Minsung - Video Game Lover

<< 5 >>

Hepinize merhaba şekerlerim çikolatalarım 😻

İyi okumalarr ~

-

Uykusu olmadığı için sabahlamıştı. Yine... Masasındaki kaseden bir kaç parça alıp ağzına attı. Dışarıda ki yağmur sesine kulağını verdi. Oyunun sesini kıstı ve ayağa kalktı.

Pencerenin önüne geldi ve perdeyi sonuna kadar açtı. 8. Katta oturduğu için dışarıdaki insanlar çok küçük görünüyordu. Hiçbirinin onhn hayatında bir vasfı yoktu. Diğer insanların düşünceleriyle yaşamadığı için kendini şanslı hissediyordu.

Düşündüğü şeyle sırıttı. Bunları hergün düşünürdü. Hergün farklı şeyler düşünür ve kendince yaşam formülleri oluştururdu.

Keşke hava hep böyle olsaydı. Koyu lacivert gökyüzü, ara ara etrafı aydınlatan gürültülü şimşekler, cama çarpan küçük yağmur damlaları. Bir an önce dışarıya çıkmak istiyordu. Üzerindekileri çıkartmak için kıyafetlerini tuttuğunda. Üzerindeki ceketi hala çıkartmadığını fark etti. Omuz kısmından tutup burnuna götürdü ve kokusunu çekti. Sabaha kadar bunu yapmıştı. Gerçekten çok hoş kokuyordu ceket. Üzerinden dikkatlice çıkartıp yatağına koydu.

Daha sonra kıyafetlerinide çıkartıp gri eşofmanını, üzerine de oversize kazağını giydi. Bugün okula gitmek istemiyordu. Ve öyle de yapacaktı. Küçük bir çantaya gerekli eşyaları koyduktan sonra yatağına gitti ve üstüne koyduğu ceketin kollarını düzeltti.

- Boomgyu -

Siz
Beom
Nerdesin

Boomgyu
Evdeyim
Okul için hazırlanıyorum

Siz
Canım hiç okula gitmek istemiyor
Hava da güzelken

Boomgyu
Benim günlük rutin amk
Da
Etrafı sel götürücek sen hava güzel diyorsun

Siz
Kaykay süreriz diycektim

Boomgyu
Ohoo
Bana böyle gel
Hazırlanınca ara

Siz
Hazırım zaten

Boomgyu
Tamam bende çıkarım 5dkya

Tamamen hazırdı. Kaykayını kolunun altına aldı ve evden çıktı. Koşar adımlarla merdivenlerin sonuna ulaştı ve kendini binadan dışarıya attı. Yağmurun altında yürüyerek buluşacakları yere doğru ilerledi. Ana yola çıktığında kaykayını altına aldı. Dün poşetinin yırtıldığı yere vardığında çocuğun akşamki yerine bakakaldı. Birkaç saniyeliğine dünkü olanları düşünerek daldığı için neredeyse kaykaydan düşecekti. Dengesini hemen ayarladı ve sürmeye devam etti. Yağmur damlaları sıratına çarpıyordu. Üstü tamamen ıslanmış gibiydi.

Buluşacakları yere ulaştığında yağmur gelmeyen bir yere çantasını bıraktı. Kaykayının üstüne oturdu Beomgyu'yu beklemeye başladı. Çok geçmeden gelen Beomgyu'nun elindeki şemsiyeye bakış attı "Bu ne?"

"Şemsiye deniyor halk arasında yağmurdan korunmak için kullanılıyor" İmalı şekilde Jisung'un ıslak kıyafetlerini ve dağılmış saçlarını süzdü. "Of ne kadar aptalsın hasta olucaksın" Ayağa kalktı, Beomgyu'nun elindeki şemsiyeyi alıp kapattı ve kenara attı. "Sana mı?"

Yüzünü kıvırdı ve gözlerini devirdi "Hıı bana"

"Ya ıslanmıycaksak neden yağmurda buluştuk?" Beomgyu Jisung'un yanına sokuldu ve kendini orada bulunan armut koltuklardan birine attı. "Yoruldum. Kahve içelim mi?"