Dönüş

151 11 6
                                    

''İyi atıştı sevgilim.'' Arkamda duyduğum bu ses birden irkilmeme sebep olmuştu. Bu.. Tabi ya. Pusat.

''Pusat?'' bunu söylerken ona doğru dönmüştüm ve çoktan aramızdaki mesafeyi kapatmıştı bile.

''Döndüm. Artık gitmek yok.Zor zamanlarda piç gibi bırakmak yok.'' Bunları işittiğime inanamıyordum.1 ay öncesinde beni yalnız bırakıp giden Pusat'ın gözlerinde şimdi pişmanlık görüyordum.

Günde belirli saatlerde atılan mesajların hakkını yememek lazımdı tabi. Ama yanımda olması kadar iyi gelemezdi tabiki de.

''Bunları uzun uzun konuşacağız.Şimdi gel de hasret giderelim yavrum.''

Hiç düşünmeden boynuna atladım ve uzun zamandır ihtiyacım olan şeyin bu olduğuna o an kanaat getirmiştim. Huzur. Huzura ihtiyacım vardı. Başımı boynunun girintisine sakladım ve kokusu çoktan ciğerlerimde dolaşıyordu. Öyle çok özlemiştim ki.

''Seni seviyorum'' diye fısıldadı. ''Seni çok seviyorum.''

Sıkı sıkı sarılmamızın ardından beni kollarımdan tutarak kendinden uzaklaştırdı ve gözlerimin onun gözlerinin odağına girmesini sağladı. Öyle ne kadar durduk hiç bilmiyordum ama bana bakan iki mavi gözde kaybolmuştum resmen. Bunu hep yapardık. Saatlerce oturur hiç bıkmadan izlerdik birbirimizi. Arada beni tutan gülme krizlerini saymazsak çokta ciddi olabiliyorduk yani.

''Karnın aç mı?'' birden bire bunu sorması irkilmeme sebep olmuştu çünkü gözlerine dalıp gitmiştim. 

''Kahvaltı yapmadım ama atıştırdım bir şeyler.''

''Düş bakalım önüme güzellik.'' 'Allahım bu tiple mi?' diye geçirdim içimden.

''Önce bir üzerimi değiştirsem olur mu?'' diye sordum.

''Her halinle güzelsin zaten.Hadi vaktimizi harcıyorsun bugün bizim günümüz.Benim hatalarımı telafi etme günüm ve sende mızmızlık yapmayacaksın anlaştık mı?''

''Bir şartım var.'' dediğimde gözlerini şöyle bir devirdi ve ''Söyle'' dedi.

''Üzerimi değiştireceğim.'' tabiki de çok inattım.

''Çabuk ol uyuz çabuk.Burada bekliyorum.'' dediğinde çoktan yanından ayrılmıştım bile. Koşar adımlarla apartmana yöneldiğimde 'acaba evdekiler uyandı mı?' düşüncesi aklımda fır dönüyordu. Aman, sonuçta Pusat'ı tanıyorlardı ve döndüğünü söylerdim. Hem beni sorgulayacaklarına önce kendi sorunlarını hallesinler diye düşünerek geçirdiğim birkaç dakika içerisinde çoktan evin kapısına ulaşmıştım. Anahtarımı çevirdim ve içeriye girdim. Kimse uyanmamıştı. Önce bir duşa girecektim ve ardından seri bir şekilde hazırlanacaktım ki Pusat çok sabırsız birisiydi. Hemen kısa bir mesaj yazdım ve hazırlanma programıma duş'un da ekleneceğini haber verdim ve cevabını beklemeden bedenimi sıcak suyla buluşturmuştum bile.

Duştan sonra hızlı bir şekilde kurulandım ve saçlarımı kuruttum. Duştan önce hazırladığım kıyafetlerimi üzerime geçirdim ve saçlarıma fön çektim. Bu, arkadaşlarımın hep yardım istediği bir konuydu ki çok iyi fön çekerdim. Nerde buluşmaya gidecek arkadaşım varsa hepsi hazırlanıp bize uğrardı ve çabucak fön işlerini hallederdim. Aslında istemediğim bir şeyi kimse bana yaptıramazdı ama fön çekmekten zevk alıyordum. Belki de insanlara zor zamanlarda yardım etmek hoşuma gidiyordu. Bilmiyordum. Her iki seçenekten biri olabilirdi işte.

İşim bittiğinde telefonuma şöyle bir göz attım ve Pusat'ın telefonuma 10 cevapsız arama bıraktığını gördüm. Sabırsız veled.

''Geliyorum'' diye bir mesaj attım ve hemen makyajımı hallettim. Erkekler haklıydı gerçekten çok çekilmez varlıklardık fakat daha embriyo iken cinsiyetimizi biz belirleyemiyorduk ki napalım.

Herşey tamamlandığında aynanın karşına geçtim ve bu görüntümü beğenmiştim. Normalde çok bakımlı biri değildim ama konu Pusat olunca ona güzel gözükmek hoşuma gidiyordu. Onu bıraktığım yere geldiğimde zavallıcığımın ağaç olduğunu gördüm. Ah canım sevgilim benim kök salmıştı ve yeşil ona çok yakışmıştı. Kendi kendime yaptığım iğrenç espri karşısında yüzümü buruşturdum ve doğruca yanına gittim.

''Hiç gelmeseydin kızım ya.'' dediğinde kızgın olduğunu farkettim.

''Pekala Pusat Bey dönüyorum o halde.'' dedim ve arkamı döndüm.

''Hey, dur dur nereye ya? Şaka yaptım. Ulan siz kızlar ah kızlar.'' dedi ve elimi tutarak beni geri döndürdü. ''Evet bugün benimsin bakalım eğlencenin dibine nasıl vuracağız bugün.'' Tüm gülümsemem yüzüme yayıldığında beni iyice kendine çekti ve yolda öylece yürümeye başladık. Bakalım ne yapacaktık bugün. Acaba doğum günüm olduğunu hatırlayacak mıydı? Sınavın başlıyor Pusat Bey. Umarım unutmamışsındır. Umarım.

SoluksuzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin