•War•

71 6 4
                                    

Sabah saatleri...

Shin; Hazır mısın evlat?
Hoseok; Neye?
Shin; Bu kadar saf ve temizsin ki bazen annen çocuk mu yoksa bir melek mi yetiştirdi anlamıyorum, elbette ki savaşa evlat.
Hoseok; Ama ben savaşmak için güçlü değilim. İngiliz Prensi Yoongi gibi değilim ben-
Shin; Hoseok sana bir başkası ol demiyorum. Bu savaş hem ülke hem insanlar hemde senin için çok önemli ve Yoongi sadece hırslı ve öfkeli o kadar. Hırs ve öfkenin insana faydası yoktur.
Hoseok; Ama savaşmak için ne yapabilirim bilmiyorum.
Shin; Savaşta kazanmanın en iyi yolu kendine inanmaktır.

Etraftaki sessizlik bir anda kendini silahlı şövalyelerin seslerine bırakmıştı. Bir anda kaleye girdiler ve etrafa dağıldılar. Kapı sesi çok gürültülü ve korkunçtu. Hoseok gürültüden dolayı korkmuştu. Shin arkasını dönüp ona buradan ayrılmamasını söyledi.

Hoseok saklanmak için gizli yerlere girmeye çalıştı ancak boyu buna müsade etmiyordu yakalanıp ölmek de istemiyordu. Bir yere gizlice çömeldi ve herkesin gitmesini bekledi. Etrafta korkunç çığlık ve kahkaha sesleri vardı. Yoongi'nin kahkaha sesleri etrafa yayılıyordu.

Yoongi; O nerede??
Shin; Kimden bahsediyorsun?
Yoongi; Yaşlı aptal kimden bahsediyorum sence? Hoseok nerede ve onu hangi cehenneme sakladın?
Shin; Öldürsen de söylemem.
Yoongi; Önünde sonunda bulucam onu!
Shin; Sen bulana kadar çoktan kaçmış olur evlat.
Yoongi; Sen öyle san!

Yoongi bir anda adımlarını hızlandırdı ve etrafı yıkıp dökmeye başladı. Etrafı gezerken bir oda buldu. Hoseok'un titrek ve ağlamaya başladığını fark etmişti. Sesi odada yankılanıyordu. Yoongi onun ağlamasına engel olmak zorundaydı yoksa aynı sonu Selina gibi yaşayacaktı.

Yoongi; Hoseok benim Yoongi. Neredesin bilmiyorum ama lütfen saklandığın yerden çık ve seninle konuşmama izin ver lütfen.

Yoongi olabildiğince sakin kalmaya çalışıyordu. Oda kocaman olduğu için onu bulmak da oldukça zordu.

Yoongi; Hoseok ortaya çıkarsan sana birşey itiraf etmek istiyorum ama ortaya çıkmazsan söylemem.
Hoseok; N-ne itirafı?
Yoongi; Çıkmadığın sürece söylemem küçük prens AA pardon Kral Hoseok.

Hoseok küçük bir çocuk gibi yerinden çıkıp Yoongi'nin yanına geldi. Yoongi sinsi bir şekilde gülümsedi ve ona sakince yaklaşıp sarıldı. Hoseok şaşkındı ama içinde bir korku vardı. Hain bir plan seziyordu içinden.

Yoongi; Çok masum ve tatlısın ama bu fazla salakça?!
Hoseok; Ne?

Yoongi Hoseok'un üzerine gelmeye başladı kapana sıkışmıştı.

Yoongi; Ne oldu korkuyor musun? Kral bir prensten hiç korkar mı sence Hoseokie? Çok fazla sorum var aslında ama buradan gittiğimizde tek tek yanıtlamak zorundasın zaten
Hoseok; Defol git buradan!
Yoongi; Ben nereye sende oraya beyefendi. Şimdi gel bakalım buraya!

Yoongi Hoseok'u sıkıca tutmuş onu bayıltmaya çalışıyordu.

Komutan; Efendim onun için arabayı getirdim. Buyrun böyle geçin!
Yoongi; Teşekkürler Komutan Jack. Hadi şu güzel prensi biraz uzaklara götürelim benimle olacağı yere.

(....)

Boy's Tears (•Sope•)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin