•0.3•

644 65 30
                                    

"So please hurry, leave me, I can't breath."

3.şahıstan:

Geçmişini düşündü Reki, annesinin ödül öpücüklerini yanağında hissediyordu hâlâ.

"Anne, sana yardım edebilir miyim?"

"Tabii ki Reki!" Gülümsedi...

*

"Bitti!" Zafer gülüşü attı annesine.

"Aferin oğluma! Reki, hep böyle insanlara yardım et olur mu?" Kıymetli ödül öpücüğünden verdi oğluna.

"Anneciğin dediği gibi insanlara yardım edip, onları mutlu edeceğim!"

Kocaman gülümsedi.

Şimdi hatırladı Reki, insanlara karşı nazik olduğu için diğer erkekler onunla dalga geçerdi hep. Pff eskilerin erkeklikten kastığı onları üstün tutmaktı, iyiki küçükken öyle değildi. Reki düşüne dursun, Langa neler yaşamış ona bakalım.

Langa, Miya'dan hayır gelmeyeceğini anlayıp gitmişti. Direkten eve doğru yol almıştı aslında. Sonrasında o öpücüğü düşünmekten zor uyumuştu. Bu sefer rüya mı görecekti kâbus mu?

Langa'nın bu seferki kâbusunda Reki, bir köprünün ucunda Langa'yı bekliyordu yine gülümseyerek. Langa koşuyordu, köprüyü geçmek için hızla koşuyordu. Ama Reki onu beklemedi, ve yine bulutların arasında kayboldu.

(Bu kâbus Heidi çizgi filmindeki Heidi'nin büyükbabası'nın kâbuslarından alıntıdır.)

Terler içerisinde uyandı Langa, her zamanki kâbuslarıydı işte. Ama bu daha gerçekçi hissettirdi ona, öyle ki rüya olup olmadığını test etmek için koluna bir kaç kez çimdik attı.

Her zamanki gibi suyunu içip yattı, ama aynı kâbus peşini bırakmamıştı. Langa tüm gece uyuyamadı. Gördüğü kâbuslar hayra alamet değildi.

"Gomen!.." | RengaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin