The Things in The Shadow~

2

Pol'un Eğlence Merkezi renkli kişilikli robotları ile size eğlenceli bir deneyim sunuyor. Ana sahne robotlarını tanıma vakti geldi. Eğlence merkezinin başrolü ve şarkıcısı Pol. Kendisi arkadaşlarına her zaman yardımcı olur. En yakın arkadaşı White gitarı ile şarkılarına eşlik ediyor. White gülüşüyle arkadaşlarını mutlu eder. Ve son ana sahne robotu Shy. Sahnede piyona çalan mor elbiseli utangaç ama nazik robottur. Ana sahne dışında hizmet sunan diğer robotlardan biri Pug. Çizim köşesinde çocuklarla ilgilenen yaratıcı ve esprili robot. Ve son robot Fang. Hikaye köşesinde kuklalari ile ilgi çekici hikayeler anlatan konuşkan robot. Robotların hepsini tanıdığımıza göre artık iş vakti. Bugünün görevi ektedir. İyi çalışmalar. Daha fazla bilgi için önceki görevlilerin notlarına bakabilirsiniz.

Ses kesildikten sonra Aiden tekerlekli sandalyede geriye doğru esnedi. Ofis her zaman kullandıkları ofis değildi. Gece vardiyası için ayrı bir ofis olduğunu bilmiyordu. Gündüz kullanılan ofis çıkışa daha yakındı. Burası ise binanın neredeyse en gerisinde yer alıyordu. Tek bir giriş yeri ve bir havalandırma kapısı vardı. Garip olan şey kapının demirden ve içeriden kapatılabilir olmasıydı. Neden kendini bu küçük yere kapatmak isterdin ki. Masada bir bilgisayar ve bir kaç işe yaramaz ivir zıvır vardı.

Bugün çarşamba olduğu için Pug adındaki robotun bakımı yapılacaktı. Aiden masanın çekmecesini biraz karıştırdı. Bir paket kalem pil, iki üç tane dolma kalem, eğlence merkezinde geçerli olan ve oyun konsolları için kullanılan bir kaç coin, birbirine ataç ile tutturulmuş notlar ve robotların el kılavuzu. Aiden notları ve kılavuzu masanın üstüne çıkardı ve okumadan önce son kez gerindi. *Uyarı çene mekanizması oldukça hassastır. Uyarı göğüs mekanizması oldukça hassastır. Uyarı el mekanizması hassastır. Uyarı, uyarı ve.. aa bir başka uyarı* Aiden'nin yüzü sayfayı her çevirdiğinde daha da hoşnutsuz oluyor ve mırıldanması hızlanıyordu.

Aiden sayfalarının yarısı uyarı ve dikkat yazıları ile süslenmiş yıpranmış kılavuzu kenara bırakıp, farklı kişilerin yazdığı belli olan karışık notlara yöneldi. İlk ve diğerlerine nazaran daha eski kağıdı eline aldı. Üzerinde 17 Mayıs Pazar yazıyordu. Hatırladığı kadarı ile o buraya "tatil" yapmak için geldiğinde eğlence merkezinin restarosyonu yeni bitmiş ve Mayısın 6'si yada 7'sinde açılmıştı. İlk gece bekçisinin bıraktığı bir not gibi duruyordu.

" Gece bekçiliğini bir kaç hafta geçici olarak yapacağım için benden sonra gelen bir iki tavsiye vermek istedim. Okumak sana kalmış. Kılavuzda her şeye hassastır yazdığını biliyorum. Robotların mekanizması ile uğraşmana gerek yok. Sadece yağlanması gerekiyorsa eklemleri yağla. Zaten dört ayda bir teknisyen geliyor. Evet burası yeni açıldı. Bunu nereden bildiğimi soracaksın. Robotları yapan Josh ile arkadaşım. O yüzden biliyorum. Kameralarda gölgeler görebilirsin. Merak etme o sadece kameraların ikinci el olmasından. Verebileceğim tavsiyeler bu kadar. Ah ve fazla sıvı tüketme. Gece tuvaletler acayip korkunç oluyor. İyi şanslar dostum."

Aiden kağıda biraz daha baktı ve baktı. Yerinden kalktı ve iç geçirdi. Karanlık hoşuna gitmiyordu ve örümcek fobisi vardı. *Keşke bunu üç tane bira içmeden önce okusaydım* diye geçirdi. Arkasındaki dosya dolabını karıştırdı ve sonunda büyük bir şey kazanmış gibi feneri havaya kaldırdı. Feneri açarak önündeki koridoru aydınlattı. * Lavaboda  örümcek falan yoktur değil mi*

                            * * * * * * *

Saat gece bir olduğunda olsa gerek etrafta ölü sessizliği vardı. Aiden işini halledip elini yıkadı. Örümcek yoktu ya da daha görünmemişti. Elini kurulamak için pantolonunu kullandı. Aynada biraz kendine bakmak için oyalandı, kime düzgün görünebilirdiki böyle bir yerde.

Tuvaletten çıkıp koridorda el fenerini sallayarak ilerledi. İçeriden bir ses gelince Aiden olduğu yerde sıçradı. Tek başına olması gerektiğini adı gibi iyi biliyordu. Bir şeylerin devrilme sesi. Belki bir fare yada sadece açık kalan pencereden giren rüzgar. Sabah ki sesleri hatırladı. Birbirine benzeyen sesler Aiden ürpertti. *Rüzgar bir şeyleri devirdi. kesinlikle rüzgar. Başka ne olabilir ki* kendini teselli etmeye çalışırken adımlarını hızlandırdı. Sonunda ofise gelmişti. Tuttuğu nefesini bıraktı.