30

10.5K 728 105
                                    

Yatağımda oturmuş elimde telefonla beklerken gülümseyerek boş boş yere bakıyordum. Okula birlikte gidecektik ve Mahmut buraya gelip beni alacağını söylemişti. Geldiğinde arayacağı için bayramlıklarını giyip ailesini bekleyen çocuk gibi onun aramasını bekliyordum odamda.

Son yaşadığımız sorundan sonra bir daha hiçbir sorun çıkmamamıştı. Ona duyduğum güven bir parça kırılmış olsa da o güveni yeniden sağlamak için elinden geleni yapıyordu ve bunu görmek bile bana yetiyordu. Şimdi beni evimden alıp birlikte okula gidecek olmamız bile benim için oldukça güzel ve düşünceli bir hareketti. Her şeyin güzel gitmesi içimi rahatlatıyordu. Benim için değerliydi, onun için de böyle olduğumu biliyordum.

Sonunda beklediğim arama geldiğinde hiç beklemeden cevapladım yüzümdeki gülümsemeyle. "Geldim yavrum in aşağı." dedi ben telefonu açar açmaz.

"Tamam." dedim lafımı uzatarak. "Geliyorum."

Onun cevap vermesini bile beklemeden çantamı aldığım gibi odadan çıktım. Bir an önce yanına gitmek istiyordum. Evden çıkıp ayakkabılarımı da giydikten sonra hemen merdivenleri indim. Merdivenin sonunda camlı dış kapının ardında onu görmeyi beklemiyordum. Hemen kapıyı açıp "Günaydın." dedim.

"Günaydın." dedi gülümseyerek ve bir eliyle kapıyı tutarken bana doğru adımladı. Ben ne yapmaya çalıştığını anlamazken o bir adım daha yaklaştığında ben de geriye doğru gittim. Hızlı hareketlerle önce kapıyı kapattı, sonra kollarını belimde kafasını boynumda hissettim. Her zaman olduğu gibi yakınlığıyla kalbim çarpmıştı. Ben de kollarımı ona dolarken "Özlemişim.." dedi. Nefesi boynuma vurduğunda gülümsedim.

Kafasını boynumdan çekti ama kollarımız hala birbirine sarılıydı. Dudaklarıma bir öpücük bırakıp geri çekildi ama bu benim için yeterli değildi. Bir elimi saçlarına atıp yüzünü kendime doğru yaklaştırdım. Dudaklarımı dudaklarına kapatırken o da istekle bana yöneldi. Ben onun alt dudağını emerken o benim üst dudağımdaydı, birkaç saniye sonra sözleşmiş gibi ikimiz de yerlerimizi değiştirdik. Elleri sırtım ve belim arasında bir ritim tutturmuşken ortamdaki tek ses dudaklarımızın anlık olarak ayrılmasının çıkardığı sesti. Mahmut bir adım atıp benim de geriye doğru gitmemi sağladı. Eliyle yüzümü tutup dudaklarımdan ayrıldı. Gözlerimi açıp gözlerine baktım. Ela gözleri parlarken "Çok seviyorum..." dedi. Söylediğinden çok söyleme şekli içimi titretti. Cevap vermek yerine yeniden yapıştım dudaklarına. Gözlerim kapalıyken onun yönlendirmesiyle geriye doğru adımlıyordum. O dudaklarını dudaklarımdan çekip boynuma bir öpücük kondurduğunda gözlerimi hala açamıyordum. Sırtım sonunda bir zemini bulduğunda kulağıma dolan zil sesiyle gözlerimin fal taşı gibi açılması bir oldu.

"Hassiktir." dedi Mahmut.

"Koskoca duvarda denk geldiğimiz yere bak Mahmut." dedim gülerek ama bir yandan da bir an önce gitmemiz gerektiğinin farkındaydım. Bu evde cazgır ve fazlasıyla yüksek sesle konuşan bir kadın oturuyordu. Haklı olarak bu saatte zilinin yok yere basılmasına sinirlenebilir ve ufak bir tartışma yaşayabilirdik.

"Gitmemiz lazım." dedim ve hemen arkasından kapının arkasından birkaç ses duydum. Mahmut hızlı bir şekilde yaklaşıp dudaklarıma bir öpücük kondurduktan sonra elimi tutup demir kapıyı açtı ve binadan çıkabildik. Hızlıca bahçeyi de geçip sokağa vardığımızda hala elim elinin içindeyken durup yüzüme baktı. Onunla göz göze geldiğimde kendimi tutamayarak bir kahkaha attığımda o da bana eşlik etti. Koca sokakta bizim dışımızda tek tük insan varken durmuş birbirimize bakarak kahkahalar atıyorduk. "Şansımıza sıçayım Ayaz." dedi Mahmut kahkahalarının arasında.

Ben hala gülmeye devam ederken elini çeneme atıp kendisine doğru çevirdi yüzümü. Hemen korkuyla etrafıma baktım biri görüyor mu diye. Yani, benim için sorun yoktu ama Mahmut için sorun olabilirdi. "Seni yaradana kurban olayım." dedi gözlerimin içine bakarak. Heyecandan elim ayağıma dolaşırken derin bir nefes alma ihtiyacı duydum. Sonunda elini çektiğinde önüme döndüm.

MAHMUT -gayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin