1.Yolculuk

81 14 14
                                    


Şiddetle esen rüzgar durdu, aklım durdu beynim çalışmaz oldu. Şu an önümüzdeki hafta olacak  matematik sınavını bile düşünemez oldum.

Sadece Dumbledore karşımda, o bana ben ona bakıyordum. Tek Bi fark var! o gülümsüyor ben  ise karşımda bir ejderha görmüş kadar şaşkın ve korkuyordum.

Bana bir kaç adım yaklaştı ve elimdeki kağıt parçasını bana doğru uzattı.
Hayır bu bir kağıt parçasından ibaret değildi.
Bu Hogwarts mektubuydu.
Arkasında ismim yazıyordu.

Bu gerçek olabilir miydi? Halüsinasyon mu  görüyordum acaba? Matematikten dolayı beynim bana oyun oynuyor olabilir miydi?

Kendime bir çimdik attım. Acıdı!   Karşımdakinin gülümsemesi daha çok yayıldı. Baya eğleniyordu galiba. Bi anda kolunu bana doğru tutmam için uzattı. Ama benim beynim durmuştu. Sonra yavaş yavaş anladım ve yavaşça koluna tutundum. Ve birden kitabın içine doğru gitmeye başladık. Gözlerimi kapattım kendimi serbest bıraktım  artık ne kadar bırakabilirsem.

Yaklaşık Bi 5 saniye boyunca bir tünelde kayıyormuşum gibi hissettim. Ve Bi anda durdum. Daha bir şoku atlatamadan diğer şoku yaşadım.

Hayatımda en çok olmak istediğim ilk yer. Peron   9¾ 'te idik. Şaka gibiydi ama öyleydi. Etrafıma baktığımda ise Dumbledore yoktu. Gitmişti. Beni burada yanlız başıma bırakıp gitmişti.

Karşımda duran tabelaya baktım. Hogwarts Expers'i yazıyordu. Kalbim galiba yerinden çıkmıştı.

Burada bir sürü aile çocuklarını uğratmaya gelmişlerdi. Ve tanıdık bir aile gözüme çarptı.

Weasleylerdi bunlar. Hemen o tarafa doğru gittim ve aman tanrım! Fred ve George 'u gördüm. Çok küçükler. Bir  dakika... onlar bu kadar küçükse,ya ben?..

Birden trenden kendi yansımama baktım...ve günün üçüncü şokunu yaşadım.

Sarı saçlarım dalgalı  ve upuzundu. Yüzüm ise tertemiz. 1 tane  sivilce bile yoktu. Ve boyum... Galiba boyum 1.50 idi.

Nolmuştu 11 yaşıma mı dönmüştüm? 6 yıl geriye mi gelmiştim? Bunları düşünürken trenin ordaki adam herkes binsin diye bağırmaya başladı. Ve kendimi trenin içinde buldum.ve bir yere oturdum.

Tamam şu yarım saati bir gözden geçirelim. En son ders çalışıyordum  ve aaaah Rose o malum olay... Dumbledore geldi kitabın içinden ve şu an Hogwarts' a gidiyorum. Ve 11 yaşımda olduğumu da unutmayalım.

Tam bir potterhead olarak şu an kitabın içindeydim. Bunu hep düşünmüştüm. Acaba kitapta olsaydım ne olurdu diye. Ama gerçekleşeceğini bilseydim...

Aaah Rose kimi kandırıyorsun??
Birden yanıma Bi kadın geldi.önünde itelediği araba  gibi bi şey vardı. Ah ama benim hiç Galleonum yok ki. Bi şey almak istemediğimi belirtmek için kafamı iki yana salladım kadın somurtarak gitti. Kadının arkasından tanıdık Bi yüz geldi...

Draco Malfoy.
O an büyük bir şok yaşadım. Neden gelmişti ki? Sarı saçları geriye doğru yatmış. Maviye çalan gözleri bana bakıyordu.

"selam" dedi soğuk ama meraklı Bi şekilde.

"selam. " dedim gülümseyerek. "oturmak ister misin?"diye sordum.

O da cevap vermeden yavaş hareketlerle  oturdu.

"Ben Malfoy, Draco Malfoy."

Biliyorum bebeğim. Biliyorum.

"Ben de Lopez, Rose Lopez "
Dedim onu taklit ederek.

Gülecekmiş gibi oldu ama soğuk bi şekilde baktı.

"Memnun oldum Rose. Neyse benim arkadaşlarımın yanına gitmem lazım okulda görüşürüz."
dedi ve benim görüşürüz dememi beklemeden gitti.

Tamam soğuk olduğunu biliyorum da bunu birebir yaşamak tuhaf geldi. Hem o da neydi ismimi öğrenmek için mi gelmişti?..

Bi an aklıma okul geldi.
Okula gidecektik ve seçmen şapka...beni bir binaya yerleştirecekti. Ben hangisini istiyordum peki? Sonuçta bizim  kararlarımızı  da  önemsiyordu.

Bir tarafta Gryffindor bir tarafta ise hep filmleri izlerken özendiğim bir bina Slytherin.

Diğerleri çok kişiliğimi yansıtmıyordu zaten. Bir tarafta o soğuk ve gizemli Snepe'in binası bir tarafta ise Hermione, Ron ve Harry'nin... Bir dakika onları şu ana kadar  hiç görmedim.

Biraz etrafı mı dolaşsam, belki onlara rastlarım. Düşüncelerimden sıyrıldım ve  ayağa kalktım ve etrafı dolaşmaya başladım. Ve Fred, George ve Percy ile karşılaştım selam verdiler.

Ben de selam verdim ve yürümeye devam ettim. Ve sonunda aradığım yeri buldum Hermione büyü yapıyordu.

"Büyü mü yapıyorsunuz? " dedim merakla kapıya yaslanarak.

Kızıl saçlı Ron gülümseyerek
"ah evet bu kız biraz hava atıyor da..."

Harry'nin Ron'u dürttüğünü gördüm ve kıkırdadım.

"oturmaz mısın?" dedi Harry gülümseyerek. Ben de meraklı Bi şekilde oturdum.

"Ben Ron Weasley. Tüm ailem büyücü. Mektup geldiğinde çok heyecanlandım." dedi Ron Bi çırpıda.

"Ben Hermione Granger. Muggle bir aileden geliyorum."
aaahh söylemenize  gerek yok hepinizi biliyorum...

"Ben de Harry. Harry Potter. Ailemi hiç görmedim. Ama eniştem ve teyzem muggle. Ve buraya gelmemem için baya direndiler" dedi Harry.

Ve şu an sıranın bana geldiğini fark ettim. Ne uyduracaktım. Safkan olayım evet evet ama ailem hoşgörülü olsun ahhh beynim durduu ve bana baktıklarını fark ettim.Bi anda farketmeden konuşmaya başladım.

"Ben Rose Lopez. Safkan  aileden geliyorum. Ailem doğduğumdan beri bu günü bekliyormuş sanki, çünkü mektup geldiğinde 200 tane piyango bileti kazanmış  gibi sevindiler." küçük  at da civcivler de yesin Rose. 200 ne yaaa?

Ron bana biraz tiksinmiş gibi baktı.
Harry'e bakarak

"Bırak ikiyüzü bir tanesini bile hayatım boyunca göremem ben"
Dediğini duydum.

Ve biraz kötü hissettim kendimi. O duymadığımı zannetti ama duymuştum.

"Birden karnım ağrımaya başladı okula gidene kadar dinlensem iyi olur" dedim ve kalktım.

Harry'nin kalkıp telaşla "iyisin ya bir şeyin yok demi?"dedi.

" Yok galiba heyecandan dolayı karnım ağrımaya başladı okulda  görüşürüz. "
dedim ve oradan çıktım.

Nasıl da kötü olmuştum ya. Ron nasıl da üzüldü. Belki üzülmedi ama bu tiksinerek baktığı gerçeğini değiştirmez. Gerçekten de biraz dinlenmeye ihtiyacım vardı. Ve kendimi o yumuşacık koltuğa bıraktım.

Bir zil sesiyle uyandım. Tren durmuştu. Herkes aceleyle inmeye başlamıştı. Gelmiştik...

Yeni bir hayat. Yeni arkadaşlar ve sihirli dünya. Bakalım neler olacak.

HARRY POTTER SERÜVENİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin