c5

346 34 49
                                    

Kalın ipin acısından dolayı titreyen elleriyle yerde duran bıçağı tutup ipleri kesmeye çalışıyordu Chan. Ellerini her hareket ettirişinde dirseklerine kadar çıkan acıyla birlikte ses çıkarmamaya çalışıyordu. Dudaklarını kemirmekten, dudakları kıpkırmızı olmuştu.

"Lütfen kop artık. Lütfen..."

İçinden dualar ederken, bileğinin acısını umursamadan bıçağı biraz daha hızlı hareket ettirdi. Bileklerine gelen rahatlama ile birlikte ellerini önüne aldı ve hafiften morarmış bileklerine baktı. Ellerini yüzünde gezdirdi ve farketmeden düşürdüğü gözyaşlarını sildi. Bıçağı tekrar eline aldı ve bu sefer ayak bileklerindeki ipleri kesti.

Tekrardan özgürlüğe kavuşmanın verdiği mutlulukla gülümsedi ve sendeleyerek ayağa kalktı. Bacakları uyuşmuştu bu yüzden hareket etmekte zorlanıyordu. Ama bir şekilde kapıya ulaştı. Oyalanmaması gerekiyordu. Minho'nun ne zaman geleceği ve nerede olacağı belli olmazdı.

Elindeki bıçağı daha sıkı tuttu ve tedirgin bir şekilde kapının kolunu aşağıya doğru indirdi. Minho'nun çıkarken kilitlediğini hatırlamıyordu. Kapı yavaşça açılırken Chan gülümsedi ve dışarıdaki serin havayı içine çekti.

"Sonunda..."

Biraz etrafına bakındı ve Minho'nun buralarda olmadığını görünce sevindi. Çıkış kapısına doğru ilerlerken elinden geldiğince sessiz ve hızlı olmaya çalışıyordu. Tabii ayakta durmakta zorlandığı için hızlı olmak pek de kolay değildi.

Bahçenin çıkış kapısına geldiğinde gülümsedi. Tam kilidi açacaktı ki... Ensesinde hissettiği nefes ile duraksadı.

"Ya şimdi, ya hiç..."

Arkasındaki Minho'yu umursamadan kilidi hızlıca açtı. Kapıyı kendine doğru çekerken Minho'nun kapıyı sertçe ittirmesiyle parmakları sıkıştı. "Ahh!"

Ağzını kapatan eller ile bağıramıyordu. Zaten Minho'nun evi tenha bir yerdeydi. Bağırsa da sesini duyuramayacağını biliyordu Chan.
"Sana yaramazlık yapma demiştim!"

Chan'ı itekleyerek evin içine sokmaya çalışıyordu. Chan ne kadar dirense de, artık gücü kalmamıştı. "Benim aptal olduğumu mu düşündün?" Evin içine girdiklerinde, Minho Chan'ı yere fırlattı. "O bıçağı görmediğimi mi sandın?"

Chan ağlamaktan başka bir şey yapamıyordu. "Özür dilerim."

"Özür dileme!" Minho, Chan'ın suratına yaklaştı ve bağırmaya devam etti. "Özür dileme, yalvar! Seni affetmem için, seni yaşatmam için yalvar!"

Chan, Minho farketmeden kolunu hemen yanındaki sehpaya uzatmıştı. "Yalvarırım Minho, yalvarırım... Öl!"

Elinde tuttuğu vazoyu hızlıca Minho'nun kafasına geçirmesiyle, Minho yan tarafına savruldu. Chan, önce ellerinde kırılan ve paramparça olan vazoya, daha sonra ise yerde  yatan ve kafası kan içinde olan bedene baktı.

"Ben sadece kendimi korudum."

arkadaslar sonraki bolum final sanirim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

arkadaslar sonraki bolum final sanirim.

umarim finalde sacmalamam :)

omg! he's gonna kill me • minchan ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin