3

1.2K 145 160
                                    

Havila 3

˚ ༘✶ ⋆。˚ ⁀➷

"Ve sonra bam, tam suratının ortasına tekmeyi geçirdim!" dedi solumda oturan Senju ve sağımda oturan Baji ile bira kutularını tokuşturdular. Geleli sadece bir saat olmuştu ama şimdiden başım ağrımıştı. Bu ikisinin arasına nereden oturmuştum ki ben?

"Yine de vurmana gerek yoktu, ben halletmiştim." dediğimde Senju konuşmama izin vermeden itiraz etti.

"O çocuk bizim bölümde son sınıf ve tam bir yavşak. Arkadaşımı onun eline bırakamam." Karşılık olarak bir şey demedim ve portakal suyumu yudumladım. Taneciklerin içerken damağımda hissetmek hoşuma gidiyordu.

İmalı bir şekilde, "Teşekkürler Senju." desem de Senju yaptığım imayı anlamadı. Bahsettiği kişi beni Senju'ların kampüsüne girerken falan görmüş olmalıydı. Ki çocuğun ben Izana'ya aşıkken benimle hiç şansı yoktu zaten. Bu yüzden benimle flört ettiğinde umursamıyordum, görmezden geliyordum ve soğuk cevaplarla onu susturuyordum. İyi de gidiyordum ta ki Senju gelip çocuğu dövene kadar.

Baji ve Senju'yu baş başa bırakarak aralarından kalktım ve bar tezgahının etrafında oturan Mikey, Draken ve Kazutora üçlüsüne doğru ilerledim ve Izana kalktığı için boşalan yere, Draken'in yanına oturdum.

Kazutora "N'aber Y/N, yüzünü gören cennetlik?" diye takıldığında içten bir şekilde gülümsedim. Kazutora, Mitsuya ve Chifuyu bana göre bizimkiler içinde en katlanılabilecek kişilerdi.

"Nefes almaya bile vaktim yokken yaşamaya çalışıyorum, sen nasılsın Kazu?"

"Bok gibiyim ama keyfim yine de yerinde." dediğinde güldüm. Herkesin keyfi aslında yerinde olmasa bile öyleymiş gibi davrandığını biliyordum. Kendini telkin etme gibi bir şeydi bu sanırım. Hepimiz böyleydik.

Mikey Kazutora'ya Real Madris maçı hakkında laf attığında bu sefer Draken'le Shadow and Bone'un gelecek yeni sezonu hakkında ve üniversiteden sonra açmak istediği hatta şu an hazırlıklarını bile yaptığı motor dükkanı hakkında konuştuk.

"Yer bakmaya başladın mı bari?" diye sorduğumda kafasını salladı.

"Başladım tabii. Shinichiro'da sağ olsun bana uygun birkaç yer buldu hatta beğendiklerim de var. Bazılarının bütçesi çok yüksek ama uygun fiyatlı birkaç yer daha bulmaya çalışacağım."

"Birden büyük bir yer açmana da gerek yok değil mi? Bu gibi şeylerde yavaş yavaş büyürsün sonuçta?"

Sıkıntılı bir şekilde konuşması bu işlerin zorluğunu belli ediyordu. "Öyle sonuçta. Aslında büyüklükten daha önemli olan şey dükkanın yeri. İşlevsel olacak mı mesela? Ya da o yerde iş yapabilecek miyim? Dükkan bakarken bunları daha çok göz önünde bulundurmaya çalışıyorum."

Ona hem güvence vermek hem de içimden böyle geçtiği için, "Bizimkiler arasında bir iş yerine sahip çıkabilecek bir Takashi birde sen varsın sanırım." dedim. Sonra ona bakıp hınzırca güldüm.

"Gerçi Keisuke'nin de bir petshop hayali var ama..."

Draken birasının son birkaç yudumunu kafaya dikti. "O salak, Chifuyu ya da sensiz bir şeye kalkışmaz. Ya da Kazutora'sız. Asla tek gireceğini düşünmüyorum."

"Girmez de zaten." dedim gülümseyerek ve biten cam bardağı ileri ittim. Tekrar Draken'e takılmak için ağzımı açmıştım ki önümde biten barmen lafımı ağzıma tıktı.

"Bir şey alır mısınız acaba?" diyerek çekici bir şekilde gülümsedi. Her ne kadar gri saçları ve orkide gözleri olmasa da hakkını vermek gerek, oldukça yakışıklıydı. Zaten her zaman esmerlerin ayrı bir şekilde çekici olduklarını düşünmüşümdür. Tek eliyle üç bardak birayı doldurmasıyla da şu okuduğum saçma Tumblr One Shot hikayelerindeki yakışıklı barmen tanımına cuk uyuyordu.

𝑯𝒂𝒗𝒊𝒍𝒂 | 𝖨𝗓𝖺𝗇𝖺 𝖪𝗎𝗋𝗈𝗄𝖺𝗐𝖺Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin