Sabahın köründe eve sayamadığım kadar insan gelmişti, çoğunluğu hacı sakallı gençler ya da yaşlılardı diğerleri ise genç ve orta yaştan oluşan kadınlardı, tarikat gibiydiler.Gelme nedenleri ise 'gelini kız evinden' alıp kendi evlerine götürüp nikah kıymaktı. Ben hayatımda böyle bir saçmalık görmemiştim ama hayatın cilvesine bak ki bu saçmalığı kanlı canlı yaşıyorum!
Gece aldığım darbeler yüzünden kılımı kıpırdatamaz hale gelmiştim, kollarımdan sıkıca tutup zorla duşa sokan kadınlara karşı bile koyamamıştım şimdide üstüne makyaj yapılmaya başlanmıştı. Derin bir nefes aldım yoksa kendimi bıçaklamama ramak vardı. Ama he ne kadar intihar etmeyi düşünsemde etmeyeceğim çünkü inancım var, adalete, devlete, hukuka. Kurtulucaktım bunların elinden hepsinide hapse tıktaracaktım.
Aynadaki yansımama baktım, bir gecede yüzüm çökmüş, gözaltlarım morarmıştı, dudağımın yanında küçük bir patlak vardı, dün gece yediğim tokat yüzünden olsa gerek. Gece gördüğüm şiddet aklıma geldiğinde istemsizce sırıttım sinirimden, hayalkırıklığımdan, iğrençlikten. Onum için kariyerimi, ailemi feda ettiğim insan tarafından şiddet görmüş para için satılmıştım! Sinirden dişlerimi sıkmaktan artık çenem acımaya başlamıştı.
"Sıkma kendini sende bizim gibi geçicisin" sessizliği bölen sesle bakışlarımı kaynağına çevirdim. "Bizde senin yaşadığını yaşadık mesela beni kendi ailem sattı" dedi saçlarına aklar düşmüş kadın, elindeki fırça ile saçlarımı tarayan kızı gösterdi "Züleyha'yı abisi sattı" arkada kıyafetleri paketten çıkaran çok küçük gözüken kızı göstererek "Begüm, onu kandırdılar" dedi ve fırçayı masaya koydu.
Çok daha kötü hissetmeye başladım, neyin içerisine düşmüştüm ben böyle! Resmen kadın ticareti yapan yaşlı bir bunağın işine mal olmuştum.
Bakışlarımı tek tek yatak odasında olan üç kadında gezdirdim, hepsi çok yorgun gözüküyordu. Züleyha dediği kızın karnı burnundaydı, istemsizce yüzümü buruşturdum. Bir an önce buradan kaçıp kurtulmam lazım yoksa tecavüze uğrayacaktım!
"Neden hiçbiriniz kaçmaya çalışmadınız?" sesim zar zor çıkmıştı. "Çalışmadığımızı nereden biliyorsun?" dedi küçük kız boş kıyafet paketlerini yere atarken. Sesinden sinir fışkırıyordu adeta. Bir hışımla odadan çıktı.
"Gelin birazdan hazır!" diye bağırdığında oturma odasından erkeklerin gülüşme sesi duyuldu.
Gelin...midem ağzıma gelmişti yine.Omzumu sıkıca sıktı saçlarına aklar düşen kadın "Yerinde olsam kaçmaya ya da olumsuz başka şeyler yapmaya çalışmazdım tabii ölmek istemiyorsan" gözlerini gözlerimden çekmedi, sanki baktıkça daha çok dediğimi yap der gibiydi. Bakışlarını çektiğinde kollarımdan tuttu "Şimdi giy şu elbiseyi ve gel" başı ile kapıyı gösterdiğinde Züleyha ile birlikte odadan çıktı.
Derin bir nefes aldım, sakin olmaktan başka bana iyi gelecek bir şey yoktu. Her şey hala bir rüya gibi geliyordu ama aslında değildi. Eğer bu benim rüyamsa uyanmasınıda bilirim!
Kıyafetlerimi çıkardığımda belimin iki tarafınında ve kasıklarıma doğru mosmor olduğunu gördüm. Aynada yansımama bakarak sırtımı döndüğümde sırtımda da birkaç tane morluk olduğum fark ettim, pislik herif! Onların ellerinden kurtulur kurtulmaz sana yapacağımı çok iyi biliyorum.
Beyaz uzun elbiseyi yavaşça giydikten sonra aynada son kez kendime baktım. "Dayan Ayşe kurtulacaksın bu durumdan"
Derin nefes alıp odanın kapısını yavaşça açtım.
Pürdikkat kesilmişti herkes, gözlerim Okan'ı ararken onunkileri beni bulmuştu bile, gözlerinde hiçbir şey yoktu ne pişmanlık ne sevgi ne başka bir şey. Bomboş gözlerle bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalanların İskeleti |+18
Teen FictionSeni seven insanla mı olmalısın yoksa sevdiğin insanla mı? Birçok kişi sevdiği kişiyi seçecektir ve mutlu olacaktır belkide fakat her zaman işler böyle ilerlemiyor. Ayşe'de seveni değil sevdiğini seçmişti. O kişi uğruna ailesini göze almıştı ve evla...