FRIEND

188 8 0
                                    

Narnia kapı komşuları Grep amcanın arabasıyla fakülte binasının önüne geldi. Biraz düşünceliydi. Ayağı acıyordu ve ellerinde çizikler vardı. Greg'e teşekkür etti. Arabadan indi. Okudukları iletişim fakültesinin önünde Greece ve Cloudy vardı. Greece iletişim fakültesine ailesinin tutucu baskıyla gelmişti. Hep konservatuar okumak isterdi. Kumral saçlı uzun boylu mavi gözlü dikkat çekici biriydi. Bateri çalar babasına karşı çıkardı. Cloudy ise her zamanki gibi çalışkan zevkle okuyan aralarında en iyi aileye sahip, kitaplarını elinden eksik etmeyen şık giyimli uzun saçlı bir kızdı. Narnia'yı görüp yanlarına çağırdılar. Narnia olabildiğince normal tavırlar sergilemeye çalışıyordu.

-Hey! erkencisiniz. Greece sen nasıl baterini bırakıp da gelebildin şaşırtıyorsun beni. Yeni piercinglerin bir harika neler oluyor sana böyle.

Greece Narnia' nın dediklerini duymaksızın ellerindeki çiziklere odaklandı.

-Beni bırak da sana ne oldu ?

Narnia gözlerini kaçırarak,
-Önemli bir şey değil.

-Hey bizim takım!

Alice o güler yüzlü, esprili haliyle yine mutluluk saçıyordu. Alice; kıvırcık saçlı, esmer, siyah gözlü, biraz kısa boylu zayıf sevimli bir kızdı.

- Haftasonu neler yaptınız?

Androe yine meraklı ve araştırmacı ruhunu ilk cümleleriyle belli ediyordu. Moon kadar olmasa da kaslı, spor yapmayı ihmal etmeyen, grubun en bilmişi, hoş bir erkekti. Bir şey araştırılacaksa onu muhakkak ararlardı. Moon hariç hepsi birliktelerdi.

Cloudy:
-Sizi özledik, fakat Narnia pek de iyi görünmüyor.

Hepsi şaşkın şaşkın bakarken Moon fakültedeki tüm kızların bakışları altında kaslı, gamzeli; kusursuz bir yüze ve ela gözlere, sarımsı şaçlara sahipti. Narnia' nın omzuna dokundu.

-Narnia dün seni saatlerce bekledim nerelerdeydin ?

Greece:
- Sana da merhaba Moon !

Moon Greece'e aldırmadan Narnia' nın gözlerine baktı. Narnia'nın her zaman bakışları aynıydı; ürkek, gizemli, yaşanmışlıkların anısı... Hatta o kadar içten ve samimi bir kızdı ki ona kimse kızamazdı. Çok kısa olmamakla birlikte omuzlarına düşen hacimli kızılımsı saçları ve gözlerindeki buğulu yeşildi Moon' u etkileyen. Sessizliği Cloudy bozdu.

- Söylesene Narnia ellerine ne oldu ?

Telaşa kapılan Moon, Narnia' nın nayif elerini tutarak;
-Narnia!

- İyiyim çocuklar bir rüya gördüm ve hızla kalktım o sırada çerçeveyi düşürdüm

Greece alaycı bir ses tonuyla ;
-Bütün bu telaşın sorumlusu cam kırıkları mıydı yani?

O gün Bayan Jacqueeleen dersi çekilmez olmuştu. Herkes bir köşede konuşuyor, uyukluyordu. Narnia da bu çekilmez Fransız aksanlı konuşmayı dinlemekten zevk almıyordu. Daha iyi yapabileceği şeyi düşündü ve kalemini aldı Moon' un kusursuz yüzünü çizmeye başladı. Moon hemen yanı başında diğerlerine oranla daha ilgili ve öğrenme hevesli Bayan Jacqueeleen' u dinliyordu Narnia'nın dirseği onu dikkatinden alıkoydu.

-Bunu görmeni istedim.

-Ah Narnia! Sen çok iyi bir ressam olabilirsin.

İkisi de gülerek resme baktılar. O gün Narnia' yı güldüren şey yine Moon' du

...
Sanırız bir yorum da biz yapmalıyız ☺ Öncelikle üç kişi kitap yazmaya kalkmak bir hayli zor. Kimin dediği kimin kurgusu derken tek kişiye oranla teknik bakımdan zayıf cümleler çıkabiliyor. Avantaj kısmı ise; bir gerilim romanı ancak bu kadar eğlenceli olabilir. ☺
Hikaye konusunda bazı öneriler de hikayeyi yazanlardan duyun istedik. Asıl olayı -çoğu kişiler gibi- ilerleyen bölümlerde yazdık. Genel bir özet düşünürsek zaten " Aaa öylemiymiş çok ilginç! " diyeceğiniz bölümler sizi bekliyor. ☺ Beğenilerinizi, yorumlarınızı iyi ve kötü ayırmaksızın bekliyoruz. Keyifli okumalar ☺☺☺

The Last Bus (Son Otobüs)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin