Bölüm 9

78 6 0
                                    

Sabah uyandığımda Jimin hala uyuyodu ve onun yanağına küçük bir öpücük kondurup mutfağa inmiştim. Jimin ile bugün olan her şeyi sırasıyla anlatıcaktım, bu yüzden ona kahvaltıyı ben hazırlamak istemiştim. Kahvaltıyı hazırlayıp Jimin için bir kaç ağrı kesici çıkartmıştım. Tek yapman gereken Jimin'i uyandırmak.

Jimin ağzından:
Gözlerimi aşağıdan gelen tıkırtılarla açmıştım ve etrafıma bakıp doğrulduğumda hiç tanımadığım bir oradaydım ama oda düzeninden hemen Hoseok'un odası olduğunu anlamıştım. Ağrıyla başımı tuttuğum zaman içeriye koşarak giren minik bı köpek görmüştüm. Evet bu Mickey'di, onu kaç yıldır görmüyordum ve o da odaya girince beni görür görmez üzerime koşup yüzüme salyalarını bırakıyo ben ise sadece o halime gülüyordum.

Bir süre sonra kucağımda uyuyan Mickey'i severken yukarıya gelen ayak seslerini duyup kapıya baktım. Kapının ardından uyanıp uyanmadığımı o minik kafasını çıkarıp kontrol etmişti ve uyandığımı görünce gülümsemişti. Ben ona bişey demeden baktım ve o içeriye girince yanıma oturup Mickey'i severken istemsizce o minik bebek seslerini çıkartmıştı.

Hoseok:
Benim minik bebeğim uyanmış mı? Jimin babayı görür görmez özlem mi gidermek istedin?

Baba.. Hoseok ağzından bu kelimeyi duymak o kadar güzeldi ki, içimi sadece bir kelimeyle kıpır kıpır yapmıştı. Hoseok bana dönüp o güzel gülümsemesini indirmeden konuştu.

Hoseok:
Seninle konuşmamız gerekenler var. Sana her şeyi olduğu gibi anlatmak istiyorum.

Jimin:
Gerek yok, ben artık gideyim. Evine alıp ilgilendiğin için teşekkür ederim ama burda olmam doğru değil.

Ayağa kalkmıştım ama Hoseok elim tutup bana masum bebekler gibi bakarak konuştu.

Hoseok:
Lütfen beni biraz da sevdiysen bugün konuşalım. Ben artık herşeyi saklamaktan yoruldum.

Jimin:
Pekala ama konuştuktan sonra gidicem.

Hoseok sevinçle el çırpıp yanağımı öpmüştü ve beni tutup hazırladığı kahvaltı için mutfağa indirmişti. Ona anlamsızca bakarken oturmam için işaret etti ve Mickey'in mamasını koyup kendisi de benimle masaya oturup ayaklarını sallayarak kahvaltı yapmaya başladı. İkimiz de yemek bitene kadar sessizce duruyoduk ve ara sıra birbirimize bakıp önümüze dönüyorduk.

Sonunda yemek bitmişti ve Hoseok etrafı toplayıp benimle birlikte salona geçti ve ben koltuğa oturunca yanıma oturup ellerimi tuttu ve bana baktı. Onun o masum ifadesine o kadar hayrandım ki gözlerimi ondan alamıyordum. Benim ona bakmaya daldığımı fark edince gamzelerini çıkararak gülümsedi ve bende hemen gülüşle kendime gelip kafamı çevirdim. Hoseok eliyle yüzümü kendine çevirip benimle göz teması kurdu.

Hoseok:
Hiçbir şey demeden sadece beni dinle tamam mı? Eğer uslu durursan seni bir sürü öperim.

Bişey demeden sadece başımla onayladım ve Hoseok'un herşeyi anlatmasını bekledim.

Ayrı sözler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin