*Changbin'in ağızından*
Sabahın erken saatlerinde uyanmıştım. Koltukta uyuduğum için her yerim ağrıyordu. Etrafıma baktığımda ne jisung nede minho vardı. İlk başta gitmiş olabileceklerini düşündüm ama ikisinin telefonuda masanın üzerindeydi. İlk başta mutfağa gidip bir bardak su içtikten sonra üst kata çıktım. Jisung'un odasının kapısını yavaşça araladım ve aynı yatakata birbirine sarılmış halde uyuyan jisung ve minhoyu gördüm. Onları böyle görmek nedense hoşuma gidiyordu. Yavaşça kapıyı geri kapatıp aşağı kata indim ve salonda koltuğa oturdum. Telefonumu elime alıp Chris'e mesaj attım.
Chris
Changbin
Başkan napıyon
Çiftte kumruların arasında kaldım yaChris
Oturuyorumda çifte kumrular kim la
Changbin
Minho ile jisung
Chris
Minho ile jisung'mu olm en son minho jisung'dan ölümüne nefret ediyordu
Changbin
Ohoo başkan sen çok geride kaldın onlar çoktan barıştı ve şuan aynı yatakta sarılarak uyuyorlar
Chris
Lan ciddi misin
Changbin
Yok şaka yapıyom başkan tabi
Olm ciddiyim lan beraber sarılarak mışıl mışıl uyuyorlar gece beni küçücük koltukta uyutmuşlar insafsızlarChris
Küçüksün zaten sığmışsındır sen oraya
Changbin
Haha çok komik
Neyse başkan sen bugün seungmin ile buluşucaktın noldu o işChris
Hazırlanıyorum şuan
Changbin
Lan söylesene olm tutmiyim seni hadi hazırlan
Telefonumu cebime koyup boş boş oturmaya devam ettim. Artık bir şekilde jeongin ile konuşmam lazım ama nasıl yapacağım hakkında en ufak bir bilgim yoktu. Sanırım hyunjin'den yardım alacağım bu işlerden en iyi o anlıyo ve jeongin'in yakın arkadaşı. Tek başıma canım sıkılıyordu ve acıkmaya başlamıştım ama minho ile jisung'u uyandırmak istemiyordum.
*Minho'nun ağızından*
Gözlerimi açtığımda jisung'un yüzü yüzüme çok yakındı, nefesini yüzümde hissedebiliyordum. Jisung'un yüzüne düşen saçlarını geriye attım. Eskiden gök gürültüsünden çok korkardı ve eğer ailesi evde yok ise onlara gidip beraber sarılarak uyurduk. Beraber geçirdiğimiz hiçbir anı unutamıyorum çünkü onla geçirdiğim her günüm harika geçiyordu, sadece tek bir gün hariç. Bana ucube dediği günü asla unutamıyorum ama geçmiş geçmişte kaldı ve artık ondan nefret etmiyorum. Aslında ondan hiçbir zaman gerçek anlamda nefret etmedim ve edemem zaten sadece kendimi ve etrafımı kandırdım. Jisung'u uyandırmamak için yavaşça yataktan kalktım ve jisung'un üstünü örttüm. Odadan çıktım ve aşağı katta indiğimde koltuktan sarkan changbin'i gördüm. Changbin hemen ayağıya kalkıp konuşmaya başladı.
"Lan beni akşam burda bırakmışsınız gece orda mışıl mışıl uyumuşsunuz ayıp değil mi"
"Ya oğlum normalde burada yatıcaktım da işte"
"İşte ne"
"Uyuya kalmışım"
"Neyse acıktım ben"
"Dışardan söyleyelim uğraşamam yapmakla"
Changbin'in yanına oturdum ve üçümüze sipariş ettim. Yaklaşık yarım saat sonra yemekler geldi, yemekleri salona bıraktıktan sonra jisung'u uyandırmak için yukarı çıktım. Odanın kapısını yavaşça açıp jisung'un yanına gittim, uyandırmak için jisung'u yavaşça dürttüm fakat uyanmadı. Biraz saha sert dürttüm fakat yime uyanmadı, Jisung'un derin uykusu olduğu için onu uyandırmak zor oluyorudu. Masanın üzerinde su dolu bardağı aldım çünkü onu uyandırmanın tek yoku buydu. Suyun birazını jisung'un yüzüne döktüm ve anında uyandı, uyandığındaki yüzü çok komik olduğu için gülmemi tutamadım ve gülmeye başladım. Jisung beni öldürücekmiç gibi bakarken konuşmaya başladı.
"Haha çok komik"
"Evet komik neyse elini yüzünü yıkada yemeğe gel bak yemekler soğuyor"
"Tamam sen in geliyorum ben"
Odasan çıktım ve aşağı kata inerek Changbin'in yanına oturdum. Beş dakika sonra jisung gelmişti ve hepimiz yemekleri yemeye başladık.
*Chris'in ağızından*
Sonunda hazırdım, seungmin ile alışveriş merkezine gidicektik ve çok heycanlıydım. Eşyalarımı alıp hızlıca evden çıktım ve bir taxiye bindim, seungmin ile avm nin önüne buluşucaktık. Yaklaşık yirmi dakika sonra alışveriş merkezine vardım ve girişin orda beklen seungmin'i gördüm. Her zamanki gibi yine kusursuz gözüküyordu, hızlıca yanına gittim ve konuşmaya başladım.
"Beklettiğim için özür dilerim"
"Yok bekletmedin bende yeni geldim zaten"
"Ha bekletmediğime sevindim, hadi içeri geçelim"
Seungmin ile beraber alışveriş merkezinin içine girdik ve gezinmeye başladık. Birkaç mağaza gezdikten sonra kahve alıp bir masaya oturduk. Nedense baş başa olunca onunla konuşmaya çok çekiniyorum, heycanlanınca hep boş konuşuyorum. Bir süre kitaplar hakkında konuştuk, sanırım seungmin'den hoşlanıyordum. Kahvemi içerken yan masada oturam full siyah giyinmiş ve maske ve şapka ile yüzünü kapatan kişi dikkatimi çekmişti. Ara sıra bizim masaya bakıyordu ve bu beni çok kuşkulandırmıştı. Kahvemi hızlıca bitirip konuşmaya başladım.
"Seungmin kahveni alda kalkalım"
"Bir sıkıntımı var chris?"
Sesimi alçatarak konuşmaya devam ettim.
"Burdan gitmemiz lazım burdan çıkınca söylerim"
Seungmin ile beraber hemen masadan kalktık be alışveriş merkezinden çıktık. Arkama baktığımda adamın biraz uzaktan yürüyerek bizi takip ettiğini gördüm. Kuşkularım doğru çıkmıştı, seungmin'in elinden tutup daha hızlı yürümeye başladım. Bir yandan yürürken yoldan taxi bakıyordum ama etrafta hiç taxi yoktu. Hızlıca kalabalığa girip bir süre yürdükten sonra tekrar arkama baktım ve hâlâ bizi takip ediyordu. Mesafemizi biraz daha uzaklaştırdıktan sonra bir ara sokağa girdim, bu yaptığım çok tehlikeliydi ama yapacak başka bir şeyim yoktu. Ara sokaktan sağ dönüp çıkmaz sokağa girdim ve biraz soluklandık ve seungmin konuşmaya başladı.
"Chris noluyo anla-"
Elimle hızlıca seungmin'in ağızını kapatım ve elime sessiz ol işareti yaptım. Biraz uzağımızdan adım sesleri geliyordu ve bu adım sesleri gittikçe yaklaşıyordu.
________________________________
Arkadaşlar kusura bakmayın bölüm biraz aksadı bunun için özür dilerim. Ne güzel seungmin ile chris buluşmuştu ve yine olay oldu... bir günleri sakin geçmiyo garibanlarımın. Umarım beğenirsinizzz bir sonraki bölüm cumartesi veya pazar günü gelicekkk 💗💗💗