16

175 9 3
                                    


Sabah uyandığımda hala salondaydık. Abim hala uyuyordu, biraz sarstım ve hemen uyandı.

"Nasılsın tatlım?"

"Daha iyi.."

Hafifçe anlımdan öptü ve hala beni tutarken yerden kalktı.

"Pekala... Sanırım bu atıştırmalıklar akşama kaldı." 

Hiçbir şey demedim sadece yüzümü omzuna gömdüm.

"Tatlım biliyorum çok fazla şey oldu... Ama kabul etmen lazım... kabul etmemiz lazım"

Yavaşça beni yere bıraktı, ayakta durabildiğimden emin olduktan sonra omzumdan kolunu çekti ve bana bakıp iç çekti.

"İyi olduğuna emin misin?.. Eğer istersen okuldan tekrar izin alabiliriz, çok zayıf görünüyorsun.."

Dedi abim, ona baktım ve iç çektim.

"Hayır..yani evet ama hayır..Yani şey..İyi olduğuma eminim, aslında pekte emin değilim çünkü hani çok-çok fazla şey..çok fazla bilgi var ama okuluda asamam çünkü devamsızlığım nerdeyse 20 gün ve ben neden canımın derdinde olmam gerekirken okulu düşünüyorum?!"

kafamı ellerimin arasına aldım, tekrardan gözlerim doldu. Abim yanıma yaklaştı ve bana sarılırken kafamı okşadı.

"Merak etme... Biz o kısmı hallederiz. Şimdi, ne yapmak istiyorsun?... İstersen seni bir yere götürebilirim belki park ya da istediğin her hangi bir yer?"

Abime baktım, göz yaşlarımı sildim  ve onaylarcasına başımı salladım.

"Favori kafemize gidelim eğer istersen ordan da okula geçersin, nasıl fikir?"

Abim, hala bana sarılırken dedi. Ben tekrar kafamı salladım, abim daha rahatlamış ve  mutlu görünüyordu. Onu bu şekilde görmek beni de azda olsa rahatlattı. 

"Hadi gidelim o zaman."

 Dedim, sesim kısıktı ama duyulabilirdi. Abim gülümsedi ve benim için kapıyı açtı, ağır adımlarda dışarı çıktım. Dışarıdaki havanın soğukluğuyla titredim, abim ceketini üstüme örttü ve kafeye doğru yürümeye başladık. Yaklaşık yarım saat sonra kafeyi gördük, kafenin sıcaklığı beni rahatlatmıştı, içeri girdim ve derin bir nefes aldım. Şirin teması olan bir kafeydi, içinde yavru kedi, yavru tavşan ve balık gibi hayvanlar vardı. Duvarları beyaz ve masaları siyahtı, duvarlarda bir sürü içecek, tatlı ve kahvaltılık menü resimleri vardı. Bir masa seçtik ve siparişlerimizi verdik, siparişlerimizi beklerken abim eskiden yaptığım saçma ya da komik şeyleri anlattı, eskiden çok hareketli ve insanlara eşek şakaları yapmayı seven biri olduğumu biliyordum ama milletin kafasına içinde sim ve boya olan su balonu attığımı bilmiyordum. 20-25 dk. sonra siparişlerimiz  geldi ve yemeye başladık, abim geçmişle ilgili komik anılar anlatmaya devam etti ve bende onu dikkatle dinledim. Yaklaşık 40-45 dk. sonra yemeklerimizi bitirdik ve ödeyip kafeden çıktık. Abim beni okula bıraktı ve anlımdan öptü


"Görüşürüz, küçük hanım" Dedi ve el sallayarak gitti. Sınıfa girdim ve sırama oturdum, öğretmen yoktu ve gelicek gibide görünmüyordu. Kate'e doğru eğildim, bugün nedense hiç hareketli değildi.

"Hoca nerde?" Diye sordum, Kate derin bir iç çekti ve bana döndü

"Uhhm..Y/N..Bayan Aby öldü... " Dedi ve tekrar kitabına döndü ben ise şokla dona kalmıştım. 

"N-nasıl yani? Nasıl ö-ölmüş?.." Diyebildim mırıldanarak. İçimde korku, tiksinme, üzüntü ve kızgınlık duyguları  birbirine karışmıştı. Cevap beklerken gözlerimin dolduğunu hissettim

"P-parçalara ayrılmış.." Dedi mırıldanarak, onunda gözünden bir damla yaş düştü. Bana döndü, sarıldı ve ağlamaya başladı. Bayan Aby'nin ölümü onu gerçekten çökertmişti. Ona sarıldım ve teselli etmeye çalıştım. Yaklaşık yarım saat sonra sakinleşti.

"Teşekkürler Y/N... B-ben sadece- Bayan Aby benim için gerçekten önemli ve o-onun ö-ölümü... çok...Ağır" Dedi ve göz yaşlarını sildi.

"Teşekkürler... Tekrardan" 

"Her zaman... Biz arkadaşız sonuçta... Birbirimize destek olmamız lazım, değil mi?" Dedim ve onu rahatlatmak için ona sarıldım. Kate bana geri sarıldı ve bir kaç dakika boyunca böyle kaldık. Okulun geri kalanı da çok sessiz ve hüzün doluydu ama bazı öğrenciler ya çoktan olayı unutmuş gibi davranıp ya da sanki bu olay bir şakaymış gibi Bayan Aby'nin ölümüyle dalga geçiyorlardı. 

---Okul bitişine zaman atlama---

Okul bittiğinde çıkış kapısının önünde Kate ile birlikte Kate'in babasının onu alması için bekliyorduk. Kate'in gözleri ağlamaktan şişmişti ve hala gözünde birikmiş göz yaşlarını görebiliyordum. Bir-iki dakika sonra Kate'in babasın arabasını gördük ve Kate'in babası arabadan indi. Hemen Kate'in yanına koştu ve beni itti ama pekte umursuyormuş gibi görünmedi. Yere düştüm ve sırtımı yere çarptım, sırtımı tutarak ayağa kalktım ve adama baktım. Adam ne özür diledi ne de bana baktı. Adam Kate'i aldı ve onunla birlikte arabaya bindi. İç çektim  ve gözlerimi ovuşturdum, o sırada gölgelerde bir şey fark ettim, bir insan figürüne benziyordu ama insan değildi...



------------------------------------------------------------------------------------------------



Merhabaaa! Biliyorum çok uzun bir süre geçti ve çok özür dilerim yeni bölüm atmadığım için. Biliyorum büyük ihtimalle daha uzun bir bölüm beklediniz ama maalesef yetiştiremedim. Wattpad yazdığım şeyleri kaydetmiyor ve sürekli sil baştan yazıyorum, ve ben şu sıralar köydeydim, daha yeni geldik ve orda internet yok. Ayrıca aile içi sıkıntılarından  dolayı çok boş zamanım olmadı. Tekrar özür dilerim, kendinize iyi bakın BBYEE!

Creepypasta'lar ve Y/N ( !BEN DROWNED X !KADIN! OKUYUCU !)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin