1 Bölüm "HACER"

88.6K 868 244
                                    


"Eleştiriye evet, saçmalamaya hayır arkadaşlar"

Hoş geldiniz...

******

Ben Hacer. Bu zamana kadar doğup büyüdüğüm köy, gelin geldiğim diğer köy, yakındaki ilçe ve bir iki kez geldiğim, arabayla 2 saat mesafedeki vilayet dışında ömrümde yer görmedim. 24 üme girmeme iki ay var. Bana sorsalar kendimi elliden büyüğüm derim. Yorgunum. Çok yorgunum. Bıraksalar bir ay hiç kalkmadan yatıp uyumak isterim. Gerçi geceleri bile gözüme bir saatten fazla uyku girmiyor ya.

Ailemin altı çocuğundan beşincisiyim. İki ağabeyim, iki de ablam var. Bir de benden üç yaş küçük bir erkek kardeşim. Çocukluğuma dair güzel pek bir şey yok. Sokakta çocuklarla oynadığım üç beş oyun dışında. Bana sorarsanız annem de babam da çocuk sahibi olmaya uygun insanlar değiller ya nasip olmuş altısı birden gelmiş dünyaya.

Babam çalışmayı ne kadar sevmiyorsa parayı o denli çok seven biri. Kimse kızını vermek istemezken annem yaşı 25i geçince evde kalacağım korkusuna varmış babama. Sonra bakmış babamda eve barka bakan bir hal yok o da koyvermiş suyun başını.

Ne olursa olsun deyip virane bir hale çevirdiler hayatımızı. Allahtan dedemden anneme kalan bir aylık vardı da hepten perperişan olmuyorduk. Yine de komşular el atmasa, ninemler ara ara yardım etmese hiçbirimiz büyüyemezdik herhalde.

Babam ablamları daha onsekizlerine gelmeden başlık karşılığı verdi. Onlar için üzülsem mi sevinsem mi bilemedim. Öyle böyle bir yuva sahibi oldular. Ağabeylerimse kendilerine güvendikleri an evi, hatta şehri terk edip gittiler. Bana göre iyi de yaptılar. Bir ömür babama boğaz tokluğuna kölelik akla sığar bir iş değildi.

Ben ablalarıma göre baba evinde biraz daha fazla kaldım. Benden küçük olan erkek kardeşim Fuat üç seneye yakın yatağa bağlı yaşadı. Köye gelirken traktörden düşünce omurgası zedelenmiş. Ona bakacak kimse olmayınca babam alacağı başlığı erteleyip beni kimselere vermedi. Tam iki buçuk yıl kardeşimin tüm bakımını ben yaptım.

Arada gelip kardeşimin başında yalandan iki gözyaşı döken annem de, durup durup hasta çocuğu azarlayan babamda evlatlarına bir bardak su bile vermedi bu sürede.
Şükür ki Fuat tedavilerden sonra ayağa kalkabildi. Kendini toparladıktan altı ay sonra da o da ağabeylerim gibi köyü ve bizi bırakıp gitti. Meğer ağabeylerimle arada haberleşirmiş. Abim kendi çalıştığı fabrikada Fuata iş ayarlayınca küçük bir valizle bir sabah şafak vakti çıkıp gitti.

Allah biliyor ya gidişine kızamadım. Ama yıllar boyunca beni hiç arayıp sormamasına çok kırıldım. Diğer kardeşlerimize göre biz birbirimize daha yakınız sanırdım. Değilmişiz.

Koca evine geldiğimde yimi yaşındaydım. Ablalarımdan daha iyi bir kısmet çıkmıştı bana. Babamın söylediği buydu en azından. O alacağı başlığın miktarına göre tartıyordu kısmetin iyilik derecesini. Bizim iki üç köy aşağımızda ilçenin hemen kıyısında bir köyden çıkmıştı kısmetim. Babamın söylediğine göre ailecek kasaplık yapıyorlarmış. Aliyi yani evleneğim adamı resmi nikahımızın kıyılacağı güne kadar görmedim. Nikahımızdan üç gün sonra da düğünümüz yapıldı.

Annemle babam misafir gibi düğünüme iki saat katılıp döndüler. Beni bilmediğim yabancı bir yerde, hiç arkalarına bakmadan bıraktılar. Bizim iki oda bir salon biriket küçük evimizden sonra bu üç katlı şehir evlerine benzeyen binaya bakınca bile garipsemiştim. Benim evim giriş kattaydı. Ortada Alinin ağabeyi en üst katta da kayınpederimle kayınvaldem oturuyordu. Bereket versin eltim Sevim abla iyi kadındı da düğünde beni hiç yalnız bırakmadı.

AlevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin