San
"Eh, bütün mesele bu değil mi?" Wooyoung'un sunduğu sebebe güldüm. "Yoksa bunun henüz bitmesini istemediğini mi söylüyorsun? Tekrar yapabiliriz prenses."
Sözler ağzımdan çıkar çıkmaz Wooyoung'un yüzü pancar kırmızısı oldu, gözlerinin gözlerimle olan temasını ışık hızında kesen telaşlı Wooyoung'un alışılmamış görüntüsü beni tatmin ediyordu.
Sevimli.
"Wooyoung." Fısıldadığımda bir kez daha bana bakmasını sağlamaya çalıştım ki o da yaptı. Bunu dudaklarımızı birleştirme fırsatı olarak değerlendirdim, bir kez daha hareketerimi hızlandırırken onu tutkuyla öptüm, Wooyoung'dan umutsuz bir inilti geldiğinde elleri sanki hayatı buna bağlıymış gibi sırtımı kavradı.
Arkadaşları sonunda bizi yalnız bırakmıştı. Wooyoung'la dalga geçmekten zevk almama rağmen, birlikte geçirdiğimiz anın tadını çıkarmak için mahremiyete sahip olmak daha iyiydi.
Yaklaştığımı hissediyordum ve ellerinin ensemde gezinmesinden, öpüşürken beni daha da yakınına çekmesinden ve kalçalarımı ona doğru iterken memnun iniltiler bırakmasından onun da aynı şekilde hissettiğini söyleyebilirdim.
"San, yakınım." Wooyoung öpücüğü bozduğunda nefes nefese konuştu.
"Ben de prenses. Sorun değil." Ona hızlı bir öpücük verdim, ritmimi toparlarken alnımı alnına yaslayıp kendimi ona sertçe ittiğimde Wooyoung'un nefesi kesildi.
Zevkle haykırırken kalçalarını benimkilere doğru hareket ettirmeye başladı. Çıkardığı arzu dolu sesler, kendimi boşalmaktan alıkoymak için dudağımı ısırmamı sağladı. Etrafımdaki duvarları beni sıkarken inledim, kendimi tutmaya çalışırken elim kalçasının yanağını kavramıştı.
Wooyoung, lütfen.
Güçlü bir şekilde itmeye devam ettim, Wooyoung'un yüzü, altımda nefes nefeseyken zevkle buruştu ve sessiz iniltiler çıkarıyordu.
"Geliyorum~" diye sızlanıp beni başka bir öpücük için kendine çekti ve o zaman ben de gelmiştim. Beynimin kısa devre yaptığını hissettiğimde, bedenim öforik zevkten ileri fırladı ve Wooyoung'un vücudunda eridi.
Lanet olsun.
Birkaç dakika öyle kaldık, ağır nefesimizi dengelemeye ve işlevsel bir duruma geri dönmeye çalıştık. Wooyoung'un bedeninin sıcaklığını benimkinin altında ve onun tatlı kokusunun beni sarhoş ettiğini hissettiğimde, aklımdan bir sürü şey geçmeye başladı.
Başlangıç olarak, başka bir erkekle seks yaptım. Zevk aldım ve boşaldım. Ve %100 tekrar yapardım. Düz olmadığımdan emin olmak için ihtiyacım olan tek onay buydu. Ama bu beni ne yapar? Biseksüel?
İkincisi, kesinlikle Wooyoung'a karşı bir şeyim vardı. Yok dersem kendime yalan söylemiş olurdum. Wooyoung ve Seonghwa'nın yakınlığından kesinlikle rahatsız oluyordum, bunun bir anlamı olmalı. Ve dürüst olmak gerekirse, Wooyoung dışında herhangi bir erkekle seks yapabileceğimi sanmıyorum.
Bu da beni üçüncü noktaya götürüyor, Wooyoung kız arkadaşımın erkek kardeşi. Bu tamamen berbat. Az önce onu aldattım. Ve bu zaten korkunç olan bir öpücük aldatması değil, tam bir "kardeşini becerdim" aldatması.
"San?" Wooyoung'un yumuşak sesi beni düşüncelerimden ayırdı. "İyi misin?"
"Evet, sadece düşünüyorum..." Tekdüze yanıtladım, az önce yaptığımız şeyin geri dönütleri konusunda endişeliydim. "Ve sen... iyi misin?"
Yataktan kalkıp prezervatifi çıkarttım ve fırlattım. Wooyoung'un kucaklaması olmadan üşüdüğümü hissediyordum.
"Evet." İçini çekti. Sesi pek iyi gelmiyordu. "Pişman mısın...?"
"Ha?" Işık hızında ona doğru döndüğümde Wooyoung'un yatakta savunmasızca aynı pozisyonda yattığını gördüm, spermlerim hala karnının üzerindeydi. "Tabii ki hayır prenses. Gel bakalım seni temizleyelim."
Dememle komodinden ıslak mendili alıp midesini ve göğüs bölgesini şefkatle silerek temizledim.
"Sessizdin... Düşündüm ki belki sen-"
"Hayır... öyle söyleme." İşimiz bittikten sonra ona ilgimi vermediğim için kendimi suçlu hissederek sözünü kestim. "Üzgünüm, ben sadece... düşünüyordum."
"Ne hakkında?" Islak mendili alıp üzerime yerleştiğinde midemi ve göğsümü temizlerken sordu.
"Bunun benim için oldukça yeni olduğunu... ve ne kadar iyi olduğunu." Şimdilik Jiwon'la ilgili kısmı çıkarmanın daha iyi olacağına karar verdim. "Senin için nasıldı?"
"Oh..." Wooyoung elini göğsümden çekerek kirli ıslak mendili fırlattı. "Sana bir sır verebilir miyim?"
"Elbette." Şimdi ne tür bir sırrı ortaya çıkarmak istediği konusunda kafam karışarak cevap verdim.
"Aynı zamanda bu benim de bir erkekle ilk seferimdi."
"Ne?" Az önce aldığım bu yeni bilgi karşısında ne hissedeceğimi bilemeden gözlerimi büyüttüm.
"Evet." Bana ufak, utangaç bir gülümseme sundu. "Ama sorunun cevabı için, cennet gibiydi."
Artmaya başlayan garipliğin kaybolduğunu hissederek itirafına güldüm, çünkü gerçekten de seks cennet gibiydi.
"Bu konuda aynı fikirde olmamıza sevindim." Wooyoung'a baktığımda gülümsedim.
Wooyoung, benim günahım.
selamlar herkeseee.
uzun bir aradan sonra ani gelen istekle hemen bir bölüm çevirdim. çok fazla zamanım olmadığı için hızlı yazılmış bir bölüm oldu ve kontrol edemedim bu nedenle hatalarım varsa kusura bakmayın lütfen🙏
ayrıca bu fici çevirmeyi çok özlemişim gerçekten de umarım sizler de bildirimlerinizde yeni bölümü görüp okumayı özlemişsinizdir 💗💗 yaklaşık bir ay sonra (yksden kurtulduğum gibi) düzenli olarak haftada 2-3 bölüme çıkmayı düşünüyorum. eğer bu fici kütüphanenizde tutup yeni bölüm bekliyorsanız gerçekten teşekkür ediyorum <3
umarım bölümü beğenmişsinizdir iyi okumalar diyor ve kaçıyorum kendinize iyi davranınn
ve woosanla kalın <3

ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Girlfriend's Brother | Woosan (Türkçe Çeviri)
FanfictionSan, kız arkadaşının erkek kardeşiyle tanıştığında ''gay paniğe'' kapılır ve Wooyoung'un olması gerekenden çok daha çekici olduğunu düşündüğünü fark eder. Kitabın yazarı: @woosanctuary ❤️