| H E R M I O N E |
"...size bir oda tutabilirim." Duyduğum cümleyi idrak etmem uzun zaman aldı. Sinirden delirmek üzereydim. Ciddi anlamda çıldırmıştım. Sinirden gözüm döndü ve bütün yüzümün kızardığını hissedebildim. Öfke bütün vücuduma bir sıcaklık yayıyordu. Ne cürretle böyle şeyler söyleyebiliyordu?!! Hızlıca oturduğum yerden kalktım ve o küçük sıçanın oturduğu yere düşüncelerimi kelimelere dökmek için hızlıca yürüdüm. "Ne dedin sen az önce?!" Alaycılıkla sırıtarak yerinden kalktı. Şimdi bana tepeden bakıyordu. Korkmadan gözlerimden ateş saçarak onun gözlerinin içine bakıyordum. Bir an bile gözümü kaçırmadım. Öfke bütün vücudumu esir almıştı. Sağlıklı düşünmek için bir sebep göremiyordum. "Duydun işte Bulanık." Hiç düşünmeden masada duran Balkabağı suyunu alıp başından aşağı döktüm. Bir kaç kişinin şaşkınlıktan çatallarını yere düşürdüğünü duydum ama aldırmadım. Yüzündeki ifadeye bakılırsa, karşımdaki sarışın çocuk da şaşırmıştı. Bunu beklemiyordu. Kimse beklemiyordu. Ben bile kendimden beklemiyordum.
| D R A C O |
"Seni küçük pis Bulanık! Ne cürretle böyle bir şey yapabiliyorsun?!" dedim son derece saldırgan bir ses tonuyla. "Sen hangi cürretle ben ve en iyi arkadaşım hakkında patavatsızca yorumlar yapabiliyorsan, ben de o cürretle." Cümlesini bitirdikten sonra kaşları havaya kalktı ve kollarını kavuşturdu. Son derece bilmiş bir tavır takınmıştı. Göz temasını kesmiyordu. Ve itiraf etmeliyim ki verdiği cevap oldukça zekiceydi. Aksini kimse iddaa edemezdi zaten. Tam arkasını dönüp gidiyordu ki onu bileğinden yakalayarak yüzünü tekrar bana dönmesini sağladım. Canını acıtacak derecede çok sıkıyordum. Onu kendime doğru çektim ve her zaman ki alaycılığımla konuşmaya başladım: "Vay vay vay, Granger. Potter sana iyi geliyor." Sinirden köpürmesi bana büyük bir haz verdi. "Harry'le aramda olanların neresi seni ilgilendiriyor, acaba?" Ses tonundan tahammül sınırını zorladığımı farkına vardım. Buna cevap veremezdim bu yüzden aklım direk asama gitti. Tam cübbemin iç gözünden asamı çıkarıyordum ki suratıma gelen yumrukla sarsıldım. Masaya doğru sendeledim fakat son anda toparlanabildim. "Ah, muhteşem-sağ-kalan-çocuk! Hemen de sevgilisinin yardımına koşarmış. Cidden, Potter. Gerçekten mi? Bulanıklarla oynaşacak kadar düşmüş olduğunu bilmiyordum." Alaycılıkta sınırları zorlamıştım. Kanayan burnumdan dökülen kan sırıtan ağzıma giriyordu. Ve bir tane yumruk daha. "Bu seni hiç ama hiç alakadar etmez, Malfoy! Biz buna gerçek arkadaşlık diyoruz. Senin asla sahip olamayacağın şeyler yani. Şimdi çeneni kapat." Tam bir yumruk sallıyordum ki benden önce davrandı ve bu sefer karnıma vurdu. Beni bu kadar küçük düşürmesine izin vermeyecektim. Var gücümle ve bütün acı çekmem buna bağlıymış gibi dudağına doğru yumruk attım. Ve bir daha, bir daha, bir daha ve bir daha. Granger bir çığlık koparıverdi. Ve yeni bir yumruk. Ne o yumruk atmayı bırakıyordu, ne de ben. En son Potter üzerime çullanmıştı ki Granger onu sırtından tutup çekiştirdiği için bir şey yapamadı. Üstümden çekildi. "Harry, dur! Bu ona değmez! Lütfen dur!" diye aramıza girdiğini zar zor fark ettim. Sinirden gözüm kararmıştı. En sonunda Potter ona zarar gelebilceğinden korkmuş olmalı ki durdu. Ama arkadan Weasley onu tutmasaydı büyük ihtimalle yine yumruk atıyor olacaktı. "Bence de eğer yüzünün ortasında yeni bir yara izi istemiyorsan, kız arkadaşını dinlemelisin Potter." Potter aniden Kanıbozuk-Weasley'den kurtuldu ve Granger'ı geri çekerek üzerime geldi. Yumruklarımızın ardı arkası kesilmiyordu. Aynı zamanda Pansy, Granger ve diğer bir kaç kişinin çığlıkları da. En sonunda Granger dayanamayarak aramıza girdi ve beni göğsünden tutup ittirdi. Bunu yaparken oldukça yakın temas kurmuştu. Bir an, nedense dokunduğu yerlerin yandığını hissettim. Öfkeden kızarıyorum herhalde diye düşündüm. "DURUN!" diye bağırdı. Potter da bende hızlı hızlı ve sesli soluyorduk. Onu da yine Weasley tutmuştu. Bir an Granger bileğimin biraz üstünde kısmı sıkıca kavradı. Yine o yanma hissi... Kurtulmaya çalışmadım bile. En sonunda: "Çek ellerini üzerimden seni Bu-" Potter nasıl başardıysa yanağıma yeni bir yumruk attı. Hızlıca kolumu tutan elden kurtuldum ve yumruğumu öyle bir hızla salladım ki karşımdaki kişi bayılmış bile olabilirdi. Ama temas ettiğim yüz az önceki gibi değildi. Daha yumuşak ve-Ah,siktir. Granger dudağı patlamış olarak yere düştü. Her ne olursa olsun ona vurmak istememiştim. Pansy'nin Weasley'i tuttuğunu gördüm. Ve eğer şansıma McGonagall gelmeseydi, Potter beni şu an yaşatmazdı. "BAY POTTER?! BAY MALFOY?!! NELER OLUYOR BURADA?!!!! DERHAL BİR AÇIKLAMA BEKLİYORUM. BAYAN GRANGER??" Yerde bayılmış vaziyette olan kızı yeni fark etmişti anlaşılan. "Weasley, sen Granger'ı hastane kanadına götür. Hayır Bay Potter, siz ve Bay Malfoy hemen odama geliyorsunuz. Bu rezaletin sebebini öğrenebilceğimi umuyorum." Aptal bunak Mcgonagall. Sinirle hırıldadım ve yürümeye başladım. Her tarafım kan olmuştu. Acı ve ağrıdan bahsetmiyorum bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
smart and dangerous || dramione
Fanfiction''Zekisin,Granger. Oldukça fazla.'' ''Tehlikelisin,Malfoy. Oldukça fazla.''