<< 13 >>

3.8K 310 224
                                        

Hepinize merhaba çileklerim kirazlarım 😻

İyi okumalarr ~

-

Aslında bugün oyunu açabilecek durumdaydı. Psikolojik olarak kendini rahatlamış hissediyordu ama Minho oyun oynamak için ona geleceğini söylediğinden beri pakete dokunmadı. Hem belki Minho ona geldiğinde sabahlarlardı. Bu ihtimale karşı bugün erken uyumuştu.

Minho'ya sakso çektiği günün üstünden 3 gün geçmişti ve bu üç gün boyunca karşı karşıya gelmemişlerdi. Sanaldan ilerletmek kolaydı fakat işler gerçeğe geldiğinde ne olacağını bilmiyordu. Büyük ihtimalle utanır ve kekelerdi. Bu ihtimalin gerçekleşmemesi için elinden geleni yapacak ve kendini bu duruma alıştıracaktı. Evet çünkü tanımadığı biri ona oyun aldığı için sakso çekmesi çok normal bir şey. Yaşamayan var mı? Sanmam.

Yarın deneme sınavı vardı bu yüzden konuları tekrar etmesi gerekiyordu. Fakat o yeni tanıştığı bir çocukla sabaha kadar oyun oynamayı planlanmıştı. Seungmin'i geçeceğini söyleyip hırs yapmıştı ve tabi her zaman ki gibi çalışmamıştı. Çünkü o Seungmin'i çalışmadan da geçebiliyordu. Bu sefer de öyle olmasını umut ederek evine doğru yürüyordu.

Arkasından bir araba yaklaştı ve fark etmediği için düdük çaldı. Kafasını çevirdiğinde içinde ki Minho'yu gördü ve penceresine yaklaştı. "Okulda seni aradım. Eve birlikte gideriz diye düşünmüştüm"

"Sonradan gelirsin sanmıştım" Jisung şaşkın bir ifadeyle Minho'yu izliyordu. "Atla hadi yolda konuşuruz ehliyetim yok" Jisung kaşlarını çattı ve kapıyı aralayıp koltuğa oturdu. "Hey o zaman neden sürüyorsun"

"Çünkü sürmeyi biliyorum ve bak ihtiyacım oluyor. Zaten kısa bir süre içinde ehliyetim olucak o yüzden sorun etme. Sadece polisler görmeden eve ulaşmak istiyorum."

Umursamazca yolu izliyordu Jisung. Minho'nun hiç takılmadan evine ulaştığını fark etti. Hafızasının iyi olduğunu düşünüyordu. "Geldik" Jisung'un kapısını açtı ve binanın girişine doğru yürümeye başladılar. Minho'nun koluna girdi ve asansörle üst kata ulaştılar. Jisung kapının kilidini ararken Minho'da çantasını tutuyordu. En sonunda anahtarı buldu ve içeriye girdiler.

"Rahat ol, kendi evinmiş gibi" Minho kafasıyla onayladı ve Jisung'un arkasından odasına doğru ilerledi. "Odama girebilirsin benim değer verdiğim kişilerle ilgili prensiplerim yok" Gülümsedi ve dolabından kıyafet aramaya başladı. "Ama üstümü giyeceğimde çıkmalısın" Minho tek kaşını havaya kaldırdı. "Gizlemen gereken bir şey kaldı mı"

"Sen beni görmedin? Ben de senin sadece altını gördüm." Tişörtünün eteklerinden tuttu ve havaya kaldırdı Minho sırıtarak şaşkın Jisung'a baktı. "Artık gördün?"

Jisung arkasını dönüp gözlerini kapattı. "Giy şunu"

"Sen dememiş miydin 'evinmiş gibi rahat ol' diye? Ben evimde hep böyle gezerim" Jisung onu umursamadan kıyafet aramaya devam etti. Küçük bir şort ve üstüne de mavi bol bir tişört seçti. Üniformasının düğmelerini açıyordu bir yandan da Minho'ya git işareti yapıyordu. "Gitsene dışarı" Minho ayaklandı dışarıya çıktı. Jisung giyindiğindeyse Minho'ya içeri gelmesi için seslendi.

"Oyunu hemen açacak mıyız?" Dolabındaki oyun paketini çıkarttı ve masasına koydu. "Ne zaman istersen o zaman açarız"

"O halde ilk önce yemek yiyelim" Minho'ya elini uzattı ve tuttuğunda onu mutfağa sürükledi.

Mutfağa geldiklerinde tezgahın üzerine çıktı ve bacaklarını salladı. Minho da onu izliyordu. Bacaklarını süzüyordu. "El becerin iyi gibi. Bana tekrardan yemek yapabilir misin"

Minsung - Video Game LoverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin