i don't wanna move on without him

1.4K 107 138
                                    

kıçınız rahat dursun

sunghoon
ben bir karar aldım

biliyorum bana yapma diyeceksiniz

ama umrumda değil

dayanamıyorum artık

ben sunoo'ya yazacağım

jake
ne

hoon saçmalama

jungwon
sunoo sana cevap vermeyecek

bunu biliyorsun...

sunghoon
evet ama ya verirse?

ya dinmişse bana olan öfkesi

biliyorum o da beni seviyor

jay
vermeyecek hoon

bunu biliyorsun ve kabullenmen gerek

hayatına devam etmen lazım artık

o gideli neredeyse 1 yıl oluyor/

siz ayrılalı neredeyse 1 yıl oluyor

sunghoon
yapamıyorum jay

bunu en iyi siz biliyorsunuz

onsuz yapamıyorum

yapmak da istemiyorum

ben onsuz hayatıma devam etmek istemiyorum

jake
o isteyecek mi ki seni?

yaptığın onca şeyden sonra?

sunghoon
biliyorum çok kötü şeyler yaptım

fazla takıntılıydım

ama değiştim ben

yemin ederim değiştim

jungwon
farkındayız

gerçekten değiştin

ama bu konuda bir şey değiştireceğini sanmıyorum

üzgünüm hoon ama kabullenmen gerek

sunoo sana geri dönmeyecek.

•••

Güzel bir sonbahar akşamıydı. Sunghoon, Sunoo'nun evinin kapısının önünde sevgilisinin hazırlanmasını bekliyordu. Beraber akşam yemeğine gideceklerdi. Birinci yıldönümü kutlamasıydı bu.

"Sunoo, hadi! Geç kalacağız!" Sunoo çorabını giymeye çalışarak kapıya doğru koştu. "Geldim! Hazırım!" Dışarı çıkmadan önce yan taraftaki askılıktan ceketini aldı. Arkasından kapıyı çekerek dışarı çıktıktan sonra yere eğilerek ayakkabılarını giydi. Ardından yerden kalktığında kendisine yukardan bakan sevgilisiyle göz göze geldi. Geç kaldıkları için sinirlendiğini düşünmüştü. Çünkü Sunghoon böyle gereksiz şeylere bile sinirlenebilen birisiydi.

Sunoo tam geciktiği için özür dileyecekken Sunghoon gülümsedi. "Çok güzel olmuşsun, sevgilim." Ardından Sunoo'nun dudaklarına kondurduğu öpücükle elini tuttu küçüğün. Sunoo şaşırmıştı. Bozuntuya vermeden teşekkür ederek gülümsedi ve evden uzaklaştılar.

---

"İki porsiyon ızgara biftek alalım. Yanına da beyaz şarap." Sunghoon siparişleri verdikten sonra elindeki menüyü katlayıp garsona uzattı. Garson siparişlerin hemen hazır olacağını söyleyip masadab uzaklaştı.

"Nasıl, beğendin mi?" Sunoo başını salladı. "Bayıldım. Zaten et yiyebileceğim her yere bayılırım, biliyorsun." Sunghoon sevgilisinin küçük esprisine güldü. Ardından uzanıp elini tuttu. "Seni çok seviyorum. İyi ki benimlesin. Yıldönümümüz kutlu olsun." Ceketinin iç cebinden çıkardığı küçük hediye paketini uzattı. Sunoo heyecanla paketi eline aldı. Hediyelere bayılırdı. Bunu bilen Sunghoon ise her fırsatta ona hediye alırdı. Özel bir gün olmasına gerek yoktu.

Sunoo hediye paketini açıp içindeki kutuyu çıkardı. Bu bir kasetti. Sunoo her zaman bu tarz eski şeylere ilgi duymuştu. Evinde bir kaset çaları ve bir kitaplık dolusu kaseti vardı. Spotify'da çalma listesi yapmak yerine, kaset yapardı.

"Ne alacağımı bilemeyince kendim bir şey hazırlamak istedim. Sevdiğimiz, sevdiğin, şarkıları koydum. Arada küçük sürprizlerim de var, dinleyince öğrenirsin artık." Sunoo sevinçle yerinden kalkıp sevgilisine sarılmaya gitti. Sunoo ona sarıldığında Sunghoon da kollarını ince bele doladı. "Ben de seni çok seviyorum. Beni hiç bırakma." Kısa bir sarılmanın ardından Sunoo geri yerine oturdu.

"Ben hediyemi buraya getirmedim. Evde vereceğim." Sunoo göz kırptığında Sunghoon'un kalbi tekledi. Sunoo'nun her hareketi onu çıldırtıyordu. Heyecandan delirecek gibi oluyordu. Hızla başını sallayıp derin nefesler alarak kalp atışını normale döndürmeyi başardı. Ardından sipariş ettikleri yemekleri geldi. Afiyetle yemeğe başladılar.

"Kim Sunoo?" Duydukları sesle ayni anda başlarını kaldıran çift, masanın önünde dikilen adama baktı. Sunoo gülümsemeye başlarken Sunghoon kaşlarını çattı. "Daniel?" Sunoo ayağa kalkıp Daniel'e sarıldı. Sunghoon hâlâ çatık kaşlarla Daniel'in kim olduğunu sorguluyordu. Sunoo sarılmayı bırakıp Sunghoon'a döndü. "Sunghoon-ah, Daniel üniversiteden arkadaşım!" Sunghoon zorla gülümsedi. Sunoo'nun üniversite arkadaşlarından hiç haz etmezdi.

Daniel ve Sunoo derin bir sohbete dalmışken Sunghoon dişlerini sıkıyordu. Sinirlenmemek için kendini tutuyordu çünkü bunun Sunoo'nun hiç hoşuna gitmeyeceğini biliyordu. Sakinleşmek için elinden gelenin en iyisini yapıyordu. Ama çoktan bacağını sallamaya ve elindeki çatalı sıkmaya başlamıştı. Böyleydi Sunghoon. Ne öfkesini kontrol edebilirdi, ne de kıskançlığını...

Sonunda daha fazla sinirlenmemek için konuşmaya karar verdi. "Sunoo-yah... Arkadaşınla karşılaşman çok güzel, ama hani bu bizim yıldönümümüz ya sevgilim... Vedalaşsanız mı artık?" Sunoo'nun yüzündeki gülüş solarken Sunghoon'a döndü. Aklından neler geçtiğini çok iyi biliyordu. Bıkkınlıkla nefes verdi. Ardından gülümsemeye çalıştı.

"Ah, yıldönümünüz olduğunu bilmiyordum. Kutlarım. Ben gideyim. Seni gördüğüme sevindim Sunoo. Daha sonra görüşürüz." Daniel uzaklaşırken Sunoo ona arkadan el salladı ve yerine oturdu. Oturduğu gibi sahte gülümsemesini yüzünden silindiğinde Sunghoon'a döndü. "Cidden mi? Yine mi?" Sunghoon haklı olduğunu düşünerek umursamadan yemeğini yiyordu. "Hiçbirinden haz etmediğimi biliyorsun. Ve bugün yıldönümümüz Sunoo... Sadece ikimiz olamaz mıyız?" Böyle söyleyince haklı gözüküyordu, evet. Ama asıl düşündüğü şeyin bu olmadığını ikisi de çok iyi biliyordu. Daha önce ettikleri birçok kavganın sebebiydi düşündükleri.

"Seni onlarla görmeye dayanamıyorum. Deli gibi kıskanıyorum. Sadece benimle ol istiyorum. Sadece benim ol istiyorum!"

-------------------
aaaaa sunsun yazmisim cus

i swear, i've changed || sunsun ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin