GEÇMİŞE MAHKUM!

Sancılı Gökyüzü

Şehirden uzakta ama insanlığa yakın anne kucağı gibi sonsuz sevgi ve merhametin olduğu bir köy, ziyaret köyü.İnsanları güneş gibi sıcacık ve ışıl ışıl,evleri gökkuşağı gibi rengarenk ve göz alıcı güzellikte. Nasıl ki gül bahçesine girdiğin zaman tüm kalbin, ruhun gül kokusunu alıyorsa bu köye girdiğin zaman da kalbine ve ruhuna merhametin,samimiyetin kokusu geliyor

Yağmurlu bir sonbahar gecesi kışa ramak kala bugün Hatay ' ın Altınözü ilçesine bağlı Ziyaret Köyü sanki kıyametin kopmasını izliyor.Son on yılın en şiddetli yağmuru bu yıl, bugün yağıyor . Gökyüzü sancı içinde kalmış kıvranıyor, şimşekler acıdan dolayı olabildiğince ses çıkarıyor, yağmur durmadan yağıyor sanki gökyüzü ağlıyor! Çıkan fırtınayla beraber ağaçlar da kalan son yapraklar oradan oraya savruluyor. Köy halkı evlerine çekilmiş sabahtan beri dinmeyen yağmura, fırtınaya,sancılı gökyüzüne bakıp hayret ediyor?

- Ne oldu bu gökyüzüne? Neden bu kadar çok sancı çekiyor?

Çatılardan aşağı sular akıyor, yollar su ile dolmuş, fırtına korkunç bir uğultu sesi çıkarıyor. Kıyametin kopuşu gibi birgün . Yağmurdan dolayı sel ve erozyona karşı öğleden sonra köye giriş ve çıkışlar kapatıldı. Köyden yarım saat uzaklıkta bir çiftlik , çiftlikte mahsur kalmış iki kişi Cemal ve Cemile , köyün gözde çifti. Sabah çiftliğe gittiler hava kötüleşince köye geri dönemediler . Geceyi çiftlikte geçirmekten başka çareleri kalmadı.

Cemal 1.85 boyunda ince yapılı gözleri ela saçları kumral hafif sakalları olan sevecen biridir. Saçlarını sağa doğru tarar yukarı kaldırır yakışıklı ve yakışıklı olduğu kadar efendi biridir. Arada Cemile' yle uğraşır onun sinirini bozmak, kızdığını görmek Cemal ' in hoşuna gidiyor . Cemile ' inde Cemal 'den farkı yok onun da huyları kocasıyla aynı. Gözleri güneş batmaya yakın gökyüzünde oluşan mavilik gibi . Saçları sarı ve uzun , boyu 1.67 hamile olmasına rağmen fiziği hiç bozulmamış sadece göbeğinden kilo almış . Ona bakan dokuzuncu ayında değil de beşinci ayında olduğunu zanneder.

Sabah saat 7

Cemile sabah erkenden uyanıp duş aldı. Cemal'in ona aldığı , bileklerine kadar uzun olan düşük omuzlu yeşil elbisesini giydi. Saçlarını tarayıp uç kısımlarını kıvırdı. Yüzüne biraz allık , gözlerine rimel sürdü . Gözlerinin maviliği daha da güzelleşti. Dudağına şeftali rengi rujunu sürdü . Geçen kış aldığı fındık topuklu beyaz botunu giydi. Boydan aynanın karşısına geçip ellerini karnının üzerinde dolaştırdı şişen göbeğine bakıp tebessüm etti

- Bebeğim , anneni beğendin mi?

- Bence çok beğenmiştir ama sana kızgındır şimdi !

Cemile aynadan Cemal 'e baktı yeni uyanmış saçları dağınık halde yatakta oturmuş kendisini seyrediyor

- Ne zaman uyandın?

- Gözlerime güneş vurdu, dedim ki hâlla hâlla kışı uyuyarak mı geçirdim? Yaz ayında bile güneş bu kadar ışıl ışıl parlamaz.

Cemal ayağa kalktı Cemile ' nin yanına aynanın karşısına geçti kollarını onun beline doladı ellerini onun göbeğinin üzerinde duran ellerinin üzerine koyup başını omzuna yasladı , aynadan birbirlerine baktılar.

- Neden bu kadar güzelsin?

- Hem bana güzel diyorsun hemde bebeğim sana kızmış diyorsun! Bebeğim neden bana kızmış?