1.bölüm: Yarış

45 1 0
                                    




Merhabalar :) kafamda netleştirdiğim  belirli tiplere benzer kişileri pek bulamadım  o yüzden ileriki zamanlarda bir şeyler ayarlayabiliriz. Şimdilik tamamen hayal gücünüze bağlı. Yorum ve beğenileriniz benim için önemli bir şeyleri düzeltip toparlamak amaçlı. Bu sadece girişin geniş bir kısmı gibiydi ileriki bölümlerde bol aksiyon var :) teşekkür ederimm...





   Karanlığın içinde ilerlemeye devam ettim, ta ki sert bir cisme çarpıncaya kadar. Başımı eğip çarptığım şeye baktım. Bir insan cesediydi,  gözleri yerinde yoktu ve etrafında kurumuş kan izleri vardı,  üstündeki krem rengi kazağı yırtılmış ve pembeye dönmüştü, dudakları aralanmış atamadığı yardım çığlığıyla öylece kalakalmıştı. Birden ellerimde bir soğukluk hissetim.  Ceset bulanıklaşmaya başlayınca ellerime odaklanmaya çalıştım, ellerimden kan damlıyordu. Hızla kafamı kızın yattığı yerin ters yönüne çevirdim.  Her yer kırmızıydı, siyahlığın yerini kırmızı almıştı, yerdeki ceste kaybolmuştu  ama kan heryerdeydi.


Bir an cızırtılı bir ses kulağıma doldu, ve dehşetle gözlerimi açtım. Bir an nerde olduğumu idrak edemedim, gözlerim uçağın içinde dolaştı ve karşımda duran hostese döndüm, bana 'deli midir nedir?' der gibi bakıyordu. "Hanımefendi iyi misiniz ?" boğazımı temizledim.  Bitmek bilmeyen kabuslarım beni yeterince yormuştu. Kendime gelmek için kafamı salladım. Hostes iyi olmadığımı anlayıp içeri gitti ve elinde suyla geri dönüp bana uzattı. Ağzımın içinde geveleyip teşekkür ettikten sonra kafamı koltuğa dayadım. Derin nefes alarak kendimi sakinleştirdim tıpkı yıllardan beri yaptığım gibi.

***

Uçaktan iner inmez ayarladığım arabaya atladığım gibi kız kardeşimin yaşadığı eve sürdüm. Onu özlemiştim, Black'in görev verdiği zamanlar benden haber almamasından hep yakınırdı tabi ki de Black ve yaptığım işlerle en ufak bir bilgisi yoktu. Clara'yı anne demeye dilimin varmadığı kadının bıraktığı yetimhaneden alıp onu koruyucu aileye verdiğimden beri düzenli olarak onu ziyaret ederdim. O bu hayatta tutunduğum tek gerçekti masum tek şeydi.  Evin kapısına geldiğimde saatime baktım büyük ihtimalle bu saate evdeydi.  Zile hafifçe bastım ve çığlık sesini beklemeye başladım.  Önce bir patırtı sesi duyuldu ve ardından kapı açılıp muhteşem tiz çığlıkla Clara üstüme atladı. "Geleceğini biliyordum" dedi hala boynunu bana dolamış bir şekilde. 14yaşında olmasına rağmen  uzun boylu ve kusursuz fiziğe sahipti. "Beni boğmayı bırakmayacaksan bu ziyaretlerimi azaltacağım" dememle kollarını çekmesi bir oldu. Ellerini beline koyup bana ters ters bakış atmayı da ihmal etmedi. "Abla hep aynı şeyi yapıyorsun! Oyun bozansın!" dedi ve az önce gülerek çıktığı kapıdan sinirle geri girdi. Yüzümde ki sırıtma yerini kahkahaya bırakırken içeri girdim.

"Clara, ablanı boğmayı bırakır mısın ?" içerden bağıran Klaus'un sesiyle montumun cebine ellerimi koyup mutfağa yöneldim. "Buna hala alışamadık " dedim.  Klaus'un dikkatini tamamen çekecek şekilde. " Ah, bebeğim seni çok özledik" dedi saçıma kondurduğu öpücükle merhabasını yapmıştı. "Clara, beni gördüğüne pek sevinmedi sanırım" Elindeki bıçakla mükemmel bir titizlikle doğradığı domatesleri kaseye döktü.

" Hayır seni unutmadım abla sadece her geldiğinde aynı şeyi yapıyorsun zaten 3 günden fazla da kalmıyorsun" Clara sitemli bir şekilde içeri geçip tezgaha oturdu.

Klaus bana sinirle olan Clara'ya bakıp gülümsedi. "Sonuçta bu kadar meşgul biriyken seni ziyarete gelmesi bile mucize kıymetini bil küçük cadı" Clara tam sitem edecekken, çalan zille oflayarak kapıya yöneldi.  Sara elinde ki mutfak torbalarıyla beni  kucaklamaya çabaladı ve ben zaten Clara haricinde kimseye sarılmadığım için Sara dan daha çok bocaladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 25, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tükenmiş CesurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin