bu fici niye kimse okumuyo amk neyse
gelecegin yazarlari falan zort😆
hanji: jeonginie daha iyi misin
yangin: biraz uyuyunca iyi oluyo insan sanki hyung
felixlee: bebebebek
okula gelmemene tamam dedik diye tum gun aglama doverim dinlen cok dusunmemeye calis
kimseung: felix sik gibi moral veriyorsun
felixlee: amk???
neden
kimseung: bırak çocuk içini dökünceye kadar ağlasın tamam dün de ağladı ama nasıl rahatlayacaksa öyle yapsın
felixlee: tm
hanji: tartışmayın gerizekalılar
hadi çevrimdışı olalım da jeongin kendi işine siz de ben de kendi işimize bakalım
sabah sabah tartışmayın yani kafa bu da
kimseung: OK
lminho/hanji
lminho: selam
hanji: selam
lminho: okuldan sonra takılmak ister misin
hanji: olur
lminho: 😼
düzyazı
"Jeongin'in Hyunjin'den hoşlandığını bilmiyordum." dedi Minho kahvesini içerken.
"Hoşlanıyor ama bak ne oldu işte."
Jisung ve Minho okuldan çıkınca çoktan bir kafeye gelmiş, HyunIn'in dedikodusunu yapıyorlardı.
"Hyunjin'i döveyim istersen."
Jisung güldü, "Onun bir suçu yok ki, nerden bilebilir Jeongin'in ondan hoşlandığını? Jeong da bunu söylüyor."
"Yine de Jeongin üzülmüş ve bu da seni üzmüş, dövmek için güzel bir sebep." gülümsedi Minho.
"Beni üzen her şeyi dövecek misin?"
"Neden olmasın?" Gülüştüler.
20 dakika sonra
"Buraya neden geldik ki?"
"Klişeleri sevdiğini söyledin, eğlenmek için burası uygun."
Kafeden sonra Minho Jisung'ı bir lunaparka getirmişti. Eh, baya klişe ama güzel.
"Madem klişeleri sevdiğimi biliyorsun, o zaman korku treni!" diyip korku trenine doğru koşturdu Jisung.
"Hey! Korkmaya ne gerek var şimdi?"
Yarım saat sonra
"Sonunda gidiyoruz buradan."
"Hey! Beni buraya getiren sendin. Ve bir korku trenine bindik diye demediğin şey kalmadı. Benden daha çok korkacağını nereden bileyim?"
"Pekala, haklısın sanırım."
En sonunda Jisung'ın evinin önüne gelmişlerdi.
"Bugün için teşekkürler, gerçekten eğlendim." gülümsedi Jisung.
"Önemli değil." gülümsedi Minho.
Jisung tam giderken Minho'ya anlık bir cesaret gelmişti. Birden kolundan çekip öptü onu.
Jisung öylesine şoktaydı ki... Ama karşılık vermişti öpücüğe.
Biraz sonra soluklanmak için ayrıldılar. "Minho?"
"Bu da bir klişe, evet. Seni seviyorum. Arkadaşlığa dayanmak daha zor geldi düşmanlıktan. En başından beri senden hoşlanıyorum Jisung."
"Ben... Sadece şoktayım. Ben de, ben de seni seviyorum."
Şok olma sırası Minho'daydı; Bırakın Jisung'ın da onu seviyor olmasını, öpücüğüne karşılık vereceğini bile düşünmemişti.
"O zaman... Sen, ben, birlikte?"
Jisung koluna vurdu karşısındaki gencin, "Bu nasıl bir çıkma teklifi? Düzgün cümle bile kurmadın aptal!"
Minho güldü, "Özür dilerim güzelim, baştan alayım; Birlikte olabilir miyiz artık? Mümkünse sonsuza kadar."
"Bu daha iyi."
Birbirlerine gülümsediler, Jisung el sallayarak evine girdiğinde Minho rahatladığını hissetmişti "Sonunda! Sonunda çıkıyoruz ya, Tanrım!! Of çok seviyorum ya." biraz yüksek sesle -sevinçle- koşmuştu yolda.
Jisung da evde kendi kendine gülümsüyor, yanaklarındaki sıcaklık da bir türlü gitmiyordu.
minsung'i pat diye yapmam soku🤡
uzatmayi sevmiyorum malsfhyunin ve chanmin kaldi geriye onlari da yaptik mi bitiyor
umarim sevmissinizdir sizi seviyooom
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love tropes | skz
Fanfiction‼️cringe olabilir eskiden yazmistim‼️ hanji: bi enemies to lovers mı yaşasak? lminho: ne? °shipler: minsung, changlix, hyunin, chanmin °love tropes, edebiyatta kullanılan aşk kalıpları/klişeleridir. örnek olarak enemies to lovers, friends to lovers...