-1- Hepsi Yalandı

43 4 2
                                    

-Başlangıç Tarihi-

Saat neredeyse gece bire geliyordu ve o kadar hazırlık yapmama rağmen Okan hala gelmemişti. Genelde eve hep geç geldiği için endişelenmiyordum fakat bugün yıl dönümümüz olduğu için erken geleceğini söylemişti ona rağmen ortalıklarda yoktu.

Umutsuzca sandalyeye oturdum ve yaptığım yemeklerden az az yemeğe başladım, bekleye bekleye acıkmıştım.

Bir süre daha bekledim ama Okan ne aramış ne de bilgilendirecek tek bir mesaj atmıştı bu yüzden aramaya karar verdim. Kendisini bu saatlerde aramamdan hoşlanmazdı çünkü çalıştığı restoran gece yarısı iki üçe kadar yoğun oluyordu, yine de aradım.

Açmadı.

Tekrar aradım yine açmadı. Birkaç kez daha aradım, endişeleniyordum. En sonunda açtığında kulaklarıma yüksek müzik sesi ve gülüşmeler doldu.

"Alo! Okan neredesin?"

"Sesimi duyuyor musun? Okan! Alo?" birden çağrı kapandı. Okan kapattı sandım fakat telefonumun şarjı bitmişti hem de olmayacak zamanda.

O seste neyin nesiydi hiçbir fikrim yoktu ama kesinlikle restoran olmadığına hemfikirim. Sanki bir partideydi emin değilim ama Okan'nın ne böyle partiler verecek arkadaşı vardı ne de clublara gidecek parası. Ne halt ediyordu bu adam!

Telefonumu şarja taktığım an elektrikler gitti "Siktir!" bir bu eksikti şimdi! Yine aşırı yüklemeden şalterler atmıştı ve kaldırsakta düzelmiyordu illa elektrikçi çağırmak gerekiyordu. Lanet olsun!

Ay ışığının aydınlattığı kadarıyla görebildiğim için hemen ocağın yanından kibrit kutusunu aldım ve birini ateşe verdim. Mumları nereye koyduğumu hatırlayana kadar ilk çöp bitmiş ikincisini yakmıştım. En sonunda mumları bulduğumda üç dört tanesini yaktım ve kanepeye oturmuş öylece bekliyordum.  Fakat fazla uzun sürmedi, kanepe çok rahatsız ediyordu. Yayları eskimiş ve bazı yerleriden çıkıyordu, üstünde de sigaradan oluşan delikler vardı ve çok sertti çoğu ev eşyası bu kadar kötü haldeydi. Kim bilir yenilerini almak kaç lira tutacaktı.

Dakikalar dakikaları kovalamaya devam ederken tek yaptığım öylece beklemekti çünkü elimden ne gelir ki? Evim diğer evlerden ve şehirden çok uzaktı bu yüzden Okan'ın çalıştığı restorana götürmesi için istekte bulanacağım ne komşum vardı ne de başka bir şey. Tek yaptığım derin nefesler alarak aklıma kötü şeyler getirmemeye çalışmaktı ama kaçamadım o düşüncelerden, neredeydi bu adam! Bu gün bizim yıl dönümümüz nasıl eğlenmeye giderdi?

Bahçenin demir kapısı gürültüyle açıldığında yaşla dolan gözlerimi hemen sildim ve koşarak cama ilerledim, perdenin arkasında usulca baktığımda Okan'ın ay ışığımda parıl parıl parlayan sarı saçlarını gördüm.

Evin kapısı sertçe açıldığında yavaşça oraya doğru döndüm. Işıklar niye kapalı diye söylenerek içeri girdiğinde elini anahtara götürdü ve doğal olarak ışıklar yanmamıştı.

"Sikeyim böyle evi!" kapıyı sertçe kapattığında korkuyla yerimde sıçradım, kötü bir şey olmuştu yoksa Okan hiç küfür etmezdi.

Herneyse benim derdim onun geç gelmesi diğer sorunu neyse başka zaman çözeriz.

Büyük adımlarla yanına gittim. "Neredeydin!" saat neredeyse üçe geliyordu ve eve anca gelmişti.

Yalanların İskeleti |+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin