13

2.7K 128 100
                                        

"Oğlum bak yoruldu ama kolum. Hadi, lütfen." Asık yüzü ve dolu gözleriyle bana baktı hakan. Annesinin gideceğini öğrendiğinden beri huysuzdu. Kendi yediği yemeklere bile dokunmuyor itiyordu. Ben yedirmek isteyince de iki kaşık almış yine itmeye başlamıştı.

"İstemiyorum."

"Yemen lazım ama oğlum. Hadi biraz daha. " Omuzlarını silkip gözlerini kırpıştırdı ağlamamak için. Ağlayan bir çocuk değildi. Mızmızlandığını pek göremezdiniz ama miray o haberi verdiğinden beri çokça huysuzluk yapmıştı.

"Pekala, kalk gidelim hadi. " Dolu gözleriyle bana bakıp kollarını bana uzatmıştı kucağıma almam için.

"Koca dana. Taşıyamıyorum artık seni çok büyüdün. " Gülerek söylediğim şeye bile kafasını omzuma yaslayarak tepki vermişti. İç çektim.

Yavaşça üst kata çıkarken temkinli ilerliyordum. Mallığıma gelip sakarlığım tutmasın diye.

Miray'ın katına geldiğimizde sesler yükselmeye başlamıştı. Sesini uzun zaman sonra ilk defa bu kadar gür duyuyordum. Kapıya geldiğimizde adımlarımı yavaşlatıp hakan'ı yere indirdim. Kazağını düzeltip ayağa kalktım.

"Şimdi bekleyeceğiz bebeğim tamam mı? Annenin işi bitsin öyle gireceğiz içeri. Annen şu an meşgul. "

Hakan kollarını bağlamış kaşlarını çatmıştı.

"Zaten gidecek, neden meşgul? Bana ayıracak vakti yok mu? Banane. Ben annemi görmek istiyorum. " Deyip kapının koluna atıldı. Ne ara kapıyı açtı, ne ara içeri girdik, ne ara yaklaşık 15 kişi bize döndü bilmiyordum. Hakan tüm gözlerin ardından benim arkama geçmiş kafasını çıkarmıştı.

"Anne? " Miray anında eğilip kollarını açtı hakan için. Onun yanımdan geçişini görüp kenara çekildim ben de. Miray hakan'ı hemen kucağına almış yaşlı gözlerini öpmüştü.

"Ağlama bebeğim. Sorun yok buradayım. " Onlar ana oğul anı yaşarken ben de dışarı çıkmak için kolu kavradım.

"Aren? Nereye? " Elimle arkayı işaret ettim.

"Çıkıyorum?" Kafasını iki yana salladı.

"Kalabilirsin. Gel içeri. " Yapmacık şekilde gülüp kendimi kapının dışına attım.

"Yok hayatım sağ ol. Buralardayım ben. " Direkt merdivenlere geçip diğer miray'ın odasını bulmak istedim. Ya da diğer bilmediğim odaları. Girmediğim bir sürü oda olduğuna yemin edebilirdim.

Önce bodrum katlara indim. Sağımda iki kapı vardı. Birinde çokça kilit görmüştüm birinin ise anahtarı üstündeydi. İçeri girmemem için bir sebep yoktu. Anahtarı çevirip kapıyı açtım.

"Vay amınakoyim. " Polisler böyle poligonda atış yapmıyorlardır eminim. Bir duvarda malzemeler, birinde silahlar,diğerinde de hedefler vardı. Çok kurcalamamak adına çıktım ama sadece bakarak bile çok zaman harcadığıma emindim.

Tek tek diğer katlara da baktım. En son bir oda kalmıştı. Miray'ın odası olması umuduyla içeri girdim. Bingo. Dümdüz çarşaflar, ben dolar'ım diyen parfümler ve kıyafetler gözüme ilişti. Tek dağınıklık ortada bulunan üst üste konmuş kıyafetlerdi.

Ben içeride parfümlerin kokusuna bakarken odadan bir kapı sesi geldi. Keşke arkamı dönmeseydim. Saçları ıslak  üzerinde bornozu ve elinde havlusu bulunan miray'la göz göze geldim. Burda olacağımı beklemiyormuş gibi kaşları çatıldı ama işine devam etti.

"Napıyorsun? " Gözlerimi bacaklarına dikmeden ona cevap vermek çok zordu. Zar zor ağzımı açıp konuştum.

"Öyle geziniyordum. " Yanımdan geçti alacaklarını aldı ve tekrar lavabo olduğunu düşündüğüm yere girdi. Beş dakika kadar sonra tekrar çıktı. Ben aynı yerde aynı pozisyonda onun bacaklarını düşünmemek için savaş veriyordum.

"Odama gizlice girdiğin kısmı esgeçeceğim eğer saçımı tararsan." Elime bir tarak verip yatağına oturdu. Elime bakıp ben de gittim yatağa doğru ve arkasına oturdum. Yavaşça taramaya başladım. Zaten çok karışık değildi. Bir kaç sürmeden sonra dümdüz hal almıştı. En son havluyla ıslaklığını alıp tarakla havluyu kenara bıraktım.

Saçları çok güzel kokuyordu. Neden yaptığımı sonradan sorgulayacağım şeyi yapmak için dudaklarımı saçlarına yaklaştırdım. Yumuşak şekilde öpüp geri çekildim. Hissettiğine emindim. Yavaşça yüzüne bana döndü.

"Sizi bırakacağım için tedirginim. " Kaşlarımı çattım.

"Olma, ömer yanımızda. Sorun olmayacaktır. " Kafasını salladı.

"Evde poligon varmış, bana niye demedin? " Konu değişmek için konuşmuştum.

"Yanındaki odaya girdin mi? " Kafamı geriye atıp cıkladım.

"Kitliydi ya. " Kafasını salladı.

"Hakan uyudu. Onunla vedalaştım. " Ellerimi arkaya yasladım

"Peşinden su dökcem, hemen git gel." Tebessüm etti.

"Hakan'a baktığın için teşekkür ederim. İki haftan dönemin bitiyor. Sunumunu güzel yap. " Güldüm.

"Tamam anne. " Tekrar tebessüm etti. Sonra bana sarıldı. Birden. Aniden. Şaşırdım. Çok sıkı sarıldı. Ben de beline sarıldım ensemi okşadı ve ayrıldı benden. Kalkıp kapıya yöneldim.

"Siz uyanmadan çıkmış olurum ben. Dikkatli olun. İyi geceler aren. " Kafamı salladım, kapıdan çıkmadan son bir kez gülümsedim.

Sabaha karşı odamda bir beden hissettim, gözlerimi açamadan uykulu halimden dolayı. Alnımda belirgin bir dokunuş hissettim ve saçım geriye atıldı usulca sonra tekrar sessizleşti odam.

Uyandığımda ise evde sadece hakan ve ben vardım diğerleri dışında.



































01.01.2023
Desna

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 01, 2024 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

daddy's son (gxg) Where stories live. Discover now