-12-

484 43 17
                                    

Heejin kolundaki tokayla saçını bağladıktan sonra mutfağa girdi.

Changbin ocağın başında bir şeylerle uğraşıyordu. Heejin'in içeri girdiğini görünce elindeki kepçeyi daha çok sıktı. Dün yaptıklarını hatırlayıp hatırlamadığını merak ediyordu. Öylece soramazdı da.

Heejin de utana sıkıla girdi içeri.

"Günaydın."

Changbin kısa bir bakış attı.

"Günaydın."

Heejin hiç ona bakmdan Seungmin'in yanına, masaya oturdu.

Seungmin bu garip havayı sezmiş, bakışlarını bir Changbin'de bir Heejin'de gezdirdi.

Changbin çorbayı kaseye doldurup Heejin'in önüne koydu.

"Akşamdan kalma çorbası, iyi gelir."

"Teşekkür ederim."

Heejin tam bir kaşık alacakken aklına gelen şeyle kalkmaya yeltendi.

"Telefonum.. şarjı bitmişti ! Ahh tam bir aptalım, Jeongin meraktan ölmüştür."

Seungmin kalkmasına izin vermeden kolundan tuttu.

"Ben haber verdim, telefonun da şarjda merak etme. Güzelce yemeğini ye sonra ararsın Jeongin'i."

"Bir tanesin Min."

Buna karşılık Seungmin gözünü kırptı.

Herkes önündeki yemeklere yumuldu.

Biten yemeğin ardından Heejin masayı toplamak için ayağı kalktı. Seungmin de arkasından kalkıp omuzlarından tuttu ve kapıya yöneltti.

"Biz burayı hallederiz git Jeongin'i ara sen."

Heejin Seungmin'i dinleyip oturma odasına gitti. Şarjdaki telefonu alıp Jeongin'i aradı.

Heejin'in aradığını gören Jeongin hızla odasına girip aramaya cevap verdi.

"Nunaa !!"

"Küçük tilki ?"

"Çok merak ettim seni, nasılsın ? Yanağın, yanağın nasıl ??"

"Aigoo, Jeongin nunasını çok mu merak etmiş ?"

Heejin iyi olmasa da Jeongin üzülmesin diye iyimiş gibi davranıyordu.

Devam etti.

"İyiyim ben, sen merak etme."

Gözleri dolmuştu Jeongin'in, yaşları akmasın diye sessizleşti. Ablasını gerçekten çok seviyordu ve şuan bu durumda olmak canını çok yakıyordu.

"Jeongin ??"

Boğazını temizledi Jeongin.

"Burdayım..."

Heejin anlamıştı ağlamaklı olduğunu.

"Ağlıyor musun sen ? Yapma böyle Jeongin lütfen, üzülmene dayanamam biliyorsun."

"Elimde değil nuna, bir gün bile geçse yan odanın boş olduğunu bilmek çok kötü bir his."

Bu sefer sessizleşen taraf Heejin olmuştu. Gözleri zaten çoktan dolmuştu bile.

"Babam çok pişman nuna, bizle hiç konuşmuyor, annemle de kavga etti."

Heejin kendini toparlayıp konuştu.

"Sen takma bunları Jeongin. Biraz zaman ver bana eninde sonunda döneceğim eve bunu sen de biliyorsun."

"Tamam dediğin gibi yapacağım, şimdi kapatıyorum. Sonra yine konuşalım, seni seviyorum nuna dikkat et kendine."

I Will Always Love You | Seo Changbin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin