|çeviri|
"Sirius'un bunu yaptığına inanamıyorum! Herkesin önünde!" Haykırarak güldün. "Daha okulun ikinci haftası ve çok fazla ceza alacak."
"Gerçekten şaşırdın mı?" diye sordu Regulus, sırıtırken tek kaşını kaldırarak.
"Şey, hayır, elbette hayır." dedin gözlerini devirerek. Regulus'un yatağına atladın, kendini yeşil kadife bir battaniyeye sardın. Üzerini değiştirip bol bir tişört ve boxer giyen Regulus'a hayranlıkla baktınız. "Hm?" Regulus yanına gelip seni sıkıca kucaklarken mırıldandı.
"Hiçbir şey, sadece çok güzelsin," diye sırıttın, siyah saçlarını gözlerinden uzağa fırlatarak.
"Bunu söylemene bayılıyorum." diye yanıtladı, kolları ve bacakları dümdüz, sırt üstü yuvarlanarak. "Gerçekten en güzelsin." diye devam ettin, sesin küçümseyiciydi ama ifaden farklı söylüyordu. Önünde uzanan çocuğa baktın. "Çok-"
Ve sonra gördün.
Karanlık İşaret.
İşareti gördüğünüzde, aşık olduğunuz transtan anında çıktınız. Dudakların hafifçe aralanırken kalbin midene çarptı. Vücudunu hissetmiyordun ama yine de ağırlık çökmüştü. Siyah mürekkepli yılan sana alay eder gibi baktı.
"Ne?" Regulus yavaşça doğruldu, gözlerinizin içine bakarak, davranıştaki ani değişikliğin katalizörünü aradı. Elini senin yanağına götürdü ama sen onu salladın. Tekrar denediğinde, sertçe kenara çekildin.
"Ne yapıyorsun-"
"Yalan söyledin." diye fısıldadın, kelimeler aralık dudaklarından gevşekçe dökülüyordu. Bir an gözlerinin içine baktın ve tek gördüğün farklı karışıklık tonlarıydı. Sana çarpan bir dalga gibi çarptı. Regulus gerçekten ne yaptığını bilmiyordu. Kendi yalanlarının denizinde o kadar kaybolmuştu ki onları çözemedi bile.
"Yaz boyunca bütün mektuplar mı? Bana ona izin vermediğini söyledin. Yapmayacağına söz verdin." dedin kalbinin çarpıntısını kafanda hissederek. "Neden? Neden bana yalan söyledin?"
"Neden bahsettiğini bilmiyorum, Y/N," diye otomatik olarak yanıtladı Regulus, sesi o kadar emindi ki ona neredeyse inanacaktınız.
Ona inanmaktan başka bir şey istemedin. Ama dudağı titriyordu, gözleri kısıldı ve çenesi tıkırdadı. Şimdi, artık biliyordu. Şimdi, neyden bahsettiğini biliyordu.
"İşaret," bileğini tutup ona ne yaptığını gösterirken bakışların sertleşti. Regulus işarete bakmadı, sana baktı, gözleri hiç kıpırdamadan. Regulus, yataktan kalkmadan ve önünüzde durmadan önce elinizi sıktı. Sesi korkunç derecede sertti, omurganızdan aşağı ürpertiler gönderiyordu. Her şeyi fazlasıyla gerçek kılmak.
"Bundan pişmanım Y/N. Ben de bundan nefret ediyorum, tamam mı? Dayanamıyorum. Ve-"
"Neden bana söylemedin?" Fısıldadın, kelimeler bir kaza gibi dudaklarından döküldü.
"Ne söylemem gerekiyordu? Y/N, seni seviyorum, bunu biliyorsun. Ben- yapamam- Sen çok hayal kırıklığına uğrardın ve benim için hayal kırıklığına uğramanı istemiyorum. Ve biliyorum ki, eğer sana bundan bahsetmiş olsaydım- her şeyi- ben sadece- anlatsaydım ayrılmış olurduk."
"Ama beni bana güvenecek kadar sevmiyor musun?"
Daha önce görmezden geldiğin gözyaşlarının yanaklarından süzüldüğünü hissedebilirsin. Regulus sessiz kaldı, bu sadece her şeyi daha fazla acıttı.
"Bana yalan söyledin Regulus ve ben sadece bunun gibi önemli şeyler söylenecek kadar önemli olduğumu düşündüm." dedin gözyaşlarını kolunla silerken.
"Öyle demek istemedim, Y/N." Sesi çaresizdi ve omuzlarınızı kavradı, göz hizanıza gelecek şekilde eğildi. Gözleri parlıyordu ama senin yaptığın gibi ağlamadı.
Ona her şeyin yolunda olduğunu söylemek istedin. Ona önemli olmadığını söylemek istedin. Ama bu acıttı. Çok acıttı. Bunu seni korumak için yaptığını bilmek daha da acıtıyordu ama istemeden kalbine kazığı saplayan oydu. Ama şimdi titreyen dudaklarıyla titreyen omuzlarına sımsıkı tutunurken fark etti.
İşaret. . .onun hatası değildi, bunu biliyordun. Ama yalanlar vardı.
"Lütfen, Y/N, öyle demek istemedim."
"Ama sen- sen bir yalancısın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
imagine the Regulus A. Black
Ficción General• Regulus A. Black hakkında • Tumblr vb. yerlerden bulduğum headcanon/fanfiction vb. şeyleri çeviriyorum ya da kendim yazıyorum <3.