daddy's son (gxg)

2.

Kapının önünden beni alan araba bile bok gibi para kokuyordu. Simsiyah, içinde barı olan arabalardandı. Harbi mafyaya düşmüştüm galiba götümü nası kurtaracaktım bilmiyorum.

Camdan dışarı dalmışken eve yaklaştığımızı farkettim yol bomboş ve yolun sonunda tek bşr ev görünüyordu. Ev de diyemezdim amınakoyayım. Ev değil bu köşk.

İngiltere prensiyle mi evlendin anasını satayım?

Araba durmuş şoför kapımı açmıştı. İndim eve bakarak. Evin bahçesini göstermeyen teller ve büyük kapıyı geçtikten sonra sonunda evin gerçek kapısını görmüştüm.

Kapının girişinde korumalar beni durdurmuştu. Üstüm aranmış, kim olduğum teyit edilmişti.

"ya iki çocuk eğlendircez adalet divanına girmiyoruz amınakoyayım." korumalar sertçe yüzüme bakıp beni içeri yollamışlardı yanımda bir korumayla beraber.

Kapı açıldı. Kapının önünde beni bekleyen biri vardı.

"olum ben mafya bekliyom, bana niye kimse afet-i devran bir hanımefendi olacağını söylemedi?" yanımdaki korumaya yönelik kısık sesle konuşmuştum. Koruma elini koluma atıp ilerletti benim.

Mafya hanımın yanına doğru ilerledim. Boyu kısaydı benden. Şirin. Bana elinde zarfı uzattı öncelikle. Kaşlarımı çattım.

"ben işin taşağındaydım. Gerek yok paraya. Çocuk eğlendircez alt tarafı." elini indirmedi.

"ihtiyacın olduğunu biliyorum. Al parayı." sadaka mı veriyorsun canım?

"almıyom lan. O kadar istiyorsan korumalarından birine ver. Çocuk nerde?" gözlerimi etrafta gezdirdim. Zarfı yanımdaki korumaya uzattı.

"hakan dünden beri ağlıyor. Seni babası sandığı için. Açıklamaya çalıştım ama kabul etmiyor. Seni nası oldu bilmiyorum ama benimsemiş. Bu yüzden onunla bir kaç saat takıl lütfen. Üzülmesini istemiyorum onun. Tek istediğim sürekli rapor vermen bana. Telefonum var zaten sende. " allerimi cebime attım.

"ya iyi de benim pipim bile yok. Nası olacak bu? Eğer bugün geldim diye daha fazla isterse beni ne olacak?" gözlerini yere indirdi düşünürcesine.

"bilmiyorum ona da o zamanla bakarız. Baba olman için cinsel organın olmasına gerek yok ayrıca. İstersen baba olabilirsin. Şimdi ben işe gideceğim. Buradaki herkes senin ve hakan'ın emrinde. Kendisine dikkat et. İstediğin bir şey olursa bir korumaya söyle en fazla yarım saat sonra elinde olur." kafamı salladım. Ya mafyalar nası bu kadar güzel olabiliyor abi?

Merdivenlerden adım sesleri geldi.

"baba! " ne yapacağımı bilemeyip yere çöktüm ve kollarımı açtım. Anında gelip bana sarıldı.

"neden koşturuyorsunuz onu ya düşseydi?" diğer korumalara gürledi mafya hanım. Sesinin bu kadar yüksek çıkacağını düşünmemiştim. Ayrıca çocuk bu koşacak tabi ki. Ne kastın be ablam.

Çocuğu kucağıma alıp ayağa kalktım. Boynuma sarılıyordu.

"annen işe gidiyor, ona görüşürüz de." mafya hanım anında gülümsemiş bana yaklaşıp oğlunun yüzünü öpmüştü. Kafamı diğer tarafa çevirdim. Oğlunun tek hareketiyle bu kadar modu değişen bir mafya olamazdı ya.

Miray da ona görüşürüz deyip bir kaç şey daha sıraladı ve bana bakmadan kapıdan çıktı gitti. Ondan uzun olduğum için bakmadı yoksa bakardı eminim ben.

"kalas anasını satayım." diye mırıldanıp hakan'a döndüm. Çok huzurlu görünüyordu. Yanımdaki aynaya döndüm.

Ulan benim nerem erkeğe benziyordu? Kısacık saçım, biraz uzun boyum ve giydiklerime bakarak demiştim bunu. Aynen nerem erkek benim?