Günler günleri kovaladı, haftalar haftaları. Hiçbir şeyin nasıl geçtiğini anlamadım ama en sonunda kendimi ona bağlı buldum. Jennie meleğimi asla dinlemedim ve gerçekten mutlu oldum. Belkide öyle sandım.
Her günümüz hep güzel geçiyor YG nin sıkı dersleri bile artık sıkıcı ve zor gelmiyordu. Çünkü biliyordum o elinde kamerasıyla beraber benim yanımda oluyordu.
O artık her şeyim haline gelmişti. Sabah kahvaltılarında kapıya gelir hatta bazen balkonda oturuyorsam bana flaşıyla ben geldim diyordu. Bunu çok seviyordum. Bazen geceleri manyaklığı tutar camımda silüeti belirirdi.
Ona bağlanmamı tetikleyici şeylerden biri de sahiplenici olmasıydı. Sürekli kamerasında ne varsa sadece onun olduğunu söylerdi. Ve asla başkasının kamerasına girmemi istemiyordu. Çünkü onun hayatı o fotoğraf makinesinden ibaretti.
Hatta bi günü çok iyi hatırlıyorum; Beraber dışarı çıkmıştık. Onun arabasındaydım. O benim için kahve almaya gitmişti. Geldiğinde ben telefonda gelişme var mı diye bakıyordum. Kendimi onun arabasında resmimi gördüğümde korktum. Onunla yakalanmak istemiyordum. Ona gösterdiğimde sinirle son gaz arabayı sürmeye başladı. Sinirle bir şeyler mırıldanıyordu ama hiçbir şey anlamıyordum. O gün tek anladığım cümle şuydu; "Kimse benim kameramdakini kendi kamerasına alamaz."
Belkide sevgimin arttığı günlerden biri bu gündü. Daha sonrasında o fotoğraf yayından kaldırılmıştı. Hemde sahibi tarafından. Başta bu çok dikkatimi çekmemişti. Ama daha sonraki zamanlarda internette paparaziler tarafından paylaşılan hiçbir fotoğrafım olmadığını fark ettim. Tabi o zamanlar bunlar dikkatimi gram çekmiyordu.
İşleri artık daha da ileri götürmeye başlamıştık. Ama asla onu kimseye göstermemi istemiyordu, Jennie'ye bile. Onunla fotoğraf çekinip paylaşmak istiyordum ama sırf ben izinsiz paylaşırım diye fotoğrafını bile çektirmiyordu bana. Gizlice çekmeye çalışsam bile kendisi paparazi gibi gizlice fotoğraflarımı çektiği için her şeyi anlayabiliyordu.
Yine kafaya takmadım. Çünkü o sevmezdi ve ben onu zorlamak istemiyordum.
Ama işleri ilerletmek istiyordu ve o gün geldi. Beraber otururken bir çocuk videosu görmüştüm. Çok sevimli bulduğum için ona gösterip "benimde çocuğum böyle olur mu" dedim. Gülerken ona baktığımda, derin bakışlarıyla sadece gözlerime bakıyordu. Gözlerimi öyle bir hapsetmişti ki kaçıramadım. "Yapalım." Ağzından çıkan tek kelime bu oldu. Beni çoktan büyüsüne kapmıştı ve o gün düşünmeden kafam sallanmıştı.
Düşünmem daha mantıklı olurdu değil mi?
Bencede öyle olurdu.
Düşünmesi gerekiyor bazen insan. Arkandakileri. Onların ne diyeceğini. Benim gibi nir idolün bunu yapması. Komik demekten başka bir şey gelmiyor elden.
Hayat böyle değil mi? Her şey yaptıktan sonra komik geliyor. ama o an bir adamın benim için adam öldürmesi hayatının sonuna kadar beni ve çocuğunu korur demek olmuyor mu?
Lunapark olayı... Bundan bahsetmek istemiyorum.
Çocuk olayına gelirsek. Ben gerçekten çok heyecanlıydım. Ondan çocuğum o olacaktı. O yakışıklı adamımdan.
Denedik. Denemez olsaydık...
Sonraki gün heyecanıma çok kez yenik düşüyordum. Sabahında yanıma gelmesini beklemiştim ama gelmemişti. Benimde spor saatim gelince kendim çıktım evden. Gün içinde çok kez gözüm telefona kayıyordu ama hiçbir mesaj yoktu.
Normaldi heyecanlanmış olabilirdi.
Eve geç saatte gittim. Ses çalışmaları, dans hareketleri derken çok uzamıştı. Yeni şarkımın çıkmasına çok az kalmıştı. Bu şarkı ona hitaben olucaktı ama kimse bunu bilmeyecekti.
Akşam yine ondan ses seda yoktu. Yazmıştım ama mesajlarıma da bakmıyordu. Bir kaç gün sonra bu habersizliği kesti ve sabah kahvaltıya gelmişti. Ona ne olduğunu sormuştum tatlı bir şekilde ama o aksine beni terslemiş ve "Jisoo git başımdan" diye bağırmıştı.
O an bir şeylerin yanlış olduğu belliydi. O bana ilk defa Jisoo diye sesleniyordu. Ama ben yinede o kadar üstüne gitmedim durumun.
Akşamında ona zaman ayırmak için yg den büyük azar yiyeceğimi bilmeme rağmen onun için erken çıkmıştım.
Bazen gerçekten YG yi dinlemek gerekiyor.
Beni almaya gelmişti. Sabaha göre daha mutlu duruyordu. Eve geldiğimizde biraz film izlemek istedim. Oda kabuk etti. O mısır patlatırken ben film bulacaktım. Mutfağa gittiğinde salonda tek kalmıştım ve masanın üstündeki fotoğraf makinesi oldukça dikkatimi çekiyordu.
Normalde kimsenin eşyasına izinsiz dokunmam ama o an içimdeki hissi durduramadım ve fotoğraflarımıza bakmakta sıkıntı olmayacağına karar verdim.
Bakmamam gerekiyordu ama belkide en doğrusu buydu.
Kamerayı açtım ve fotoğraflar kısmına girdim. Gördüğüm fotoğraf büyük bi şok dalgası yaratmıştı. Resimlerde başka bir kız vardı. Odasında uyuyor, film izliyor, iş yerinde dosyalarla uğraşıyor ve daha fazlası vardı.
Belkide işiyle alakalıydı dedim ya da sadece ben kendimi kandırmaya çalışıyordum.
Ne iş yaptığını bana söylemiyordu. Çok öğrenmeye çalışmıştım ama sürekli konu değişiyordu. İşi belkide dergi tasarlamaktı ve bu kızda bir figürdü.
Böyle düşünmek istemiştim ama tali o fotoğraflara kadar. Fotoğraflar ilerledikçe yaş sınırı artıyordu. Bunlar dergiye koyulamıyacak fotoğraflardı.
Fotoğrafları görmezden gelmeyi isteyip en geçmişe kendi resimlerime bakmak istedim. Ama çoktan ilk çekilen fotoğrafa gelmiştim ve benim resmim orada yoktu. Mutfaktan sesini duyunca hemen panik yapıp kamerayı bıraktım yerine. Filme ara verdiğimizde kelimeler döküldü dudaklarımdan.
"Taehyung eğer sevdiğin biri kamerandan silinirse ne olur?"
Mısır yiyerek gülüyordu. Duyduğum şey her şeyi daha iyi anlamamı sağlamıştı. O an kulaklarıma inanmamıştım, istememiştim.
"Onunla işim bitmiş demektir."
Yüzündeki o aptal sırıtış. Her neyse sevenlerim.
Hiç konuşmadık. Ağzımı bıçak açamayacak kadar kapatmıştım. Oda konuşmuyor gidene kadar yüzünde apatal sırıtışı vardı.
Onun gönderdiğimde telefona baktığımda her şeyin çok geç olduğunu anladım. Bütün medyada benim fotoğraflarım dolaşıyordu. Sizlerin de gördüğü o fotoğraflar. Cinsel içerikli fotoğraflar. Hepsinde yüzüm gözüküyordu her ayrıntısına kadar.
İnanın bunlar dayanılacak şeyler değil. Hiçbirinizin bu durumlara şahit olmasını istemezdim ama çok üzgünüm.
O gerçekten bir paparaziydi. Sadece beni sevdiğini sanmıştım. Ama o başından beri beni sevdiği için değil işini yapmak için yanımda duruyordu. Hareketlerini kolayca açıklıyordu bu durum.
O beni kullanmıştı ben buna izin vermiştim.
Daha sonra aradım peşine çok düştüm. Jenniem yardım etti. Ama hiçbir şey yoktu onu bulmak için ne bir fotoğraf nede bir iz. Geriye kendisinden kalan hiçbir şey bırakmamıştı.
Ben daha fazla dayanamıyor kimsenin yüzüne bakamıyorum. Sizin gözünüzde Daha fazla böyle biri olarak kalmak istemiyorum.
Jennie meleğim çok üzgünüm. Seni bırakmak istemiyorum ama elimden bir şey gelmiyor.
Birkaç kadeh ve bir kutu boş antidepresan önümde duruyor.
Antidepresanlar etkisini göstermeye başladı. İçtiğim kadehlerle fişim çekilmiş olucak.
Paparazim benim sonum olmuştu. Ben ona teslim olmuştum.
Lütfen beni unutun. Böyle hatırlanmak istemiyorum.
SİZİ SEVİYORUM
~kim jisooYıllar sonra son bölümü atmam gerektiğini fark ettim. Wattpadi silmiştim ama gelen takipçi bildirimiyle en azından bi sonu olsun dedim. Eskilerden kalma kimler kaldı bilmiyorum. Ama umarım sonunu okursunuz. Jisoo'nun dediği gibi bende sizleri seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
paparazzi
FanfictionÇünkü bebeğim biliyorsun ki Ben senin en büyük hayranınım Beni sevene kadar seni takip edeceğim Bebeğim başka bir süperstar yok Senin paparazin olacağım Biliyorsun Nazik olacağıma söz veriyorum Ama benim olana kadar durmayacağım Bebeğim ünlü oluca...