İlk defa böyle bir kovalamaca yaşıyordum ve yanımda da ilk defa Yg'den habersiz bir erkek vardı.
"Bebeğim 3 deyince beni bırakıp sağa dönüp bir yere saklanıyorsun."
"Tek başıma mı?"
"1"
Hayır, hayır tek başıma nasıl gidecektim. Hem sadece bir hayranlardı en fazla fotoğraf çekinirlerdi.
"2"
"Hayır çok karanlık"
"3 koş"
Beni hafif iteklediğinde dönmek zorunda kaldım. Etraf çok karanlıktı. Hiç bir şey göremiyordum. Kenarda duran kutuların hemen arkasına girdim. Çok küçüktü ilk defa zayıflığım bir işe yaramıştı.
Ayak sesleri duyduğumda seslerde gelmeye başladı.
"Kim Jisoooooo"
Neden bu kadar çok koştuğumuzu şimdi anlamıştım. Bunlar sağlıklı insan sesleri değildi.
"Hadi ama bir fotoğrafı çok mu görüyorsun."
"Bak biz sadece küçük hayranlarız. Söz veriyorum canını çok yakmıcaz"
Ses yaklaştığında elimi ağzıma götürüp nefesimi tutmaya başladım. Titriyordum. Çok titriyordum.
"Ahh hayatım kutuya çok yaklaşma onu da titretiyorsun."
Titremem kesilmişti. Buradan bahsetmiyordu değil mi. İstemiyordum. Bana dokunmasını istemiyordum.
Şimdi Jennie olsaydı mantıklı düşünebilirdi. Şimdi Yg olsaydı korumalarıyla beni koruyabilirdi. Yanımda Taehyung olsaydı o benim kaçmama yardım edebilirdi. Ama ben tektim. Bana yardım edecekler yoktu.
"Tatlım tut elimi. Kendi rızanlagelmeni istiyorum."
Kutuların yanından uzanan eli gördüğümde kutuların hepsini onun üstüne doğru ittim.
Bağrışını duymama rağmen birkez bile arkama bakmadan koşmaya başladım. Bana yetişmeleri çok yüksekti ama son nefesime kadar kendimi korumaya çalışacaktım.
"Sana güzelce elimi uzatmıştım. Kendi yolunu kendin seçtin."
Arkamdan bağrışmalarını duyuyordum. İki kişi olmalılardı. Ayaklarım iflas etmek üzereyken karşımda onu gördüm. Taehyung'u gördüm. Kurtulma umudumu gördüm.
Tekrar hızlanmaya çalıştım ama bacaklarımın gücü yetmedi ve saçımda büyük bir acı hissettim. Geriye doğru düştüm. Sırtımda çok büyük bir acı hissettim. Yüsümün üstünde hiç görmediğim bir yüz görünce kendimi yere doğru çektim.
"Ah hayatım ben sana demedim mi kendi rızanla gelmelisin diye."
Elimden kurtulmak için çırpınmaya çalışıyordum ama hiç bir işe yaramıyordu. Kıyafetimden çekiştirmeye başlayınca daha da çırpındım.Ben ne olduğunu anlamadan üzerine biri atlayıp yerde yuvarlanmaya başladılar.
Tekrar şans yüzüme dönmüştü. Son kez ayağa kalkıp koşmaya başladım yanına geldiğimde. Arkasından sarıldım. Nefes nefese konuşmaya çalıştım.
"Kurtulduk teşekkür ederim. Beni bırakmadığın için teşekkür ederim."
Tekrar onlara baktığımda üzerine ağlayanın onu yanındaki adam olduğunu anladım. Taehyung'un yüzünü göremiyordum. Kafamı yüzüne doğru çevirdiğimde yüzünde anlamadığım bir ifade vardı.
"Bebeğim"
Ne düşünüyordu anlayamıyordum. Oda bana doğru çevirdi kafasını.
"Söylesene bebeğim beni sevdin mi?"
Ne saçmalıyordu. Bunun sırası mıydı?
Bana döndü. Yüzümü ellerinin arasına aldı. Gözlerinin içine bakıp neler düşündüğünü anlamaya çalışıyordum.
"Söylesene bebeğim bana aşık oldun mu?"
Sesi yükselmişti.
Ne yapacağımı bilemedim ama duygularıma engel olamayıp kafamı salladım.
Kahkaha atmaya başladı.
"Bana aşık oldun ha Bana aşık oldun."
Korkmaya başlamıştım.
"Se-sen iyi misin?"
"İyi mi? Ben hiçbir zaman iyi değildim."
Bu sefer ona dokunma ihtiyacı ben hissettim ona sarıldım sadece sakinleştirmek için.
"Beni sevme bu hataya sakın düşme."
Sesi değişmişti. Sanırım ağlıyordu. Onu böyle duymak düşünmek çok kötü hissettirmişti.
"Seni sevicem Taehyung sen istesen de istemesende bunu yaptım. Seni seveceğim sonuna kadar söz veriyorum."
Bölüm sonu. Umarım seversiniz. Bu ara okuldu falan. Birde kişisel meselelerim var o yüzden biraz meşgulüm. Ama kendi hayatım için biraz bu dönem böyle geçecek gibi yine de beni unutamadığınız için teşekkür ederim. Sizi seviyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paparazzi
FanfictionÇünkü bebeğim biliyorsun ki Ben senin en büyük hayranınım Beni sevene kadar seni takip edeceğim Bebeğim başka bir süperstar yok Senin paparazin olacağım Biliyorsun Nazik olacağıma söz veriyorum Ama benim olana kadar durmayacağım Bebeğim ünlü oluca...