Yatağımda oturmuş kıyafetlerimi bavula koyuyordum.
Modig ise tüylerindeki bitleri alıyordu. Modig kim mi? O benim baykuşum. İsmi isveçce cesur demek. Daha kimseye posta göndermediğim için bilmiyorum ismi kadar cesur mu.Bavula kitaplarımı da koyduktan sonra yatakhaneden çıktım. Ve Dumbledore'un odasına doğru yürümeye koyuldum.
Ona teşekkür etmem gerekiyordu."Rose!" dedi arkamdan bir ses.
Arkamı döndüm. "Harry!" dedim. Ve koşarak sarıldık birbirimize.
"Seninle konuşmam lazım Rose!" dedi biraz heyecanla."Kötü bir şey mi oldu Harry?" dedim merakla.
"Biraz yürüyelim mi?" dedi.
Meraklandım. Dumbledore işi bekleyebilirdi.
"tamam." dedim ve yürümeye başladık. Konuya girmesini bekledim ve en sonunda konuştu.
" Iıı Felsefe taşı, Querrel olduğunu nerden bildin Rose?" dedi biraz heyecanla.
Ne diyeceğimi bulamadım.
"6.his diyelim" dedim kıkırdayarak.Evet tabii ki inanmayacaktı ama konuyu umarım kapatırdı.
"peki. Ama bu konuyu bana sonra anlat olur mu?" dedi söz almak ister gibi.
"tamam Harry. Söz anlatıcam."
"sen nereden geliyordun. Gryffindor ortak salonu baya uzak buraya."
"Dumbledore'un yanından geliyorum. Senin yanına gelmiştim ki yolda gördüm seni."
Doğru ya. Bu olaydan sonra Dumbledore Harry ile konuşmuştu.
Ama benimle konuşmak istemiyor muydu? Orda neden bayıldığımı söylemeyecek miydi?"Bayan Rose." dedi arkadan puslu bir ses.
Arkamı döndüm ve Harry'nin yanına geçtim. Profesör Snape ikimize doğru geliyordu.
"Bay potter!" dedi yine o puslu ve duyulmayan sesiyle."ikincilikte güzeldir. Üzülme." dedi alayla. Dudak kenarları yine alayla kıvrılmıştı.
"Ama ikincilik kutlamasına geç kalmak istemezsin değil mi?" dedi kovmak ister gibi.
Ama saf Harry tabii ki anlamadı."ikincilik kutlanıyor mu?" diye sordu.
Harry'e bir bakış attım. Sonunda anladı. Ve bana minnet dolu bir bakışla buradan ayrıldı.
Profesör Snape ile karşı karşıya duruyorduk.
En sonki konuşmamız çok duygusaldı.
"Benimle gelir misin Rose?"Başımı olumlu anlamda salladım.
Ve o önümde yürümeye başladık. Ona yetişmek imkansızdı. Ve... Ve Dumbledore'un odasının önünde buldum kendimi.
Nasıl yani Dumbledore beni mi çağırmış?"limon şerbeti" dedi Profesör.
Kapı açıldı. Biz de içeriye girdik. Dumbledore karşıdaki Koltuğunda oturuyordu.
Geldiğimizi görünce bana bakıp gülümsedi."ahh Rose! Gel bakalım." dedi.
İleriye doğru bir kaç adım attım ve tam masasının önünde durdum."otur lütfen" dedi.
Ve sonra Snape'e baktı.
O da sanki ne dediğini anlamış gibi geldi ve benim karşımdaki küçük koltuğa oturdu."Son olaylardan sonra kendini nasıl hissediyorsun Rose?" dedi Dumbledore.
"bilmiyorum profesör" dedim dürüstçe.
Snape bana dikkatlice bakıyordu."Anlıyorum Rose. Anlıyorum. Bana sormak istediğin soru var mı peki?"
"Evet profesör var." dedim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARRY POTTER SERÜVENİM
FantasyRose Lopez! Kendini bildi bileli potterhead olan Rose, bir gün yolunun Albus Dumbledore ile kesişeceğini nerden bilebilirdi ki? O günden itibaren hayatı tamamen değişen Rose yepyeni dünyaya başına geleceklerden habersiz alışmaya çalışıyordur. O sı...