Şaşkınlıkla beline baktın, seni aşağı çeken şey zincirlerdi, her nefes almaya çalıştığında dahada sıkılaşıyor ve canını yakıyordu, gözlerin dolmuştu akciğerlerin nefes almak için dua ediyordu, artık vazgeçmiştin, öleceğin kesindi, seni kimse kurtaramazdı, gözlerini kapattın ve ölümünü beklemeye başladın ama beklediğin ölüm asla gelmedi, onun yerine kalbinde keskin bir acı hissettin ve gözlerini kapattın, tam o sırada uyandın. Yumuşacık ve gül kokan yatağında uyandın, her zamanki gibi yastık olarak kullandığın canavar peluşu, duvarındaki posterler, sarılarak uyuduğun diğer canavar peluş ve sarılarak uyuduğun canavar panda peluşu, tek farklı olan belindeki keskin acıydı, pijamanı yukarı kaldırıp beline baktın, zincirlerin izleri vardı, bazı yerler morarmıştı. Yatağından kalkıp mutfağa gittin, buz dolabından kremi aldın ve morarmış yerlere sürmeye başladın.
" Gene ne yaptın Y/N ?"
" Y/N, iyi misin ?"
" Lütfen. SADECE Bİ GÜN YERİNDE DUR!"
"Bağırma be !"
Arkanda duyduğun seslerle irkilip arkanı döndün, her zamanki gibi abilerin erkenden kalıp seni kontrol etmeye gelmişlerdi.
"Abicim..abilerim...lütfen rahat bırakın beni! Her sabah beni kontrol etmeye geliyorsunuz. Geçen gün bakkala gittiğimde beni evde bulamadığınız için POLİSİ ARADINIZ!" Son kısmı vurgulamıştın ama abilerin buna pek önem vermemişti. Onun yerine abin Randy çıkışmaya başladı.
" O kadar erken saatte bakkala mı gidilir?!"
"Abi saat 9'du!"
"He- O da doğru"
Arkanı dönüp yürümeye başladın ve odana gittin, o sırada en büyük abin Alex arkadan bağırmaya başladı.
"KREMİ GERİ VER LAN!"
"AL BE !" Dedin ve kremi Alex'in yüzüne fırlattın, tam 12'den vurup Alex'in gözlüğünü kırmıştın. Alex ne olduğunu anlamaya çalışırken sen hızlıca odana koştun ve okul için hazırlamaya başladın. Okulunuzda forma kuralı olmadığından rahat bir şeyler giymeye karar verdin, şimdi sıra hangi kıyafeti giyeceğine karar vermekti, o sırada ortanca abin Troy yanına geldi.
"Yardım lazım mı küçük hanım ?"
Sana küçük hanım denmesini sevmezdin ama bu abin Troy'du ona özel bir izin vermiştin, o yüzden ona gülümseyip kafanı evet anlamında salladın ve o da senin gibi gardırobuna bakıyordu. Senin için rahat bir kombin bulması 10 dakikasını bile almamıştı. Sen ona " nasıl bu kadar hızlısın lan " bakışı atarken o sadece sana boş boş bakıyordu, mecazsız yarım saat bakışmadan sonra aklına okul olduğu geldi. Troy'u odadan çıkarıp, kıyafetlerini giydikten sonra çantanı alıp dışarı çıktın. Baban, Alex'le birlikte önde oturuyordu, arka koltukta ise Troy ve Randy vardı ikisi şarj aleti için kavga ediyordu, arabaya binip sende bu güzel mi güzel aile kavgasına dahil oldun, tam 3 dakikalık bir kavgadan sonra kavganın galibi oldun.
" TROY HEPSİ SENİN SUÇUN "
" PARDON DA RANDY BEY SİZ GÜÇSÜZSENİZ BEN NAPABİLİRİM?!"
Troy ve Randy kavga ederken ikisininde kafasına vurdun, o sırada baban arabayı okulun önüne park etti ve arabanın kapısını açtı, hızlıca arabadan inip babanı yanağından öptün ve sınıfa girdin, çantanı oturduğun yere fırlattın ama nedense garip bir kız ve erkek sesi geldi
------------------------------------------------------------------------------------------------
Yazarınız Çanakkaleye gidiyor yaniiiiiii, salı akşamına kadar bölüm yok :,( neyse bu arada ben bir şey demeyi unuttum..bu hikayede 13 yaşındasınız, Ben Drowned 14 ve Ben Drowned'ı 1.68 yapıyorum :) çünkü diğer türlü 2 karış boyunda oluyor..:,/ Onun dışında eğer isterseniz karakterler hakkında soru sorabilirsiniz. Neysee By <3 !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Creepypasta'lar ve Y/N ( !BEN DROWNED X !KADIN! OKUYUCU !)
FanfictionBu kitap eski (Creepypastalar Ve S/A ) kitabının yerini tutucaktır. İçinde mesajlaşma,yüz yüze görüşme, kavgadır,kandır ve biraz yanderelik olabilir. Bu kitabı yazıyorum çünkü canım sıkıldı, aynen çok mantıklı (!) Onun dışında çok ciddiyet beklemeyi...