9. BÖLÜM: DANS | 🍬

2.1K 153 298
                                    

Selam, bazı kısımları biriciğim Mileaposdaughter 'ın yardımı ile yazdım. Çok çok az mature content içeriyor. İyi okumalar :)

 İyi okumalar :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

__________✿.✿.✿__________

Birkaç saat önce resmen kıyamet kopmuş olsa da Hürkan, yüzü ve elindeki yaraları kontrol ettirerek Emre'yi sakinleştirmeyi başarabilmişti. Daha sonrasında sarılarak uyumuşlardı. Emre asla çekilmemişti Hürkan'ın kollarının arasından. Tekrar değişeceğinden korkmuştu. Artık bir dakika bile dayanırsa şükrediyordu. Sigara içemeyişi, sakinleştiricilerini alamayışı zaten bozuk olan kafasını iki kere daha bozuyordu.

Usulca saçlarının okşadığını hissettiğinde uyandı Emre. Gözlerini kapalı tutmaya devam edip dudaklarını hareket ettirmeden, "Hmm," diye mırıldandı.

Hürkan'ın gülümsediğini kapalı gözlerine rağmen görünce o da gülümsedi. Uzun ve yumuşak parmakları, kısa saç tellerine nazikçe dokunuyor, onlara fısıldıyordu. İyi olacaklarını söylüyordu sanki. Dudakları gülümser bir haldeyken parmakları, çok yakında iyi olacaklarına dair söz veriyordu.

"Uyumaya devam edebilirsin, canımın içi." Öylesine huzurlu bir uykudan alıp kendine çekmişti ki Emre'yi, gözlerini güçlükle aralamak durumunda kalmıştı. Dudakları görmekten çok hoşlandığı şekilde gülümserken sağ elini saçlarının arasında gezdirmeye devam etti.

"Ne kadardır uyuyorum?" diye fısıldayarak sordu, gözlerimden birini henüz açamamıştı bile.

"Üç saatcik." Gözlerini Hürkan'dan alarak sağında bulunan bütün duvarı kaplayan cama çevirdi ve gökyüzünün siyahlarla kaplı olduğunu gördü. Hâlâ geceydi.

Hürkan yataktan kalktı ve balkona doğru yürüdü, ince tülü çekip çift kapaklı balkon kapısını sonuna kadar açtı. Gökyüzünde duran parlak ay, hareketlenen ormana cömertçe aldatıcı ışıklarını sunuyordu. Tenine çarpan soğuk rüzgârla kapıları kapatırken mevsimlerden kış olduğu gelmişti aklına. Sıcacık yatağına geri dönmek istiyordu sadece.

Arkasını döndüğü o an sanki karşısında küçük bir çocuk vardı; bakışlarında suçluluk duygusu, dudaklarında ise özür cümleleri saklanmıştı. Ona kızmasını bekliyordu. Ama Emre'nin bilmediği bir şey vardı; değil o yüzden, hiçbir sebepten ötürü Hürkan ona kızmazdı. İşte bu yüzden, ona öfkelenmesini beklerken Hürkan sol elini kaldırarak yüzüne dokunmayı tercih etti.

Yatağa oturup alınlarını birleştirirken Emre rahatlamış bir şekilde nefesini verdi, yakınlığı sebebiyle verdiği nefes dudaklarını yaladı Hürkan'ın. Elmacık kemiğini okşayan başparmağı kirpiklerine dokundu, kaşlarını sevdi ve sonra dudaklarında bekledi. Öpmek için izin istemesine gerek olmasa da her seferinde izin istiyordu.

please let me go || mengola Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin