5. BÖLÜM: BORDERLINE

2.9K 231 713
                                    

__________✿

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

__________✿.✿.✿__________

Ne kadar süredir kapalı olduğunu bilmediği gözlerini zifiri karanlık bir odaya açarken burnuna dolan rutubet kokusu ile ağrıyan başına karşın kaşlarını çattı. Tam karşısından gelen sesler ile orada birisinin olduğuna kanaat getirmiş olsa da en ufak bir şey bile göremiyordu Hürkan. Sahi, neresiydi burası? Ayrıca ne ara gelmişti buraya? Kim getirmişti onu?

Sorduğu soruların hiçbir öneminin olmadığını anlaması ortamın aniden aydınlanmasıyla sağlanırken karşısında Emre'yi görmeyi beklemiyordu. Konuşmak için ağzını araladığında Emre sandalyesini sürüyerek karşısına oturdu. Elinde siyah deri bir eldiven ile duruyor olması durumu hâlâ açıklamazken Hürkan gülümsedi.

"Ne bu? Kamera şakası falan mı?" Fakat Emre gülmüyordu. Aslında bir mimik bile yoktu suratında. Hürkan karşısındakinin çökmüş suratını izlerken tedirgin olmuş bir şekilde yerinde kıpırdandı fakat fazla hareket edemedi. Vücuduna baktığında bir sandalyeye bağlı olduğunu görünce tek kaşını kaldırdı. Ne biçim bir şakaydı bu?

"Sence de biraz ileri gitmedin mi? Ne biçim bir şaka bu, bağlamalar falan? Bir de bıçak falan çıkar tam olsun." Tedirginliğini bir kenara bırakıp sesli bir şekilde gülerken Emre'nin yerinde hareket edip elini beline götürdüğünü gördü. Elindeki şeyin ucuna taktığını fark edince yerinde donup kaldı.

Susturucu.

Silahının ucuna taktığı susturucuyu ona gösterirken konuştu. Emre'nin sesinin daha önce bu kadar kalın ve keskin olduğunu hatırlamıyordu. Resmen bambaşka biri gibiydi.

"Hâlâ şaka yaptığımı mı sanıyorsun?"

Bu bir kâbus olmalıydı. Yine kötü kâbuslardandı ve uyanınca -muhtemelen çığlıklarıyla uyandırdığı- yanında uyuyan Emre'yi görecekti. Şu an en çok istediği şey bir an önce uyanabilmekti o yüzden gözlerini sımsıkı kapattı. Fakat uyanmadı. Midesi bulandı, çenesi kasıldı. Neden bilmiyordu ama kendini o kadar kötü hissediyordu ki ayakta olsaydı büyük ihtimalle yere anında yığılırdı. Kesik kesik nefesler almaya başladı. Gözleri kararıyor, terliyor ve elleri arkadan bağlı olduğundan dolayı titriyordu. Ellerine kan gitmiyor gibiydi.

Emre'nin ayağa kalkıp yanına gelişini görebiliyordu. İçini garip bir huzursuzluk kaplayınca gözlerini tekrar sımsıkı kapattı. Alnındaki hafif dokunuş şu an o kadar rahatlatmıyordu ki onu... Emre konuşsa da onu dinleyemeyecek kadar kasılıyordu vücudu.

"İlacın yan etkileri var. Hani benim nasibim olan uyku ilacının." Dedi elindeki peçete ile Hürkan'ın alnını ve boynunu silmeye devam ederken. Dokunuşları rahatlatıcı bir o kadar da rahatsız ediciydi. "Mide bulantısı, baş ağrısı ve titreme. Şu an hepsini yaşıyormuş gibi duruyorsun. Tabii korkudan da olabilir." Peçeteyi katlayıp cebine geri yerleştirdi.

please let me go || mengola Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin