4: Sessiz Zamanlar

30 10 76
                                    

12 Nisan 2022

Yoongi öldüğünden beri kimsede eski neşe yoktu. Beraber oturup yemek yemek bile şirkettekilere zor geliyordu ve gülmeyi unutmaya başlamışlardı. Eski mutlu zamanları unutulmaya yüz tutmuştu.

Bundan en çok etkilenen tabii ki Hoseok'tu, Eris'i o günden beri yanından ayırmamıştı ve hep onunla dolaşıyordu. Ölmesinden çok korkuyordu.

Herkes oturma odasında oturmuş sessizce bir şeylerle uğraşırken sessizliği Wonyoung bozmuştu

"Şirkete yeni birkaç kişi gelecek"

"Biri öldü, insanlar hala geliyor mu?"

"Üzerinden aylar geçti Gyu"

"AMA AYLAR GEÇMESİ ONU DİRİLTMEDİ!"

Gyu'yu ilk defa bu kadar sinirli görüyorlardı, aslında sinirli değildi. Üzgündü.

"Sakin ol Gyu, hayatımızı yas tutarak geçirmemizi Yoongi de istemezdi."

"Onu unutmamızı da istemezdi Nell"

"Onu unutmadık, sadece..."

Nell ne diyeceğini bilemiyordu ama hayatlarına devam etmeleri gerektiğine inanıyordu. Hoseok bile buna inanıyordu, her ne kadar belli etmese de. Yoongi bunu isterdi.

"Yeni kişiler de burada mı yaşayacak?"

Wonyoung Soobin'e cevap vermeden önce biraz tereddüt etti ancak birkaç saniye bekleyip cevap verebildi.

"Taşınıyoruz"

Hoseok gözlerini pencereden ayırdı ve sinirle ayağa kalktı, Wonyoung'un önünde durdu ve ona sinirle baktı.

"Onunla tüm anılarımızı burada biriktirdik ve hepimiz her şeye burada başladık. Benim taşınmaya niyetim yok!"

Kimsenin taşınmaya niyeti yoktu. Burada kalmak ve eskisi gibi güzel anılar biriktirmek istiyorlardı. Arada Yoongi'nin odasına gidip onun fotoğrafına bir şeyler anlatmak ve eskiden yaptıkları gibi mutlu olmak istiyorlardı. Bunu başka yerde değil, şimdi oldukları yerde yapmak istiyorlardı.

"İlk aşkımı burada bulmuştum Wonyoung, buradan öylece gidemem" Laura'nın konuşmasının ardından herkes konuşmaya başladı.

Herkesin aklına güzel anıları ve yaşadıkları şeyler gelmişti. Yoongi'nin ölümünün onlara unutturduğu şeyler akıllarına gelmeye başlamıştı. Anılarını hatırladıkça gözleri doluyor ancak mutlu oluyorlardı.

Wonyoung ne diyeceğini bilemiyordu ama buna yalnız karar veremezdi. "Bunu diğerleriyle konuşacağım"

"Diğerlerinin de bize hak vereceğine eminim" Eris her ne kadar korksa da kalmak istiyordu. Burası onların eviydi ve burayı bırakmak onun için bile zordu. İçindeki ölüm korkusu bile Eris'i burayı bırakmaya itemezdi.

15 Nisan 2022
"Merhaba, ben Kim Jisoo. Tanıştığıma memnun oldum"

Şirkete gelen son kişi Jisoo'ydu. Gelen kişilerin hiçbirinin burada birinin öldüğünden haberi yoktu. Yoongi'nin odası kilitlenmişti ve anahtarı Hoseok'taydı. Kimseye vermek istemiyordu.

Hoseok her gün duvarını kontrol etmeye gidiyordu ancak hiçbir zaman delik yoktu.
'Belki de kapanması için birinin ölmesi gerekiyordu?' Diye düşünmeye başlamıştı. Haklı olabilirdi ama içinde hala kötü bir his vardı.

Her zaman yaptığı gibi salona indi ve pencerenin önünde oturdu. Diğerler ise sohbet ediyorlardı. Aylardır yurtlarında bu kadar ses olmamıştı. Bundan memnunlardı. Hoseok dışındakiler memnundu yani.

"Ryujin! Oyuncağımı ver!"

"Hayır! Artık benim!

"Tina! Oyuncağı ve Ryujin'i kovalamayı bırakıp benimle ilgilen!"

"Ryujin! Kıza oyuncağını versene!"

"Ama artık benim!"

"Benim oyuncağım o!"

"Başımı ağrıtıyorsunuz!"

Herkes o ikisinin kavgalarından bıkmıştı ama eğlenceliydi. En azından gülecekler bir şey oluyordu. Kavgayı her zaman Lion bitirirdi, şimdi olduğu gibi.

Ryujin oyuncağı balkondan atmış ve yerine oturmuştu. Tina ise balkondan aşağı düşen oyuncağına bakıp Ryujin'e bağırıyordu.

"Tina, ben sana oyuncak alırım lütfen bağırmayı kes."

Tina gidip Liz'in yanına oturup onunla beraber dizi izlemeye başlamıştı.

"Eris, oyuncağımı almazsan seni balkondan atarım."

Eris ona oyuncak sözü vererek hata yaptığını biliyordu ancak balkondan atılmayı istemediği için bu sözü tutacaktı.

𓈈  俺 ﹅ The Hole ⋆ Ive Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin