two

136 24 2
                                    

hwangjinnie
çirkin değilsin.

Chan sadece durup uzunca mesaja baktı. Bu Hwang da kimdi?

Sonra çok düşünmemeye karar verdi ve bir mesaj gönderdi.

cirkinimneuzattinaq
maalesef öyleyim ://

Chan telefonu masanın üzerine bırakıp hızlıca bir şeyler yemeye çalıştı. Bir işi yoktu, okulu yoktu, arkadaşları yoktu. Yapabilecek hiçbir şeye sahip değildi ama her zaman bir şeyleri sanki yetişmesi gereken bir yer, kaçırmaması gereken bir şey varmışcasına hızlı yapardı.

Aslında kaçırmaması gerektiği bir hayat vardı.

Masayı toplayıp kirlileri makineye koyup çalıştırdı.

Böyleydi işte hayatı; babası çalışır kendisi evde kalırdı. Lise son sınıfı da okuduktan sonra sınava girmemiş, üniversiteye gitmemeyi tercih etmişti. Babasının parasına güvendiği için olduğunu düşünmüştü herkes çünkü babası çok ünlü bir şirkette ceoydu. Ama Chan, hiçbir zaman babasına zorluk çıkarmamıştı. Babası da hiçbir zaman laf etmemişti.

Annesini ve iki kardeşini kaybettiklerinden sonra Chan hiçbir zaman iyi olmamıştı.

Aslında iyiydi, sadece artık yaşamak için sebep bulamıyor ve her şey için kendini suçluyordu.

Tam tvden netflixe girmiş kendine izleyecek doğru düzgün bir şeyler bakarken sessize aldığı telefonunun parıldayan ekranıyla bir bildirim geldiğini anladı.

Genelde hiç bildirim gelmezdi, kimse aramazdı, babası bile. Önemli bir şeyler olduğunda veya eve gelmeyeceği durumlarda babası ufak tefek durumu belirten mesajlar atar ve bu mesajlar Chan tarafından cevapsız bırakılırdı.

Eline aldı telefonu. Babasından değildi, çünkü gelen mesaj instagramdandı. Demek ki Hwang yazmıştı.

O hesaba dair tek bildiği soy adıydı çünkü hesap adı öyleydi, mantıken yani. Geriye kalan her şey boştu. Ne bir ismi vardı, ne biyografisinde herhangi bir yazı. Tek bildiği Hwang olduğuydu.

hwangjinnie
hayır gerçekten değilsin
ölmeyi de hak etmiyorsun
yaşamayı hak ediyorsun

Chan gülümsedi, ama buruk bir gülümsemeydi bu. Biliyordu çünkü, o kişi onu görmemişti, kim nereden bilebilirdi ki böyle hissetmenin nasıl olduğunu?

Ve neden ölmekten, yaşamaktan bahsettiğini fark etti o an. Chan'ın ad yerinde 'zaten intihar edeceğim benimle zamanını boşa harcama' yazıyordu.

Chan ne cevap vereceğini bilemeyip mesajları beğendi ve öylece bırakmayı düşündü. Ama o an içinden bir ses yazması gerektiğini söylüyordu. Çünkü herhangi biri neden ona bir anda böyle bir şey yazsındı ki?

cirkinimneuzattinaq
beni görmedin
o yüzden böyle düşünüyorsun :))
yine de teşekkür ederim güzel sözlerin için

Hwang anında aktif olduğunda Chan sakince bekledi.

hwangjinnie
inan görsem de öyle derdim
güzelsin çünkü

Derin nefes aldı. Ama veremedi. Ne hissedeceğini, ne diyeceğini bilmiyordu. Bu kişi neden ısrar ediyordu ki zaten? Neden tekrar tekrar aynı şeyi yazıyordu.

Beni görse gerçekten böyle düşünmezdi, diye düşündü Chan.

Çünkü kendine göre çirkindi, değersizdi, hiçbir şeye değmezdi. Suçluydu, sadece suçluydu.

Kendisi için hiçbir değeri yoktu, babasına da yük olduğunu düşünüyordu.

Elindeki telefona bakış attı tekrardan. Ne yazmalıydı?

cirkinimneuzattinaq
sanmıyorum ama teşekkür ederim

Aslında yapması gereken şey basitti; yazmamalıydı. Ama öylece bırakmak da istemiyordu. Bir anda birinin böyle bir şey yazmasının nedenini bile merak etmiyorken kendisini yazmak zorunda hissettiren şey neydi sadece bunu öğrenmek istiyordu.

Belki de bu yüzden biraz, sadece biraz heyecanlanmıştı.

crying thinking about us, hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin