EVDE TEK BAŞINA

15 1 0
                                    

Ashley'in okulda Mike'ın da şirketinde olmasına alışmıştım. Ama Patrick'in 3 gündür gittiği anasınıfına hiç alışamamıştım. Patrick ise çoktan alışmış görünüyordu. Kızı hasta olduğu için hiizmetçim Daisy dün gece gitmişti. Eğer başka bir Bahçıvanımız olmasaydı, Daisy kocası ile birlikte bizim evin bahçesindeki küçük eve taşınabilirdi. Bahçe işlerimizi de kocası yapar ve ailecek burada yaşarlardı. Bunu Mike ile konuşacaktım. Aslında konuşmak istediğim birşey daha vardı. Evet çalışmak istiyordum. Boşuna mı üniversite okudum ben? Hem evden de sıkıldım. Patrick olsaydı oyun oynardım. "Olsun" dedim kendi kendime nasılsa Patrick'in okulu yarım gün, çalışma işini seneye düşüneyim. Aslında çalışsam, nerede çalışabilirim ki. . Hmm acaba Mike ile birlikte... hayır en iyisi evde oturmak. Evet evet evde oturayım.
Kafayı yemiştim. Kendi kendime konuşuyordum. Saate baktım. Patrick'i almaya gitmeliydim. Arabama bindim. (Bu arada 2 arabamda multimedyada) okula geldiğimde Patrick'in arkadaşlarıyla oynadığını gördüm. O da beni görünce
"Yaa! Gitmeyeliiim"dedi.
"Seni biraz daha bekleyebilirim." dedim ve Patrick'in sınıfına doğru yürüdüm. Öğretmeni beni görünce hemen tanıdı.
"Merhaba bayan Smith"
"Merhaba bayan Young, Patrick dışarıda oynuyor da oyununu bozmak istemedim." diyerek gülümsedim.
"İyi yaptınız. Eski öğrencim yok mu?"
"Maalesef, biliyorsunuz okulda. Ashley bu sene 2. Sınıfa gidiyor."
"Hmm"
"Patrick nasıl"
"Sınıfta gayet iyi. Ama bahçede çok gürültülü. Aslında gayet normal birşey. Yani ^iyi^"
"Tamam sağolun ben artık gitsem iyi olacak."
"Görüşürüz bayan Smith"
"Görüşürüz"
Sınıftan çıktım ve bahçeye ilerledim.
-Patrick! diye bağırınca bana dönüp:
-tamam anne hemen geliyorum:)
dedi. O da gelince arabayı çalıştırdım. Zaten eve yakın olduğumuz için çok hızlı gitmiyordum. Kırmızı ışıkta durunca, arkamı dönüp
"Sanırım okuluna çabuk alıştın" dedim. Kafasını evet anlamında salladı ve çantasından çıkardığı kocaman şekeri göstererek:
"Bunu sadece ben kazanabildim"
dedi heyecanla.
"Aferin sana!" dedim. Önüme dönerken yandaki arabayı fark ettim. Arabanın içindeki kişi Alexin ta kendisiydi. Yeşil ışığın yandığını farkettim. Sonrada yollarımız ayrıldı. Yanında biri yoktu. Üstelik elinde de yüzük yoktu. 28 yaşında olmalıydı. Ve ne olursa olsun hâlâ evlenmemesi beni üzmüştü. Kısa süre sonra eve vardım. Saat 13:07 olmuştu. Daisy olnadığına göre yemeği ben hazırlayacaktım. Ev işlerini ise Daisy'e bırakabilirdim.

Jennifer'in dünyasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin