*jisung'un ağızından*
Aklımıza sadece bir kişi geliyordu o kişide soobin'di. Bir süre daha Changbin'in evinde takıldıktan sonra eve geçmeye karar verdik çünkü hava kararmaya başlıyordu. Changbin ile vedalaşıp evden ayrıldık, yürürken dikkatli yürüyorduk ve hızlı olmaya çalışıyorduk. Minho beni evimin önüne kadar bırakmıştı gerek olmadığını söylesemde kabul etmemeişti. Sanki eski günlerimiz geri dönmüş gibiydi, eskiden de hep evimin önüne kadar bırakırdı. Minho ile vedalaşıp eve girdim, annem ve babam hâlâ dönmemişti yaklaşık 3 veya 4 gün içinde döneceklerdi. Üstümü değiştirip mutfağa bir şeylet atıştırmak için indim, dolaptan cips ve kola alıp salona geçtim. Televizyondan The wicth filmini açıp koltuğa uzandım. Bir süre sonra masanın üzerinde duran telefonuma bildirimler gelmeye başladı. Telefonumu elime alıp bildirimlere baktım, bildirimler ortak gruptan gelmişti.
Grup
Changbin
Napıyonuz lan
Hyunjin
Sanane lan
Changbin
senle uğraşamam sal
Hyunjin
Uğraş diyen mi var
Jisung
Boş yapmayın lan
Minho
Harbi boş boş konuşmayın
Tam telefonumu kapatıcaken birinden mesaj geldi, bilinmeyen numaradan. Mesaja baktığımda bir fotoğraf göndermişti ve fotoğrafta bir ev vardı, hava karanlık olduğu için tam anlaşılmıyordu ama fotoğrafa dikkatlice baktığımda o evin benim evim olduğunu anladım. Hızlıca dış kapıyı kitledim ve camları ve ışıkları kapatım zatem bunları yaparkende telefonuma mesajlar gelmeye başlamıştı. Tam mesajlara bakacak iken minho beni aradı ve hemen aramayı cevapladım.
Minho: jisung iyi misin niye mesajlarımıza bakmıyorsun?
Jisung:sakin ol iyiyim kapıları falan kitledim o yüzden bakamadım da bu adam benim evimi nerden biliyo
Minho: bilmiyorum jisung, neyse ben geliyorum ben gelene kadar kimseye kapıyı açma gelince seni arayacağım tamam mı?
Jisung: tamam bekliyorum
Aramayı kapatır kapatmaz Whatsapp'a girip diğerlerine haber verdim. Bu adamın bizle derdi neydi aklım almıyordu zaten koreye döndüğümden beri başım dertten ayrılmıyordu. Nedensizce çok gerilmiştim bir adam bizi takip edip fotoğraflarımızı çekiyordu ve şuan o adam evimin etrafındaydı. Yaklaşık bir 15 dakika sonra kapı çaldı ama minho hâlâ mesaj atmamıştı. Sessiz adımlarla kapının önüne gidip kapı deliğinden baktım fakat kimse yoktu. Telefonumu açıp minhoya tam mesaj atacakken kapı tekrar çaldı. Tekrar kapı deliğinden baktığımda kimsyei göremedim, salona geçtim ve minhoya mesaj attım.Minho
Jisung: minho kapıyı çalan sen değildin demi?
Minho: hayır? Ben şuan changbin ile gelmek üzereyim, biri kapıyımı çaldı?
Jisung: Biri iki kere kapıyı çaldı fakat kapı deliğinden baktığımda kimse yoktu
Minho: Tamam endişelenme 5 dakikaya ordayız ve kimseye kapıyı açma kapıyı çalsa bile, sana mesaj atacağım
Jisung: Tamam dikkatli olsun sizde
Telefonu masanın üzerine bırakıp koltuğa oturdum ve minho ile changbin'i beklemeye başladım. Yaklaşık 10 dakika sonra telefonuma minho'dan mesaj geldi ve hızlıca ayağa kalkarak kapıyı açtım. Sonunda changbin ile minho gelebilmişti. Solana geçtikten sonra ben changbin'e ve minhoya birer bardak su getirdim ve yanlarına oturdum.
Changbin suyunu bitirdikten sonra konuşmaya başladı."Kusura bakma gelmek için minhoya ısrar ettimde o yüzden geciktik"
Changbin'in sözü biter bitmez minho konuşmaya başladı.
"Kapıyı çalanı göremedin değilmi"
Başımı olumsuz anlamda sallayarak konuşmaya başladım.
"Hayır göremedim"
Minho'nun gergin olduğu sesinden ve haraketlerinden belliydi. Minho gergin bir şekilde konuşmaya başladı.
"Bunu yapanı bulursam onu harbi geberticeğim"
Changbin'de ona katılarak konuşmaya başladı
"Bende minho bende, artık hiçbirimiz güvende değil üsttelikle sen jisung adam senin evini bile biliyor"
"Changbin haklı jisung, ailen ne zaman dönecek?"
"3 veya 4 gün içinde dönecekler"
"Peki anlaşılan onlar dönene kadar yanında kalacağım tek kalamazsın"
"Gerek yok minho adam herhalde eve gire-"
"Jisung ne dersen de seninle kalacağım"
Konuşmamızın ardından changbin konuşmaya başladı.
"Ben sadece bugün kalabilirim ailem daha fazlasına izin vermez seni daha tanımıyorlar jisung"
"Sıkıntı yok changbin"
Minho'nun bu koruyucu tavrını çok seviyorum, eskiden de beni hep korurdu ne olursa olsun. Sanki her şey eskiye dönmüş gibiydi ve bu beni mutlu ediyordu. Hava iyive kararmıştı saat 12 ye geliyordu yapacak bişi olmadığı için film açmaya karar verdik. Hepimiz 13th friday filmine karar verdik ve filmi açtım.
*Minho'nun ağızından*
Film bitmek üzereydi ve saat 2 ye geliyordu, changbin çoktan uyumuştu. Tam televizyonu kapatıcaken omzumda bir ağırlık hissetim, sağ tarafıma baktığımda jisung omzumda uyuyordu. Bir süre onu izledim, gerçekten büyüdükçe daha yakışıklı olmuştu, kusursuz bir yüzü vardı. Bir süre haraket etmeden onu izledim ama onu odasına götürmem lazımdı ama uyandırmak istemiyordum. Yavaşça ayağa kalktım ve jisung'u kucağıma aldım, nerdeyse uyanıcaktı ama uykusu derin olduğu için uyanmadı. Yavaşça merdivenlerden çıkıp odasına girdim ve yavaşça yatağa yatırdım. Üstünü örtüp tam gidicek iken bileğimden tuttu. Büyük ihtimal uyku sersemiydi o yüzden elimi geri çekmeye çalıştım ama elimi bırakmadı ve mırıldanarak konuşmaya başladı.
"Yanımda yat"
Ne yapacağımı bilemedim bileğimi tekrar çekmeye çalıştım ama bu sefer jisung daha sert kendine çekti. Bırakmayacağını anladığım için jisung'u biraz kenada itip yatağın kenarına uzandım. Eskiden de jisung evde tek olunca onlarda kalıp beraber yatıyorduk açıksası bunu özlemiştim. Kısa süre sonra jisung'un yanında uyuya kaldım.
________________________________
Arkadaşlar bu bölümde biraz fazla texting oldu eğer sevmediyseniz azaltabilirm ve bir sonraki bölümde çoğunlukla diğer shipler olucak çünkü onları baya boşladım. Ve diğer bölüm çarşamba gelicekk
Ve minho ile jisung'un arası eskisi gibi güzell umarım bölümü beğenirsinizz 💗💗
Oy vermeyi ve takip etmeyi unutmayınn