3: Ceset

28 9 34
                                    

28 Ocak 2022 (15.22)
Hoseok gördüğü manzaraya inanamamıştı. Yoongi, yatağında öylece durmuştu ve gözleri kapalıydı. Uyuyor gibiydi ancak ne yaparlarsa yapsınlar uyanmıyordu.

"O-o ölmüş mü?" Nell bunu söylerken gözünden yaşlar akmaya başlamıştı bile. Diğerleri de ondan farksızdı.

"Hyung! UYANSANA! KOMİK DEĞİL GERİ ZEKALI UYAN ÇABUK!" Jimin ne diyeceğini bilemiyordu ona kızgındı, herkesi bırakıp aniden ölmüştü. Ama onu şimdiden özlemişti.

Tina ise gözlerini cesetten ayırmıyordu. Yoongi ona Niloya oyuncağı alacağı konusunda söz vermişti ve Tina söz verdiği günden beri her sabah bunu ona hatırlatıyordu.

"KALK VE OYUNCAĞIMI AL! SÖZ VERDİN! KALK!"

"KAPA ÇENENİ ŞUAN DÜŞÜNÜLMESİ GEREKEN ŞEY OYUNCAK DEĞİL!" Hoseok gerçekten sinirlenmişti. Kabullenemiyordu. Hiçbir şeyi.

"Neden ambulansı aramıyoruz?"

"Çoktan ölmüş Laura."

"ÇOKTAN ÖLDÜĞÜ İÇİN YANI BAŞIMIZDA SAKLAYALIM CESEDİNİ ÖYLE Mİ?!"

"Bağırmayı kesin, zaten kavga etmenizden nefret ederdi. Bari öldükten sonra onu rahat bırakın her kimi arıyorsanız arayın. Yoongi'yi gömün ve ona hak ettiği gibi bir cenaze yapın." Hoseok bunları söylemiş ve odasına gitmişti, yatağına uzanıp uyumayı denedi. Uyandığında bunların bir rüya olduğunu anlamayı umdu. Ama ne uyuyabildi ne de uyanabildi. Diğerler de ondan farksızdı.

"Gerçekten mi Tina?! Oyuncak?!"

"Karşımda ceset görmeye alışık değilim sadece. Kabullenemememi anlayabilirsiniz bence?"

"Hoseok'un yanında yapmamalıydın"

"Kızın üzerine gitmeyin, sadece korkmuştu" Nell'in sözleri o gün konuşulan son şey oldu. Herkes sustu ardından teker teker herkes odasına gitti. Herkes Hoseok gibi uyumayı ve olanların rüya olduğunu görmeyi istiyordu.

29 Ocak 2022 (08.16)
Herkes uyanmıştı. Bugün Yoongi'yi gömeceklerdi. Normalde bugün herkesin planı başkaydı; bir yerleri gezmeyi, oyun oynamayı ve bunun gibi başka şeyler planlıyorlardı. Cenaze? Akıllarına bile gelmezdi.

13.59
Cenazeden dönmüşlerdi ve çok yorgunlardı. Hoseok cenazeye gitmemişti bile. Tüm gün duvarı seyretti. İçinden bir ses o deliğin büyün bunlara sebep olduğunu söylüyordu. Bunu içinde tutamazdı, daha fazla yapamazdı.

Diğerlerinin geldiğini duyunca koşarak aşağı indi, Eris'i kolundan tutup odasına çıkardı.

"Duvardaki fotoğrafa bakakaldığım günü hatırlıyor musun?"

"Ne alaka şimdi?"

"Bak Eris, orada fotoğraf yoktu. En azından benim gördüğüm o değildi. Bir delikti, karanlık ve kasvetliydi. İçerisine girersem çıkamayacakmışım gibi. Piknikten döndüğümüzde ise yok olmuştu. Akşam bütün bunları Yoongi'ye anlatıp yanında uyudum. Gece uyanıp odama baktım ve delik yine oradaydı. Yoongi'yi çağırdım ve gösterdim, o da göremedi. Bana yorgunluktan olduğunu söyledi. Delik olayını bir tek Yoongi biliyordu. Öldü Eris. Bilen tek kişi öldü. Ve Eris, bu sabah uyandığımda delik yine oradaydı saat sekiz gibi ancak su içip geldiğimde yine yok olmuştu."

Eris ona inanamamıştı. İnanması zordu ama biraz da korkmuştu. Gerçek olması da korkunçtu olmaması da. Eğer gerçekse yaşadıkları yerde garip olaylar dönüyordu, değilse Hoseok deliriyordu. Bir yandan katilin Hoseok olduğunu düşünmeye başlamıştı.

"Hyung..."

"İnanması zor, ama gerçek!"

"Eğer gerçekse bu olayı öğrendiğim için benim de öleceğim anlamına mı geliyor?"

Hoseok bunu düşünmemişti. Biri daha ölürse bu suçluluk duygusu onu kahrederdi.

"Eris. Bu gece sabahlamaya ne dersin?"

𓈈  俺 ﹅ The Hole ⋆ Ive Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin