Buket gözlerini açtığında küçük karanlık bir odadaydı. Çok karanlık olduğu için nasıl bir yer olduğunu anlayamıyordu. Olanlara anlam vermeye çalışarak bakınırken kapı açıldı. Yüzüne gelen ışık gözlerini açıtmıştı. Gözlerini ovuşturup tekrar bakındığında maskeli adam içeriye girdi. Buket'in korkup tedirgin olmasına rağmen maskeli adam yanına yaklaşıyordu. Buket cesaretini toplayıp adama bağırmaya başladı.
"Kimsin lan sen!"maskeli adam sırıtıp "niye herkes kim olduğumu merak ediyor ya?" dedi kalın bir sesle. Buket sinirlenerek "kim olduğunu bilmediğimden olabilir mi gerizekalı!" dedi. Adam bozulmuş gibi baktı..baktı..sonra toparlanıp sert bir şekilde Buket'in kolunu tutup çekiştirdi. Buket korkuyla karışık bir sesle "Bırak ya kolumu!" dedi. Adamın bırakmaya niyeti yoktu. Buket adamdan kurtulmaya çalıştıkça adam daha da çekiştiriyordu. Buket kısa bir süre sonra vazgeçti. Artık ne olacaksa olsundu. Maskeli adam Buket'i odadan çıkarttı. Buket etrafına şaşkınlıkla bakınıyordu. Bir geminin içindeydi.. Ne işi vardı burada?, Elif neredeydi?, Kim getirmişti buraya onu?... Sorular kafasında ardı ardına sıralanıyordu. Buket sorularını adama yöneltmek istiyordu ama kal gelmişti,dili tutulmuştu , konuşamıyordu.. Adam Buket'i kaptan odasına getirmişti. Dümeni kullanan biri vardı. Kim olduğunu anlamaya çalışıyordu. Ama kaptanın arkası dönüktü. Yüzünü göremiyordu. Hem bu nasıl kaptandı? Siyah takım elbiseli kaptan mı olurdu? Buket bunları düşünürken yanındaki maskeli adam kalın bir sesle kaptanla konuşmaya başladı. "Buket hanımı getirdim efendim " kaptan arkası dönük cevap verdi. "Tamam sen git ben seni çağırınca gelirsin." Maskeli adam söyleneni yapıp oradan ayrıldı. Kaptan Buket'le konuşmadan yola devam ediyordu. Buket birden sinirlenip "sen kimsin niye getirttin beni buraya?" Buket ne sorsa kaptan kılıklı adam hiçbir şeye cevap vermiyordu. Bu Buket'i daha da sinirlendirdi. "Konuşsana be adam dilini mi yuttun ?" Kaptan durdu..dinledi..ama hiç cevap vermedi. Buket yerinden kalktı. kaptana yaklaştı.. yaklaştı..o sırada kaptan elini kaldırıp durmasını istedi. Buket durmadı hala devam ediyordu. Ve bakacaktı.. her ne pahasına olursa olsun.. Buket bir adım daha attı.. kaptan bir anda döndü ve Buket'e kal geldi. Şuan gördüklerine inanamıyordu. Karşısında takım elbiseler içinde Umut duruyordu. O kadar değişmişti ki Buket ona yaklaşamıyordu dahi. Gidip sarılmak istiyordu ama bir şey onu engelliyordu. Umut sert bakışlarla Buket'e bakıyor Buket ne yapacağını bilmiyordu. Bu aşık olduğu umut değildi. Yıllarca Buket ona bir şey oldu korkusuyla yaşarken o bu zenginlik içinde gününü gün ediyordu. Eğer mantıklı bir açıklaması olmazsa Buket onun yüzüne bakmayacaktı muhatap dahi olmayacaktı. Buket, kendini toparlayıp konuşmaya başladı. "Umut bu ne hal! Ben hergün sana bir şey oldu korkusuyla yaşarken sen burada gününü gün mü ediyordun? Bana mantıklı bir açıklama yapmak zorundasın. Bunların hepsinin bir açıklaması olmak zorunda."
Umut önce Buket'i baştan aşağı süzdü.. süzdü.. konuşmayı başlatacak kelime arıyordu adeta . Buket bağırdıkça nasıl konuşacağını bilmiyordu. Buket bir anda ağlamaya başladı. Umut daha da tedirgin oldu. Buket'e bir adım yaklaştı ki Buket hemen ondan uzaklaşıp "bana bir açıklama yapmadan sakın yaklaşma!" Umut düşüncelerini toparladıktan sonra başladı konuşmaya.. " Buket sana her şeyi anlatamam zamanı gelince söz veriyorum her şeyi anlatacağım." Buket bağırarak "zamanı gelinceymiş umut farkında mısın bilmiyorum ama 1 yıl 3 aydır ben, annen,kardeşin sensiz yaşıyoruz. Ve annen senin öldüğün düşüncesiyle kahroluyor. Hadi beni düşünmedin, anneni düşünmedim, ya değerli kardeşin özge'yi de mi düşünmedin. Annen her gün ona abin gelecek diyor. Özge her gün ağlayarak cam kenarında seni bekliyor. Ne oldu sana umut? Değerli olan her şeyinden vaz mı geçtin?" Umut özge'nin ağladığını duyunca kötü oldu ama bunu belli etmeye niyeti yoktu. Eğer belli ederse değerli olan her şeyini elinden alırlardı. Umut'un Bu yüzden herkesi her şeyi yakıp yıkması gerekiyordu. Buket Umut'a gözleri dolu dolu bakıyordu. Ama Umut hiçbir şeyi anlatamazdı. En iyisi Buket'in her şeyi düşündüğü gibi bilmesiydi. Umut Buket'e "evet Buket değerli olan her şeyimden vazgeçtim. Ben değiştim Buket! Artık o sefil herkese muhtaç olan umut yok!" Söylenenler Buket'in yüzüne tokat gibi çarpmıştı. Ne diyordu bu çocuk acaba bunlar bir şaka mıydı? Şu an Buket'in ihtiyacı olan şey bunların şaka olmasıydı."Umut şaka yapıyorsun değil mi? Bak bu laflar doğru olamaz başka bir şey var. Söyle.. hadi.. beraber çözelim. Belli ki sen çözemiyorsun bunun için böyle davranıyorsun." Umut "hayır Buket ne duyduysan doğru duydun değiştim artık ben! Eski Umut olsa bu halde mi olurdu? Herkes elimin altında, ne istesem oluyor mutluyum ben her şey çok güzel ilerliyor. Bırak herkes beni öldü bilsin." dedi. Buket sinirlenerek "bıraksaydın ben de seni ölü bilseydim. Niye getirttin beni buraya!" Umut "Çünkü senin yerin benim yanım." Buket bu söze daha da çok sinirlenerek "benim yerim senin yanın falan değil , benim yerim eski Umut'un yanı. Umut gülerek "o öldü yenisine alışsan iyi edersin:)"dedi. Buket gülmesine sinirlenerek "Umut ben evliyim biliyorsun değil mi?" Umut'un canı öyle bir yanmıştı ki ne diyeceğini bilmiyordu. Buket söyleyip söylemek arasında gidip geldiği cümleyi bir anda söylemişti. Üzülmüştü ama Umut'un onca lafından sonra söyleyecek başka bir şey bulamamıştı. Onun canının yandığı gibi Umut'un da canının yanmasını istemişti. Öyle de olmuştu.. Umut durup düşünürken Buket tekrar konuştu."ne oldu Umut canın mı yandı? Sana bir şey söyleyeyim mi ben de artık eski ben değilim." Umut sinirlenerek "madem eski sen değilsin o zaman neden her yerde beni arıyordun ya da neden beni ararken hastanelik oldun?" Buket bunları beklemiyordu. Ne diyecekti? Hemen aklına gelen şeyi söyledi. "Yaşadığına inanıyordum Umut ama seni böyle göreceğini bilseydim Emin ol kılımı dahi kıpırdatmazdım!" Umut hiçbir şey söylemeden limana son sürat sürdü ve Buket'e döndü "in aşağıya!" Buket şaşırarak " ne! Ne yapacağım ben Umut burada? Neresi olduğunu bile bilmiyorum buranın.." Umut hemen "ara kocanı gelsin alsın seni! Hem merak etmiştir korkmuştur falan." Umut'un her sözünde Buket'in canı yanıyordu. Tamam tamam Umut'un canını yakmak istemişti ama böyle yapacağını nereden bilebilirdi ki... Umut sert bakışlarla Buket'e bakıyordu. Buket o bakışlara maruz kaldıkça daha kötü oluyordu. Hemen gemiden indi arkasından da Umut indi. Buket Umut'a döndü "sen nereye geliyorsun?" Umut "seni bir otele yerleştireyim kocanı ara gelsin seni alsın." Buket "neredeyiz ki biz?" Umut "merak etme Karadenizdeyiz." Buket'in ağzı açık kalmıştı ne ara Karadeniz'e gelmişlerdi? "Ne alaka Karadeniz? Bu kadar kısa sürede.. Umut alay ediyorsun değil mi?" Buket şaka olduğunu beklerken Umut net bir şekilde " HAYIR" dedi. Resmen Karadenizdeydiler. Buket olanların şokunu atlatmaya çalışırken Umut arabayı gösteriyordu. "Bin Buket!" dedi. Buket Umut'a dönüp "gelmiyorum ben, sen git! Ben İstanbul'a döneceğim."dedi. Umut "saçmalama Buket bin şu arabaya! dedi. Buket inatsa Umut da inattı. Umut ne kadar ısrar ettiyse Buket binmedi, Umut sinirlenip Buket'i kucağına aldı. "Bin dediysem bineceksin!" Buket "indir beni çabuk seninle hiçbir yere gelmem!" Umut "geleceksin Buket hanım istesen de istemesen de..." dedi.
![](https://img.wattpad.com/cover/307463052-288-k178018.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞA MAHKUM (Devam ediyor..)
RandomTerk edilen bir aile. Ailesine bakmak zorunda olan genç bir çocuk. Attığı adımdan sonra başına geleceklerden habersiz ... Umut 19 yaşında. Babasının onları terk etmesini hala atlatamamış. 13 yaşında terk edilmesine rağmen yeni terk edilmiş gibi hiss...