Sadece Bekle Beni

61 6 34
                                    

Jisoo:

Tüm gece rüyamda Taehyung'un hayali gözlerimin önündeydi. Son iki yılımın en mutlu dakikalarıydı. Gözlerimizden düşen gözyaşları arasında özlemimizi giderirken ne kıyametler kopmuştu içimizde. Onun bir baba edasıyla sarılışı ve güzel kokusu ne iyi gelmişti. Cennet gibi kokuyordu. Çok özledim. Ümidimi yitirmeden onu bekleyeceğim. Yine gelecek biliyorum.

Kahvaltı yapmak için kalktığımda mutfak masasının üzerinde bir tepside kahvaltının hazır olduğunu gördüm. Ben yeni uyanmıştım o zaman bu nasıl olmuştu? Yoksa Taehyung mu geldi?

Temkinli ve heyecanlı adımlarla evi dolaşmaya başladım ve oturma odasında tekli koltukta birinin olduğunu gördüm. İçimden Taehyung olsun duasıyla koltuğun önüne geldim, hayal kırıklığına uğradım. Taehyung değildi. Suho'ydu.

- Uyandın mı? Günaydın ama erken değil mi hadi git biraz daha uyu.

- Hayır ya uykum yok o kadar da uykucu değilim. Ee sen nasıl geldin?

- Dün gece senin uyuduğuna emin olana kadar bekleyecektim ama ben de yatağın başındaki sandalyede uyumuşum.

- Yaa boynun ağrımıştır hiç söylemene bile gerek yoktu gidip misafir odasında uyusaydın.

- Sorun yok boynum ağrımıyor iyim böyle. Ee senin ayağın nasıl oldu? Şimdi daha iyi misin? Acıyorsa doktora gidebiliriz.

- Ayağımda bir şey yok da dün gece Taehyung'u görd-

- Dur çayı ocağa koymuştum onu unuttum sen de gel kahvaltı hazırladım kahvaltını yap.

Suho'yu dinleyip onun arkasından mutfağa yöneldim. Ben kahvaltıyı yaparken o da çay döküyordu. "Sen kahvaltı yapmayacak mısın?" dedim. "Ben aç değilim." Dedi ama ısrar ettim ve onun için kızartılmış ekmeğe reçel sürüp ona verdim bir bardak çay da koydum.

Kahvaltı yapıp bir yandan da dizi izledik. Eğlenceli geçen bir saatti. Kahvaltıdan sonra Suho'ya kahve yaptım beraber içerken onunla bir şey konuşacaktım.

- Suho seninle bir şey konuşmam gerek.

- Tabii, ne konuşacaksın?

- Dün sana Taehyung'u gördüğümü söyledim diye hatırlıyorum.

- Aa o konu. Evet söyledin. Hadi konuşalım bakalım. Ama bu konuda üzüleceğin bir nokta olursa hemen konuyu kapatıyoruz, tamam mı?

- Zaten sabahtan beri düşünüp duruyorum merak etme üzüleceğim bir şey değil ama senin hatrına kabul ediyorum.

- Tamam o zaman başla.

Bunun üzerine uzun uzun Taehyung'u, ilişkimizi, onun ölümünü ve dün geceyi anlattım. O da sakince dinledi beni. Konuşmamı bitirince ona baktım ve şöyle dedi:

- Eğer rüyan ile gerçeği ayırt edebiliyorsan ve sarhoş değilsen gerçek olma ihtimali var. Peki  nasıl vefat etmiş biri geri gelebildi? Bu sence de imkansız değil mi?

- Evet haklısın ama maalesef ki orasını ben de bilmiyorum. Sadece Taehyung'un geri döndüğünden eminim. Bana inanıyorsun değil mi?

- İnanıyorum. Dünyada herkes sana yalancı dese de ben yanındayım merak etme.

Son dediğini pek anlamadım ama bozuntuya vermeden öyle havadan sudan konuşmaya başladım. İçim rahatlamıştı. Beni dinleyen biri olması gerçekten çok iyi hissettirmişti. Gerçi Suho beni her halükarda dinlerdi buna emindim.

Öğleden sonraya kadar evde takıldık. Oyun oynadık, şarkı söyledik, korku filmi izledik, yemek yaptık ve baya eğlendik. Suho bana karşı inanılmaz kibar. Öğleden sonra Sehun, Suho'yu bir iş için çağırdı ve gitmek zorunda kaldı. Şu an o gitti ve evi topluyorum çok rahatlamış hissediyorum.

Origami Hearts || vsooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin