23:58
"Bebeğim gel hadi odamıza çıkalım"
"Sen çık bende mutfağı toplayıp gelirim"
"Yardım etmemi ister misin"
"Hayır sağol"
Git artık adam
"Peki sen bilirsin bekliyorum"
Daha çok beklersin
Hızla mutfağı halledip jeongine bakmaya gittim. Fazla zamanım yoktu.Geç kalırsam şüphelenebilirdi.
Merdivenler eski olduğu için gıcırdıyordu.Olabildiğince yavaş ve dikkatli hareket ettim.
"Felix"
"Benim"
Geleceğimi beklemiyor gibiydi
"Beni bırakıp gittiğini düşünmeye başlamıştım"
"Saçmalama seni bırakmam, hem az kaldı iki saat sonra kurtuluyoruz biraz sabret sadece olur mu"
"Tamam ama lütfen geç kalma artık dayanacak gücüm kalmadı"
Göğsünden bahsediyordu.Muhtemelen ömür boyu izi kalacak.Başta müdahale edilseydi belki bu kadar kötü olmazdı.
"Söz veriyorum en kısa sürede gelmeye çalışacağım"
00:30
Odaya girdiğimde sırtı kapıya dönük yatıyordu.Belki uyumuştur ümidiyle yavaş hareket ediyordum.
Gözüm sürekli saatteydi.İyice dalmasını bekliyordum.Uyanıp anahtarları aldığımı görürse muhtemelen anında öldürürdü.
Daha ne kadar sabredebilirim bilmiyorum01:45
Hala hiç hareket etmemişti ilginç.
Yattığım gibi yine tekrar yavaş bir şekilde kalktım.Neyseki anahtarları yine masadaydı.Şuan ses çıkarması en muhtemel şeydi sanırım.Birbirlerine çarpmaması için avuç içimle sıkarak kaldırıp cebime attım.Artık hızlı hareket etmeliydim.
Bodrumun kapısını açıp aşağıya indim.
"Geldim hadi ver ellerini"
"Mutluluktan ağlayacağım sanırım"
"Sus boş gürültü yapma bir an önce çıkmalıyız her an uyanabilir"
Ayak bilekleride ki zincirleride çıkarıp kalkmasına yardım ettim.
"Her yerim uyuşmuş nasıl yürüyeceğim bu halde"
"Mecbursun bir şekilde yürümen lazım hatta koşman bile gerekebilir"
"Haklısın"
"At kolunu omzuma, bir an önce çıkalım şurdan"
Merdiven engelinide aşıp sonunda dış kapıya ulaştık.
Çıkacakken birşeyi unuttuğumuzu fark ettim."Bekle çantalarımız kaldı, telefonlar onun içine"
"Sadece telefonları al yeterince yük oluyorum zaten birde çantalarla uğraşmayalım"
Salona gidip geldiğimiz günden beri koltukta duran çantaların ceplerini karıştırdım.
"Buldum hadi gidelim"
İkimizinkinide cebime koydum.tekrar kolunu omzuma attı.
Dışarı çıktığımızda ikimizde mutluyduk.
"Sonunda"
Henüz daha yüz metre ilerleyememişken chrisin sesi yankılandı ormanda
"SANA TEKLİF SUNMUŞTUM LİX BİRLİKTE MUTLU BİR ŞEKİLDE YAŞAYABILİRDİK AMA SEN PISIRIK SEVGİLİNLE KAÇMAYI TERCİH ETTİN HEMDE BENİ APTAL YERİNE KOYDUN BUNUN CEZASINI ÇEKMELİSİN"
Hala evin içindeydi bu bize birkaç dakika kazandırır.
"Jeongin şimdi koşmamız gerek tamam mı biraz zorla kendini lütfen"
Tutması için elimi uzattım.
"Sana söylediğim şeyler için özür dilerim"
İyi en azında sonunda pişman olmuştu.
Şimdi bunu tartışmanın sırası değildi tabi.Nereye gittiğimizi bilmeden koşuyorduk.Ruh hastası hala peşimizdeydi.
"Haritada görmüştüm buralarda biryerde otoyol vardı eğer oraya çıkarsak otostopla dönebiliriz"
"ARTIK SİNİRLENMEYE BAŞLIYORUM SAKLAMBAÇ MI OYNAMAK İSTİYORSUNUZ TAMAM OYNAYALIM"
"Ya siktir git artık yorulmadın mı"
Sesi fazla yakından gelmiyordu en azında aramızdaki mesafeyi biraz açmıştık.
"Felix biraz dinlenelim lütfen nefes alamıyorum"
1.80lik çocuk iki büklüm olmuştu.
"Dinlenirsek öleceğimizi biliyorsun değil mi lütfen biraz daha zorla kendini"
Etrafı kontrol ederken tam karşımızda yolu gördüm sonunda ormandan çıkacaktık.
"Jeongin şuna bak hemen"
"Kurtulduk mu bitti mi herşey"
"Evet hadi az kaldı araba bulmamız gerek sadece"
Artık gücümüzün son damlalarını tüketiyorduk.
"Tamam sen şimdi otur dinlen ben beklerim"
Beş dakika geçmişti ama hala bir tek araba geçmemişti gerçi ne arasın burda araba herkes bizim gibi aptal değil
Bende jeonginin yanına oturdum
"Özür dilerim buraya gelmemiz bir hataydı şimdi benim yüzümden ikimi-"
"HEMEN ARKANA BAK FARLARI GÖRÜYOR MUSUN"
"EVET"
"KALK HEMEN"
Kelimenin tam anlamıyla yolun ortasına atladık. Durması için barikat gibi kapattık önünü.Bir yandan chrisin gelmesinden korkuyordum.
Araçtan ineceği sırada izin vermeden hemen arka koltuğa geçtik.
"Noluyor lan siz kimsiniz"
"Lütfen sürün bir önce gitmemiz gerek"
İkimizide kısa bir süre süzdü
"Lütfen yardıma ihtiyacımız var"
Jeongin artık yalvaracak duruma gelmişti.Çünkü chrisin fenerinin ışığı görünmeye başlamıştı gelmesi an meselesiydi.
"Tamam peki"
"Teşekkür ederiz"
Ordan uzaklaşınca derin bir nefes aldık.
"İyisin değil mi"
"Nefessiz kalmamı saymazsak iyiyim"
Uzun bir süre dışarı çıkabileceğimizi sanmıyorum.Hem fiziksel hemde zihinsel olarak oldukça yıpratmıştık.
Adam arada aynadan ikimizide kontrol ediyordu.
"Şehre varmamıza az kaldı, anlatın bakalım noldu"
"Oldukça uzun bir olay kafanızı şişirmek istemem ve inanıcağınızı hiç sanmıyorum"
"Ordan çıkanlar yalan söylemez, vaktim var dinlerim tıpkı diğerlerini dinlediğim gibi"
♤♤♤♤♤
Ve bittiCehennem gibi geçen günlerden sonra sonunda kurtuldular yada belki onlar öyle sandılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Not Alone | jeonglix |
Teen Fictionfelix, sevgilisi jeonginle kamp yapmak için gittikleri ormanda yalnız olmadıklarını fark eder.