzun görünen merdivenlere yöneldiğimde, bağlı ayakkabılarımı merdiven basamağında çözmeye başladım. Gözlerim hafifçe karardığında midemin bulandığını hissettim. Merdivenin başlığına sıkıca tutunduğuma arkamı tekrar döndüm. 1 metre yakınlarında gibi bir şeydim ve bayılmak üzereydim. Buna rağmen kimse kafasını çevirip bakmadı bile. Tekrar önümü döndüm ve yavaşça merdivenleri tırmandım.

Odamdaki telefonun sesi yükseliyordu. Yavaşça vardığımda ahizeyi kaldırdım. Onun nefesini hissetmemle irkildim. Ses çıkarmadım. O da konuşmadı. Sadece öylesine dinliyordum. Nefes alış-verişindeki o melodik ve saçma sesi dinliyordum. Hiç konuşmayacağını sanmıştım ki derin bir nefesle başladı.

''Eve sağ-salim vardın mı? Seni merak ettim.'' Duraksadı ve devam etti.''Ah siktir etsene..'' Nefes nefese kalmıştı.

''Öyle bir özlemek ki bu içimde nefes alacak yer bırakmıyor. Bir şeyler oluyor aniden,ne olduğunu anlamıyorsun. Moralin sıfıra iniyor. Sebebi olduğunu biliyorsun ama sebebinin ne olduğunu bilmiyorsun. Okyanusta bir gemi gibi,baharı beklemeden açan tomurcuk gibi,sanki ilk kez oyuncağına kavuşmuş bir çocuk gibi özledim. Ben senin..Pijamanın rengini bile merak ediyorum. En çok hangi TV kanalını sevdiğini,en neşeli hatıralarını ya da en mutsuz gününü.. Böyle bir hal aldım. Ben istiyorum ki yüreğime ansızın çöken tüm kötü duygulardan arınayım.. Ben.. gerçekleri anlatayım. Belki benden milyonlarca defa nefret edeceksin ama evet.. Annenin ölümüne ben sebep oldum. Üzgünüm.. Ve şu an..şu an...Şu anda yanımda olmanı çok isterdim. Ama değilsin. Sen oradasın; Ve orası ne kadar şanslı olduğunu bilmiyor.''

İçgüdülerimin canı cehenneme. Lanet olsun güven duyguları. Orospu çocukları. Ulan,ben kırılmaktan bıktım siz kırmaktan bıkmadınız.

Usulca iç geçirdim. İşte hattın öbür ucundaydı. Annemin katili. Yıllarca aradığım,uykularımda rüyama giren.. Kusura bakmayın ama her yanımız olmuş orospu çocuğu. Hep böyle oluyor. Önce hep iyi niyetimden kaybediyordum... Şimdi ise.. iyi niyetimi kaybediyorum. Yavaşça kaçan uçurtması peşinden koşan mutsuz çocuklar gibi usulca ayrılıyor duygularım bedenimden. Kimseye ihtiyaç duymam artık.. Nedeni mi? Kırılmış kalbimin cam parçalarını düştükleri yerden kaldıran,kendini ağlamamak için zor tutarken 'iyisin.' 'en iyisin.' 'kendine gel ve siktir et şu gözyaşlarını.' diyen ben oluyorum. O yüzden kimseye muhtaç olmamı beklemesin kimse benden. Neden bilmiyorum ama artık insanların yüzlerine bakmaya,ağız kokularını çekmeye,şakalarına,triplerine,kızmalarına,mutlu olmalarına tahammül edemiyorum. Nasıl anlatayım ki ben şimdi hissettiklerimi,nasıl kelimelere dökeyim? Yapayalnız hissediyorum. Kimsesiz hissediyorum be.. Sürekli kalbime bıçaklar saplanıyor da ben bir türlü ölmüyorum sanki.

''Seni istiyorum. Söyleyemediğim her an için özür dilerim sana muhtacım..''

''Sana öyle çok alıştım ki; Sanki,senden önce ben,ben değilmişim gibi. Senden öncesi yokmuş gibi. Senden sonrası da olmayacakmış gibi...''

Pufladım. Sevmiyordum işte istemiyordum da neyden bahsediyordu ki? Annemi öldüren oydu ve burada ne sikim yiyordu? Tekrar konuşmak için denedim ama yapamadım. Dudaklarım aralanmıyordu.

''Beni anlamıyorsun. Zorundaydım. Ve yaptım. Hiç birşeyi isteyerek yapmadım lanet olsun.''

Tekrar denedim. 'Yapabilirsin Yakut.' 'Siktir edebilirsin şu boktan adamı.'

''Yaman..'' diyebildim güçlükle. Dil kaslarımın reankarnasyona uğradığını düşünüyordum.Yapabilirdim. Devam edebilirdim. Ve yaptım da..

''Hikayenin so-nu g-eldi. Adam yorgun,Kad-ın yok.'' Nefes alamadı. Sustu ve sonra derin bir nefes alarak ancak devam etti.

''Yakut... Şunu aklına kazı ve bir daha ölene kadar da aklından çıkarma.''

''Negatif bir zihinle pozitif bir hayat yaşayamazsın.''

KöleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin